Ayşegül Yüksel

‘Vatan Kurtaran Şaban’ günümüzde

14 Ocak 2025 Salı

Etimesgut Belediyesi, Ankara’nın hızla gelişen Eryaman semtinde bir kültür-sanat vahası kuruyor. 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi (CKM) bir önceki Etimesgut Belediyesi başkanı Enver Demirel tarafından 2023’te açıldı. 750 kişilik tiyatro salonu, bin kişilik kütüphane, 2 toplantı salonu ve başka kullanım birimlerinden oluşan bu özenle yapılmış büyük yapıda öncelikle Devlet Tiyatroları oyunlarının yer alması öngörülmüştü. Son yerel seçimleri kazanarak belediye başkanı olan tiyatro sanatçısı Erdal Beşikçioğlu,  CKM’de oyun sergilemesi amaçlanan Etimesgut Kent Tiyatrosu’nu kurdu.  Beşikçioğlu bu yeni tiyatronun genel sanat yönetmenliğini de üstlendi.

Sahneleme çalışmaları 2024-25 tiyatro döneminde başlanan Etimesgut Kent Tiyatrosu oyunlarından ilki Haldun Taner’in ‘Vatan Kurtaran Şaban’ oyunu oldu. CKM tiyatro salonu üç gün DT’nin, öteki üç gün de Kent Tiyatrosu’nun yapımlarına yer verecek. Beşikçioğlu, Etimesgut Belediyesi’nin ve CKM’nin Ankara’daki kültür hareketleri bağlamındaki katkısını vurgulamak için, Ekim 2024’te  (8 Ekim 2024 tarihli Cumhuriyet’teki yazımda yer alan), Etimesgut Uluslararası Kent Tiyatro Festivali’nin ilkini düzenledi.

ETİMESGUT KENT TİYATROSU’NUN ‘VATAN KURTARAN ŞABAN’ UYARLAMASI’ 

Yazar/yönetmen Erdal Ozan Metin’in, CKM için uyarladığı, bir oranda da güncelleştirdiği ‘Vatan Kurtaran Şaban’, 20 oyuncu tarafından, Tan Temel’in hareket düzeni, Emre Satı’nın sahne tasarımı, Berfin İlhan’ın giysileri, Zeynel Işık’ın ışık tasarımı, Murat Gedikli’nin müzik düzenlemesiyle sunuluyor.

1967 yılında Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun kurulması ve ‘Vatan Kurtaran Şaban’ oyununun sahnelenmesiyle başlayan ‘kabare tiyatrosu’nun, ilk kurucular olan Haldun Taner, Metin Akpınar, Zeki Alasya, Ahmet Gülhan’ın katkılarıyla nasıl sahnelerimizin en popüler türü olup çıktığını, Batı’da olduğu gibi, gece kulüplerinde sunulmak amacıyla hazırlanan oyunların, kısa zamanda gece kulübü ortamından taşarak İstanbul’un yazlık sinema uzamlarına taşınacak düzeyde popülerleştiğini yaşı yetenler yakından izlemiştir. Bu ‘popülerleşme’nin, zaman içinde çok kanallı televizyonda birbiriyle itişen ‘cıvık skeçler’e dönüştüğünü izlemeye ise hepimizin yaşı yetti.

GÜLDÜREN YAPITLARDAN...

‘Vatan Kurtaran Şaban’, ülkemizin iktidardaki partilerin yer değiştirmesinden etkilenmeyecek bir kültür-sanat politikasına sahip olmasını özleyenlerin oyunudur ve güncelliğini sürdürmektedir. Haldun Taner, ‘devlet’ ile ‘kültür ve sanat işleri’ arasındaki ilişkinin parodisini yaparken, devlet adına dayatılan gülünç uygulamalara ağır bir eleştiri getirir. 

‘Vatan Kurtaran Şaban’, aynı zamanda, Taner’in en çok güldüren yapıtlarından biridir. Oyun, tapu kadastro müdürüyken, hastalanan komşusunun biletiyle gittiği ‘ördek gölü balesi’nde boy göstermesiyle kültür müsteşarlığına atanması bir olan Şaban Bey’in Türk sanat ve kültürüne --günün politikacılarına yaranmak için benimsediği- ‘kafatasçı’, ‘mukaddesatçı’, ‘komünist düşmanı’ duruşuyla bakışını yansıtır. Şaban’ın kişiliğinden ve konuşmalarından kaynaklanan güldürü, arı gülmece,  politik taşlama ve fars öğeleriyle yoğunlaştırılır. Ancak, güldürünün gerçek teatral boyutlarına, Şaban Bey’in komşusu ‘muhasip’ Mısta Bey’i ‘özel kalem müdürü’ olarak atamasıyla ulaşılır. Kavuklu Pişekar ile buluşmuştur.

EMEK...

Özgün metni gece kulübü ortamında sunulmak için yazılmış, bu nedenle oyuncu kadrosu daraltılmış bir oyun olan ‘Vatan Kurtaran Şaban’, seyirciyi birbirini hızla izleyen esprilerin peşinde koşturmayı amaçlar. Yazar Erdal Ozan Metin de oyunu güncelleştirirken aynı amaca yönelmiş ve gerçekten de çok emek verdiği bir uyarlama oluşturmuş. Ne ki, Taner’in metni, seyirci-sahne bağlantısını kurmada, seyirlik oyunculuk geleneğimizdeki kıvraklığı göz önüne alırken, Erdal Ozan Metin’in metni aynı yönde etkili olamıyor. Çok büyük bir sahnede, çok sayıda seyirciye seslenme zorunluğu gereği kullanılan mikrofonun yadırgatıcı etkisiyle ve sesin çatlamasıyla, oyun metninin izlenmesi zorlaşıyor. Seyirci az gülüyor. Yer yer çocuk bahçesi duygusu veren sahne tasarımına dayandırılmış olan reji de, beklenen kıvraklığın oluşmasını sağlamıyor. Öte yandan, oyuncu ekibinin koreografik çalışmayı iyi yaptığını, bedenlerinin hızlı hareket düzenine kolayca uyum sağladığını görüyoruz. Şaban’da Melih Efeçınar ve Mısta’da Hüseyin Oçan, sınırlı ‘tipleme’ düzeni içinde sevimli bir oyun çıkartıyorlar.

Sonuç olarak kabare tiyatrosu değil, sıkı çalışılmış bir ‘gösteri’ izliyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları