Özlem Yüzak
Özlem Yüzak ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Geleceği inşa etmek - ortak akıl (1)

06 Ocak 2017 Cuma

Biri alıyor topu, ayağında birkaç kez çevirip karşısındakine atıyor. O da güzel bir pas ile çaprazındakine... Tıpkı bir futbol antremanı gibi. Ama değil. Top, karşılıklı paslarla bir ayaktan ötekine, oradan berikine geçtikçe parlıyor, yeni renkler ekleniyor, irileşiyor...
Tabii bu bir analoji. Ama, Herkese Bilim Teknoloji (HBT) dergisinin 4 yazarı bir süreden beri yukarıdaki analoji ile anlatmaya çalıştığım top oyunu gibi bir beyin fırtınası sürdürüyorlar. Konu: Türkiye’de yüksek katma değerli üretim ve yaratıcılığı teşvik için ne yapılmalı? Birkaç ay önce açıklanan Ar-Ge reform paketi bu konunun ne kadar uzağında ya da ne kadar yakınında?
Müfit Akyos, Ali Akurgal, Bayram Ali Eşiyok Türkiye’den, Serdar Kıykıoğlu ABD’den... Hedefe kilitlenmiş şekilde karşılıklı paslarla konuyu derinleştiriyor, örneklerle zenginleştiriyorlar. Bir e-posta grubunda filizlenen tartışma HBT’nin sayfalarına yansıyor doğal olarak. Amaç bir ortak akıl ortaya çıkarmak. İçinde bulunduğumuz bu kâbus gibi ortamda (terör, korku, derinleşen ekonomik kriz vs.) çölde açan bir çiçek gibi.
Bunu neden anlatıyorum?
Önce 2 gerçek ile başlayalım:
1- Dolar tüm dünyada yükseliyor. Ama TL en çok kıymet kaybeden iki paradan biri. Neden? Çünkü ekonomimiz döviz ihtiyacını karşılayacak kadar teknoloji üretip satamıyor. Bir örnek: 2015 yılında 26 milyon 219 bin dolar tutarında yüksek teknoloji içerikli ürün ithal ederken bu alandaki ihracatımız sadece 4 milyon 909 bin dolar olmuş. Dış ticaret açığı 21 milyon 310 bin dolar. Orta ve ileri teknolojilerde de durum çok farklı değil. 42 milyon 748 bin dolarlık ihracata karşılık 73 milyon 896 bin dolarlık ithalat gerçekleştirmişiz. Bu alanda da dış ticaret açığımız 31milyon 148 bin dolar olmuş.
2- Türkiye’de eğitim kalitesi son derece yetersiz, temel beceriler eksik. Üstelik genç nüfusun neredeyse üçte biri ne eğitime ne ekonomiye katılıyor. Bunu OECD, PISA verileri ile daha birçok uluslararası veri tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.
Ve bunu bir 3.’sünü de ekleyelim
3- Başarılı beyinlerimiz hızla ülkeyi terk ediyorlar. Türkiye’de gelecek göremeyenlerin sayısı hızla artıyor. Başarılı akademisyenler, nitelikli beyaz yakalılar, gençler kapağı yurtdışına atmak için çeşitli yollar arıyorlar.
Peki ne, nasıl yapılmalı? İşte bu noktada top kendi alanlarında gerçekten uzman bu dört arkadaşımızda. Yazdıklarını bu küçücük alanda anlatabilmeme imkân yok. Şiddetle tavsiyem okumanız.
Sadece “Bilim nerede ve nasıl yapılabilir?Sanayi politikası olmadan yüksek teknoloji üretilebilir mi? Nasıl bir teşvik politikası olmalı? Nasıl bir eğitim?” gibi konular değil; işin felsefesi ve mantığı, başarılı örnekler, derinlemesine analizler de var.
Ortak akıl ile geleceğin inşasına katkıda bulunmaya çalışan bir avuç insan ve onlara alan açan bir küçük dergi. Tabii tamam da ne işe yarayacak bunlar diye sorabilirsiniz. Hatta dilerseniz hayalperest ya da modern Don Kişot’lar diye tanımlayabilirsiniz. Sorun değil. Ama unutmayalım sadece 2 çıkış yolumuz var.
Biri, bilgiyi ve bilimsel düşünceyi ana eksene oturtarak ortak akıl geliştirebilmek ki bunu becerebilmek tarihi bir sorumluluk da aynı zamanda.
Diğeri, biraz umut yeşertmek. Herkesin baş aşağı düşmekte olduğu dipsiz kuyunun cehennemvari tuzaklarla dolu derinliklerinde, tutunmaya çalıştığımız dalı birilerine daha uzatmak.
Ne dersiniz? Denemeye değer değil mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları