Çocuklarımıza çok yazık oluyor

28 Eylül 2024 Cumartesi

Yaşadıklarımıza tanık olup gazetelerdeki haberleri okuyunca siz de “Bu ülke yönetilmiyor ya da gözümüzün içine baka baka, bu ülkedeki laik Cumhuriyete ihanet ediliyor” diyor musunuz, demiyor musunuz?

Baksanıza, Yusuf Tekin isimli dini (!) eğitim bakanı, “hayali” dediği sınıfları yüzlerce okulda kapattırmakla övünüyor ülkenin pek çok yerinde bulunan -üstelik dünkü Cumhuriyet’te yayımlanan habere göre, Hizbullah isimli terör örgütünün- İran temsilcisi olarak bilinen bir kişinin yönettiği “Âlimler ve Medreseler Birliği”ne bağlı medreselere göz yumuyor. 

Hayır göz yummakla kalmıyor, onları belli ki koruyor. Nitekim haberde bu okullardaki “öğrencilerin barınma ve yetiştirilme” işlerinde de Ali Erbaş’ın başında bulunduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın katkısı bulunuyor.

Bu memleketin en sorumlu kişisi Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına” yemin etmemiş miydi? 

Bakan olunca TBMM kürsüsünden “hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına” yemin eden Yusuf Tekin değil miydi?

İnsan onuruna yakışan ilk şey, verdiği söze ettiği yemine sadık kalmak değil mi?

Çeşitli okullarda açıldığı ileri sürülen “hayali sınıf” her ne ise onları kapatmakla övünen Yusuf Tekin bakanın Türkiye’nin birçok ilinde açılan, dünkü Cumhuriyet’te Adıyaman. Diyarbakır ve Bingöl’de açıldıkları açıkça ifade edilen medreselerin 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) yasasına bağlı kalmak gibi bir mecburiyetleri yok mu?

“Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” adıyla ilan ettikleri ÇEDES isimli projeyi bile ismine uygun şekilde uygulayamıyorlar. Çevresine bağlı çocukların “temiz bir okulda eğitim görme hakkı”nı kim koruyacak ve gerçekleştirecek? 

Ülkenin çocuklarına gerici eğitim vermek için çırpınan Yusuf Tekin on binlerce okulun pislik içinde yüzmesi nedeniyle zerre kadar mahcubiyet duymuyor mu?

Dört veya beş çocuğumuzdan birinin (özellikle de çocukluğunun ilk döneminde olan ilkokul çocuklarının) okula aç gitmeleri Yusuf Tekin’i değilse öncelikle kimi mahcup etmeli?

Çocuklar aç, okullar pislik içindeyken Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, bakanlığa verilen bütçenin cemaat ve tarikatlara yedirildiğini söylüyor. Bunun yarın öbür gün hesabının sorulabileceğini düşünen yok mu?

Bir gün şurada, öbür gün başka bir yerde milli eğitim müdürü sıfatlı kişilerin okullara gerici baskılar uyguladığını idareden duymuyorlarsa gazetelerdeki haberleri de mi gözleri görmüyor?

Dünkü Sözcü gazetesinde Mersin’de bulunan İsa Ömer Anadolu Lisesi öğretmenlerinden Azize Sor ile Ali Doğan aleyhine milli eğitim müdürü tarafından idari soruşturma açıldığı bildiriliyordu. 

Öğretmenler, her nedense, (çok muhtemelen ÇEDES projesi uygulamasıyla ilgilidir) okuldaki öğrencilere başkalarının karışmasını önlemek için, “Velilerden izin alınması gerekir” dediklerini ifade etmişler.

Size soruyorum: Bu ülkeyi yönetenler mi bu ülkeyi seviyor yoksa bu öğretmenler mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hitler ve Netanyahu 21 Eylül 2024
Biten tüzük kurultayı 14 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları