Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Rejimin çoklu organ yetmezliği

14 Ocak 2025 Salı

“Çoklu organ yetmezliği”, canlı bir organizmanın, bütün organlarının iflas etmesi sonunda, hayatını kaybetmesidir.

***

Parlamenter Demokratik Rejim’in iktidar tarafından katledildiğini ve önce “buzdolabına kaldırıldığını”, sonra da “tarihe gömüldüğünü” bizzat iktidarın ağzından duyduk.

Yine iktidardan, yeni rejime “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dendiğini öğrendik.

Cumhurbaşkanı, “İngiltere, Almanya, Fransa ve şahsım dörtlü zirve yaptık” diyerek bu rejimin adının “Şahsım Devleti” olarak konmasına da yol açtı.

Şimdi, zaten doğduğunda bir “ucube” olduğu görülen ve yaşaması, uzmanlarca “olanaksız” görülen bu “Şahsım Devleti Rejimi”nin “Çoklu organ yetmezliğinden” dolayı ölümünü yaşıyoruz!

(Laf aramızda, bu rejimi doğurtanlar da sonuçlara bakarak onun öldüğünü artık anladıklarından, şimdi yeni bir Anayasa arayışı içindeler.)

***

Bu rejim, dünyada daha önce uygulanmamış, Anayasa Literatürü’nde de yeri olmayan garip bir idari sistemdir:

1) Bütün yürütme yetkileri, bir kişide, Cumhurbaşkanı’nda toplanmıştır ama çok özel koşullar gerçekleşmedikçe bu yetkilerin hesabı sorulamaz.

Klasik devlet kurumlarının ve mekanizmalarının çökertilmesinden sonra, tek bir kişiye bağlı olan bu yürütme ne güvenlik ne üretim ne sağlık ne eğitim ne geçim sorunlarını ne de günlük yaşamın gerektirdiği hizmetlerdeki aksamaları çözebilmekte ne de yolsuzlukları engelleyebilmektedir.

Bu yetersizlik, özellikle deprem gibi felaketlerde iyice görünür olmaktadır.

2) Meclis’in pek çok yasama yetkisi de kendisine devredilmiş olduğu halde, Cumhurbaşkanı, kendisine devredilmeyen yetkileri de kullanmakta ve bu işlemler, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasına rağmen, devam ettirilmektedir.

Meclis’in, hükümeti denetleme yetkisi de hükümet kaldırıldığı için yok edilmiştir!

3) Rejimi denetleyen yüksek yargı organları mensuplarının tayin ve terfileri de Cumhurbaşkanı’nın doğrudan ve dolayı etkisi altındadır.

Bu durum, yargı mekanizmasının siyasal amaçlarla kullanılmasına ve ayrıca rejimin yozlaştırılmasına yol açmakta, ülkedeki adalet kavramı bütünüyle zedelenmektedir.

4) Rejimin yerel yönetimleri açısından, yapılan ayrımcılıktan dolayı, muhalif partilerin elinde olan kentlerdeki belediyelerin hizmetleri engellenmekte, özellikle büyük kentlerdeki halk mağdur edilmektedir.

***

Özetle “Şahsım Devleti”nin yürütme, yasama, yargı ve yerel yönetim organları yetersiz kalınca, Rejim, “Çoklu organ yetersizliğine” uğruyor; halk da açlığa, sefalete ve umutsuzluğa mahkûm ediliyor.

Son örneği, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Polat’a yapılan muamele olan, gözaltı ve kayyım operasyonları da kamuoyunda, “Şahsım Devleti Rejimi” sorunu olarak değerlendirilmekte.

“Yeni Açılım” süreci de bu “Ucube Rejim” dolayısıyla, insanlara güven vermemektedir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları