Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Suriye Çıkmazı
“El Cezire”de dün gece Rezzan el Zeytune adında bir Suriyeli aktivisti izledim. Mücadelesinde kararlı olduğunu söyleyen genç kadın, kocası dahil.. etrafında eş dost kim varsa tutuklandığını anlatıyordu.
\nSuriye’den gelen görüntüler karşısında insan, “Hâlâ.. Bu ne cesaret” diye sormadan edemiyor…
\nKaddafi Libyası ile Suudi ordusu kontrolündeki Bahreyn dışında, başka hiçbir ülkede “Arap Baharı” Suriye’deki kadar kana bulanmadı…
\nCumadan cumaya. dokuz haftadır. televizyon ekranlarında sokak ortasında rasgele vurulan göstericiler ve isyan kentlerini kuşatmak amacıyla şehirler arası yollara dizilen tank görüntülerine tanık oluyoruz.
\nCuma günleri yaklaşırken “Muhabarat” düzenli olarak ev ev eylemci avına çıkıyor. “Önleyici tedbir” babında önüne geleni gözaltına alıyor. Gözaltındakiler sonra işkenceden geçiyor.
\nBuna karşın Rezzan el Zeytune gibi aktivistler vazgeçmiyor. Şişeden çıkardıkları cini geri sokmayı kabullenemiyorlar. Zaten hep korkuyla yaşadıklarını belirtiyorlar. Bu kez hiç olmazsa umut etmek istiyorlar. Bu defa da tutturamazlarsa yaşamlarında bir daha böyle bir “değişim fırsatı” elde edemeyeceklerini düşünüyorlar.
\n“Değişim fırsatı”, Suriye için hayli zorlu görünse de ilanihaye “Esadlarla yaşamak seçeneği” çok daha feci olduğundan, aktivistler hâlâ sokaklara çıkmaya devam ediyor…
\nEsadlar ‘Baba’ filmini andırıyor
\nSağı solu belli olmayan Kaddafi ve 80’lik Bin Ali, Mübareklerle kıyaslanmayacak denli uygar, aklı başında görünen Esad ile aile efradının içyüzü, öteki Arap diktatörlerinin dünyasından çünkü mekparmak farklı değil. Hatta belki onlardan beter.
\nLondra’da eğitim görmüş bir göz doktoru olan Beşşar Esad, “Esadlar şirketinin” dış dünyayla ilişkilerini yürüten bir halkla ilişkilerci işlevini görüyor.
\nKirli işleri, göstericilere şiddet uygulamaktan birinci dereceden sorumlu olan kardeşi Mahir Esad yerine getiriyor.
\nAB’nin hafta başında duyurduğu “yaptırım uygulanacak karanlık Suriyeliler” listesinde başı çeken Mahir, üst düzey bir ordu komutanı ve Beşşar’dan sonra rejimin 2. adamı.
\nCIA’nın eski Suriye uzmanlarından Flynt Leverett bu tabloyu, “Corleone” benzetmesine başvurarak açıklıyor. (“El Pais”, 12 Mayıs)
\nBir mafya klasiği olan “Baba” filmini görenler hatırlayacaktır…
\nDon Corleone’nin (bu örnekte “Hafız Esad” oluyor!) büyük ümitler bağlayarak yetiştirdiği, iyi okullarda okuttuğu Michael Corleone (“Beşşar Esad!”), başta “mafyaya girmek” istemez. “Baba” ölünce çaresiz dümene geçer ve babasından acımasız, gözü kara bir gangster olup çıkar.
\nGerçek varis abi Basil Esad ölünce, “gönülsüzce” dizginleri devralan ve vaat ettiği reformların hiçbirisini yerine getiremeyen Beşşar’ı, CIA uzmanları işte böyle artık Michael Corleone’ye benzetiyor...
\nİlk yıllarda “iyi niyetli” olan Michael Corleone gibi Beşşar da, “aile” içinde tecrübe kazanıyor ve bugün artık babasını aratmayan icraatlara imza atıyor.
\nMısır-Tunus farkı…
\nSuriye devleti son kertede böyle bir “aile şirketi” olduğu için, Mısır-Tunus rejimlerinden çok daha dayanıklı bir yapıya sahip.
\n“Suriye Baharı”nın; Mısır-Tunus baharlarından farkını, “Le Monde”a verdiği çarpıcı bir söyleşide, Hamit Bozarslan, tam da bu yönüyle açıklıyor.
\n“Tunus ve Mısır örneklerinde ‘rejim’, bir ‘devlet karteli’ olarak tanımlanabilirdi” diyen siyaset bilimcisi Bozarslan, özetle sonra şöyle devam ediyor:
\n“(Mübarek-Bin Ali) etrafındaki ilişkiler ağı ile belirlenen ‘kartele’ ordu ile bir kısım burjuvazi ve bürokrasi de dahildi. Ama gerek Mısır, gerek Tunus örneklerinde ‘ordu’, olabildiğince özerkti. Ordu (Bin Ali ile Mübarek’ten) mesafe aldığı noktada, her iki rejim de düştü. (Aile şirketi!) Suriye’de; ordu-iktidar ilişkileri çok daha güçlü. Esad ailesi etrafında örgütlenen devlet aygıtı; bu açıdan daha ziyade Saddam Hüseyin Irakı’nı andıran bir tablo çiziyor…”
\n“Arap bahar”larının kaderi özetle.. dönüyor dolaşıyor “ordunun konumuna” indirgeniyor.
\nGöstericiler, orduyu yanlarına alabildikleri ölçüde başarı şansı yakalıyabiliyor.
\nAskeri gücü elinde tutan Esad rejiminin, “isyanın ivmesini kırdığını” belirten Bozarslan, “Suriye’de rejim; isyanın Şam’a, kendi temposunu dayatmasını önledi. Gerek zaman ve gerek mekân açısından isyanın ivmesini kırmayı başarabildi” diyor ve ardından ilave ediyor: “Muhalefet saflarının böylece bir ortak dinamik oluşturmasını önledi. Ne Mübarek, ne Bin Ali bunu yapamadı...”
\nMilyonlarca turist alan Mısır ve Tunus’a karşın Suriye’nin ayrıca “kapalı bir ülke” olduğuna işaret eden İslam dünyası uzmanı siyaset bilimcisi Bozarslan, geçen her günün göstericiler aleyhine ve rejimin lehine çalıştığını söylüyor.
\nSuriye’nin Rezzan’ları buna karşın caymıyor. Onların öyküsüne bir başka yazıda tekrar döneceğim.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu
- CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu!
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu