Özdemir İnce

Zort çekmek zamanı!

16 Mayıs 2023 Salı

2014-2018 yılları arasında açık olan sitemde, cumhurbaşkanı seçiminden beş gün önce 5 Temmuz 2014 günü yayımladığım yazının adı Zort Çekmek imiş. Dokuz yıl gecikmeyle okumanıza sunuyorum!

***

[“Deha ile budalalık arasında bir tek fark vardır. Deha sınırlıdır.” Albert Einstein]

Şimdi aranızdan birçoğu ne demek bu “Zort çekmek!” diye sorabilir ve soranlar da haklı olur. “Zort çekmek” biz Çukurovalılara özgüdür ve benim bayıldığım bir “şey”dir. Orhan Kemal’in roman ve öykülerinde bol bol bulunur.

Bizim Adanalılar (ben Mersinliyim) “Adana’da kullanılan kelimeler” diye bir liste yapmışlar ama “özel kelimeler” demeleri gerekirdi. “Zort çekmek” işte bu listede var.

Evet bizim Adanalıların hazırladığı bu listeye göre “Zort çekmek”, “Birini küçük duruma düşürmek”, “sesli nanik yapmak” anlamına geliyor. Bir bakıma doğru, bir bakıma yanlış. Doğru, çünkü küçük düşürmek, protesto etmek, alay etmek için zort çekilir. Yanlış, çünkü sadece güçsüzler güçlülere zort çekerler. O da yüzlerine karşı değil, arkadan. Arkadan dedimse bir kilometre arkadan değil, 5-10 metre arkadan.

Arkasından zort çekilen dellenir, cin ifrit olur ama ne çare, “grado gırılmıştır bi kerre!”

Örneğin ağanın kâhyasının arkasından, çırçır pavlikatörünün kostaklanan yeğeninin arkasından esaslı bir zort çekilir. Ve bazen, zortun ardından “Yürrü kereste müdürü!” diye de bağırılır.

Şimdi ne oluyor bilmiyorum. Ben 60 yıl öncesinden söz ediyorum.

Bugün herkes tarafından anlaşılıyor ki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin senaryosu Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasını sağlamak için özel ve güzel olarak tasarlanmış. Aramızdan bazıları bunun bir tezgâh olduğunu elbette biliyordu. Muhalefet de biliyordu, ama ne çare, karşı taraf TBMM’de zar tutuyordu, pul çalıyordu, kâğıt saklıyordu, olmazsa masayı deviriyordu.

Tezgâh referandumda başladı. Cumhurbaşkanlığı ve seçimi tam anlamıyla bir tuzak olarak hazırlandı. Cumhurbaşkanı adaylarına bir aylık propaganda süresi ne demek? Şu demek: AKP’nin adayı başbakan R.T. Erdoğan, Abdullah Gül’ün dediği gibi “cumhurbaşkanı” olacak demek. Öteki adaylar kuş olup uçsalar, ağızlarıyla kuş tutsalar, şahin olup av avlasalar, önlerindekini ısırıp arkalarındakini tepseler... Nafile!

Tam anlamıyla kirli bir kumpas!

Hani, bazı taşra üniversiteleri eleman almak için, adayın sağ köprücük kemiğinin üzerinde bir ben ve “ayrıyeten” yanağında bir gamze olacak türünden ilan verirler ya tıpkı öyle.

Efendim, ben fakir, şimdi, “AKP, polisi, Emniyet’i, yargıyı, savcıyı, yargıcı, Yüksek Seçim Kurulu’nu, TRT’yi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu, ikide bir bozulan yüksek hızlı treni, su sızdıran Marmaray’ı ele geçirdi; aç bırakıp horladığı çiftçiyi, işçiyi, emekliyi, memuru ve bilumum vatandaşı tongaya bastırdı” demeyeceğim. Ki bunların tamamı doğru ve gerçektir. Bazı örnekler vereceğim:

Roma tarihiyle ilgili bir filmde iki babayiğit arenaya çıkmış, düello edecek. Bir tarafta filmin oğlanı sağ eli bağlı, sol elinde ucu kırık bir kılıç ve başı çıplak; karşı tarafta bir elinde upuzun bir mızrak, öteki elinde serpme ağ, sırtında bir kalkan, başında miğfer... Ve arenanın yükseklerinde, ne olur ne olmaz diye, on kadar lejyon okçusu.

Satış parasının nereye gittiği belli olmayan, özelleştirilmiş Cumhuriyet fabrikalarından, tesislerinden söz bile etmiyorum. 17 ve 25 Aralık haramiliğinden de söz etmiyorum. Fezlekelerden mezlekelerden de söz etmiyorum. Gün gelir hesabı sorulur...

Bütün bu işlere BirGün (04.08.2014) gazetesi güzel bir manşetle cevap vermiş:

“Kılıçdaroğlu Alevi, Demirtaş Zaza, İhsanoğlu Mısırlı, sen de hırsızsın!”

1970’lerde ben de böyle bir cümle duymuştum: “Üzülmeyin, size komünist diyorlarsa, bana da hırsız diyorlar!”

Cümle bana söylenmişti. Nasıl cevap verdiğimi duymak bile istemezsiniz.

10 Ağustos 2014 günü yapılacak tarihi cumhurbaşkanlığı seçiminde durum bu.

Böyle bir ortamda, R.T. Erdoğan seçime girmeyi içine sindiriyor, böylesine kumpaslara, ahlaksızlıklara tenezzül ediyor. İnsan biraz kabadayı olur, biraz centilmen olur, ama ne gezer!

R.T. Erdoğan’ın seçimi kazanması için millete bol kepçe seçim ve geçim viagrası dağıtılmış!

***

14 Mayıs 2023 seçimleri üzerine hiçbir şey yazmayı düşünmüyorum. Atalarımızın çok güzel bir sözü var: “Kendi düşen ağlamaz!” Ama adam ağlıyor ve beni uyutmuyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları