Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Atatürk sayesinde şampiyon
Basından bir haber: “Milli tenisçi Zeynep Sönmez, Meksika’daki Merida Açık’ı kazanarak WTA sıralamasında ilk 100’e girmeyi başardı ve kariyerinde tarihi bir adım attı. Avustralya Açık’a eleme oynamadan katılacak 22 yaşındaki Sönmez, ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 86. yılı için ‘Bugün Türkiye’de bazı şeyleri yapabiliyorsak bu Atatürk sayesinde. Bu da bir kadın sporcu olarak benim için çok özel. Umuyorum ilerleyen süreçte Türk halkının yapabileceklerini, gücünü gösterdiğimiz bir döneme gireriz’ dedi. Sönmez ayrıca tenisin kendisi için bir araç olduğunu, asıl amacının insanlara pozitif yönde ilham olabilmek, onlara dokunabilmek olduğunu belirterek ‘Bu benim en büyük motivasyonum’ dedi.”
Kökleri ortaçağ Fransa’sında elle oynanan bir oyuna dayanan ancak bugünküne oldukça yakın şekilde 1800’lü yıllar İngiltere’sinde oynanmaya başlanan oyun, öncelikle İngilizce konuşulan ülkelerde yayılmıştır. Tenis bugün bir olimpiyat sporu olup her seviyeden, her yaştan ve her ülkeden oyuncusu bulunmaktadır.
Bu sözcük Fransızca “tenir” (tutmak, yakalamak) fiilinin emir kipi olan “tenez” sözcüğünden gelir. 14. yüzyılda Fransız şövalyelerin bir topa avuç içi ile vurarak oynadığı ve “avuç içi oyunu” olarak bilinen bir oyunda oyuncular birbirlerine “tenez!” (töne) diye bağırırlardı.
Bu kadar ödünç allamelik yeter. 1940’lı 50’li yıllarda, Mersin’de, Halkevi (şimdiki opera) önünden Kışla Caddesi’ne kadar uzanan yol üzerinde bulunan zengin villalarında tenis kortları vardı. Tenis kıyafetiyle tenis oynarlardı. Ben de liseye komşu stadyumda bulunan tenis kortunda 25 kuruşa top toplayıcılığı yapardım.
Milli tenisçi Zeynep Sönmez’in başarısını Atatürk’e bağlaması son derece önemli. Bu saptama cümlesi beni Prof. Dr. Afet İnan’ın M.Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları kitabına götürdü. Atatürk’ün ağzından günümüz diline göre aktarıyorum:
Yemekten sonra oturduğumuz salon, dans salonunun yanında idi. Gayet zarif, latif birkaç genç kadın, smokinli erkeklerle dans ediyorlardı. İki salon arasındaki büyük camlı kapı köşede işgal ettiğimiz koltuklardan bu tekrarlanarak sürüp giden Vonstep’leri seyre pek müsaitti.
- Ne güzel dedim.
Dansı çok sevdiğimden ve ateşemiliterlik zamanımda birinci valsörlerden addedildiğimden bahsettim.
Hanımefendi de kızlık hayatında çok dans ettiğinden ve dansı sevdiğinden bahsetti ve sonra ilave etti.
- Bu hayatın bizde yerleşmesi ne kadar güç.
Dedim ki ben her vakit söylerim, burada da bu vesile ile arz edeyim, benim elime büyük yetki ve güç geçerse ben cemiyet hayatımızda arzu edilen devrimi bir anda bir “coup”1 ile tatbik edeceğimi zannederim. Zira ben bazıları gibi ayaktakımının düşüncesini, ulema takımının düşüncesini yavaş yavaş benim düşünce dünyam derecesinde arzu edip düşünmeye alıştırmak suretiyle bu işin yapılacağını kabul etmiyor ve böyle harekete karşı ruhum isyan ediyor. Neden, ben, bu kadar yıl yükseköğrenim gördükten, uygar ve toplumsal hayatı inceleme ve zevk alma özgürlüğü için zaman sarf ettikten sonra ayaktakımı düzeyine ineyim. Onları kendi düzeyime çıkarayım, ben onlar gibi değil, onlar benim gibi olsunlar. Mamafih bu meselede incelenmesi gereken bazı noktalar var. Bunları iyice inceleyip karar vermeden işe başlamak hata olur.2
Benim bu alıntıyı yapmak için seçtiğim dolambaçlı yol “tepeden inme”, “darbe”, “birden” anlamına gelen Fransızca “coup” sözcüğünün Atatürk için önemine değinmek içindi. Atatürk bütün Cumhuriyet Devrimlerini çok uzunca düşündükten sonra sekiz Devrim Yasasının altısını 1924- 1928 yılları arasında çıkarmış, iki devrimi ise 1934 yılında yapmıştır: Öğrenim birliği, şapka giyme, tekke ve zaviyelerin kapatılması, medeni nikâh, uluslararası rakamların kabulü, Harf Devrimi, bazı lakap ve unvanların kaldırılması ve bazı kıyafetlerin giyilmemesine dair kanunlar. Toplam beş yıl içinde toplumun ortaçağ dünyasından çağının çağdaşı olma yolunda yaptığı sıçramalar.
Devrim ve değişim hareketi belli bir zaman içinde olmaz ve yapılmaz ise girişim kangren olur ve kokar. Nereden nereye? Milli tenisçi Zeynep Sönmez’den Atatürk’ün Cumhuriyet Devrimlerine. Zeynep Sönmez de benim yazdıklarımı söylemek istiyordu zaten! Demir tavında dövülür!
***
1 Tepeden inme, darbe.
2 Afet İnan, M. Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları, Türk Tarih Kurumu, 2020, s.43.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- İşte en yüksek faiz veren bankalar...
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- Teğmene çirkin saldırıda yeni gelişme!
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- İmamoğlu'ndan Bakan Tunç'a sert yanıt
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'
- Özel'den dikkat çeken Kılıçdaroğlu kararı
- Cemal Enginyurt'tan Cumhuriyet'e ilk açıklama!
- DP'de deprem: İstifa ettiler