Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Slavya Kahvesi Diyalogları
Her şey Slavya Kahvesi’nin muhteşem hayaletleriyle başladı…
\nKafka…
\nMax Brod…
\nRilke…
\nÇeklerin yeni kaybettiği yazar-devlet adamı Havel’in de giderek, Prag’ın tılsımlı yazarlar kahvesi “Slavya”nın hayaletleri arasına karışacağından dem vuran bir yazı kaleme aldım ki daha mürekkebi kurumadan Sevgili Metin Demirtaş’tan bir ileti aldım:
\n“Slavya Kahvesi’nden söz edince heyecanlandım” diyordu ileti: “Nâzım’ı ve şiirlerini anarsınız diye. Bilirsiniz Nâzım Prag üstüne çok güzel şiirler yazmıştır. Slavya Kahvesi şiirini okurlarınızla paylaşmanızı diliyorum.”
\nPrag’la ilgili olarak Nâzım’ın fazla bilinmeyen ancak bir o denli etkileyici dizelerini seçip göndermek ilgisini gösteren “sevgili okurum Metin Demirtaş”ın isteğini aynen bu ibareyle “Sağnak”ta yerine getirdim.
\nErtesi gün posta kutum doluverdi.
\nKısaca “Koskoca şair Metin Demirtaş’tan siz …nasıl düzayak ‘sevgili okurum’ diyerek bahsedersiniz?” diye soruyordu yazan okurlar…
\n“Adı geçen okurunuz, şair-yazar Metin Demirtaş olmalı. Biçemi bana onu anımsattı. Bunu belki de biliyorsunuz ama yine de yazmak istedim” diyerek yumuşak serzenişlerde bulunanlardan tutun da; “Şair Metin Demirtaş özenli bir okurdur. Bu ismi ön adsız köşenizde okuyunca üşüdüm. İsim benzerliği diye düşündüm. Alttaki şiirleri okuyunca, okuyucunuzun şu an yaşayan en büyük Türk şairi Metin Demirtaş olduğunu anladım. Şiire altmış yıl vermiş bir şairden ön ad esirgenmemeliydi” tonlamasıyla yazan çatık kaşlı okurlar da oldu…
\nKeşke ve tekrar üstüne basa basa daha yazıyorum “sevgili okurum” Metin Demirtaş adını, “şair” sıfatıyla birlikte kullansaymışım…
\nAma Nâzım Hikmet için; bırakın “şair” tanımını kullanmayı sözgelimi çoğu defa sadece “Nâzım” demiyor muyuz? “Şairler”, general mi ki yanlarına illa sıfat gerektirsin? Neyse…
\nAmacım polemik değil. Bu 2011’in son yazısı. Yılın son yazısını bu köşenin, her biri benim için çok değerli ve sevgili okurlarına ayırmak istiyordum…
\n‘Bizim de dağlarımız vardır Che Guevara!’
\nSlavya Kahvesi yazılarının en büyük getirisi benim için Metin Demirtaş’ın dostluğunu kazanmak oldu. Aynı tepkiler ona yani “şaire” de ulaşmış. Sevgili Demirtaş buna bana geri dönerek ve “Size Nâzım adına, şiir adına sonsuz teşekkürler. İki şiiri çok kişi bilmiyormuş. Yazınızı kesip cebine atanlar, Slavya Kahvesi acaba duruyor mu diye soranlar oldu” diyerek yanıt verdi.
\nDemirtaş Türk şiirinin evet en özgün isimlerinden biri.
\n1968’de “Che”nin ölümü ardından yazdığı “Bizim de dağlarımız vardır Che Guevara/ Bakma şimdi durgunsa, bir şahan gibi duruyorsa,/Yorgundur, savaşlar görmüştür, çeteciler barındırmıştır/ Yani satılmış değillerdir hiç tüfek patlamıyorsa,/ Alaçamın, mor meşenin ardına silah çatıp yatmağa/ Bizim de dağlarımız vardır Che Guevara” şiirinden ötürü, 141-142’den tutuklanıp yargılandı.
\nİlk kitabı “Görüşme Yeri” Memleket Yayınları’ndan çıktı.
\nCan Yayınları daha sonra “Hazırol Kalbim” adıyla toplu şiirlerini yayımladı. 2010’da “Türkülerde Gezer Adları” kitabına, Yunus Nadi ve Cemal Süreya ödülleri verildi. Metin Demirtaş’ın diğer kitapları şunlar: “Erenler Böyle Dedi”, “Şiirin Kanadında Mektuplar”, “Şiirimsi Nasrettin Hoca Öyküleri”, “Tersinden Okunan Masallar”, “Ben Dönek Değilim”… \t
\nVe bir yazar duyarlılığı
\n“Slavya Kahvesi diyaloglarına”, farklı bir cepheden bir başka değerli yazar Gül İrepoğlu da katıldı:
\n“Yazılarınızı gazeteden her zaman izliyorum. Ara sıra yazmak istiyorum ama nedense erteliyorum” diye başlıyor İrepoğlu’nun mektubu:
\n“Ancak bu defa yazmadan edemeyeceğim. Prag yazılarınıza bayılmıştım. Hiç gitmediğim o kentin o özel kahvesi ve Havel. O yazıyı İstanbul’dan Ankara’ya bir UNESCO toplantısına giderken uçakta okudum ve gazeteyi sakladım, sonra yazıyı kesmek üzere. Ve bugün gazeteyi açtığımda o şahane yazının devamını buldum, demek o ilk yazı başkalarını da heyecanlandırmıştı. Nâzım’ın şiirlerini, özellikle ikincisini her zamanki gibi gözlerim dolarak okudum.”
\nSlavya Kahvesi’nin tılsımı böyle bir şey!
\nİyi ki Metin Demirtaş, iyi ki Gül İrepoğlu, “Sağnak” okurları ve tabii “Nâzımımız” var…
\nYılın bu son yazısında tüm okurlara teşekkür etmek istiyorum. Tek tek yanıt veremediğim, tüm mektupları saklıyorum. Bazen öyle güzel mesajlar geliyor ki buna mutlaka ayrıca cevap vermeliyim deyip ayırıyorum. Sonra araya başka şeyler girip yazamayınca, içimde ukde kalıyor.
\nBugün bu yazıya otururken 2011’de gelen tüm mektupları gözden geçirdim. En çok yankı getiren yazılar; Devlet Tiyatrosu’ndaki Sümeyye krizi; “Suyun Kadınları” konserinde Aynur’un Kürtçe şarkı söylemesi, Erdoğan’ın Mısır’daki “laiklik açılımı” ve Hayrünnisa Gül’ün Elizabeth’in aklını başından alan ökçeleriyle Van röportajları olmuş…
\n“Cumhuriyet” okurları ayrıca İran’a duyarlı. İran; Ortadoğu’da Arap Baharı, Irak, Suriye gibi tüm diğer konulardan daha fazla ilgi çekiyor. Siyaset, yaşam tarzı, sanat, insan hakları alanında İran hakkında yazılan her yazı; yalnız entelektüel bağlamda değil; içgüdüsel ilgiyle okurlarımızın radarına takılıyor.
\n2012’nin ülkemize daha büyük bir fikir ve ifade özgürlüğü getirmesi dileğiyle.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu