Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şarkıların Sustuğu...Sözün Bittiği Yer
“Dağların inciri/dağların güzeli/incir ağacısın
\nGam götürensin…
\nGüllerin içindesin/incir ağacısın
\nGam götürensin…
\nİncirimiz karadır/güzelimiz esmerdir/incir ağacısın
\nGam götürensin…”
\nAklıma gelen ilk şey, hayatımda ilk kez Yavuz Turgul’un “Gönül Yarası” filminde kulağıma çalınan “İncir Ağacı” türküsü oldu.
\nTürküyü filmde orijinal –“Der hejiroke”- Kürtçe versiyonundan dinlemiştik.
\n“Gönül Yarası”nı sizler de gördüyseniz o sahneyi mutlaka hatırlarsınız.
\nUnutulacak bir şey değildi.
\nYaşamının son istasyonunda tanıdığı ve o ana dek hiç tanımadığı bir sevgiyle bağlandığı Dünya’yı (Meltem Cumbul), Nâzım (Şener Şen) bir akşam, bir türkü bara götürür. Dinleyen herkesi anında cin çarpmışa çeviren bu türkü perdeye gelir.
\nDünya, sicim gibi ağlamaya başlar. Nâzım sorar: “Kürtçe biliyor musun?”
\n“Hayır” der Dünya.
\n“O zaman niye ağlıyorsun?” diye üsteleyen Nâzım’a şu karşılığı verir:
\n“Bu türküye ağlamak için Kürtçe bilmek mi lazım?”
\nDuyguların ortak dilini unuttuk mu?
\nAynur Doğan’ı Türkiye’nin önemli bir bölümü benim gibi Yavuz Turgul’un bu filminde “Kürtçe bilmeyenleri bile Kürtçe türküsüyle duygulandıran, hüzünlendiren şarkıcı” olarak tanıdı.
\nSular seller gibi bir ses, güzel bir kadın ve her notası özümsenerek, duyguyla söylenen içli bir türkü.
\nİlk sözlerinden itibaren -Türk/Kürt- her dinleyinin yüreğine işleyen bu şarkıyı Dünya’sına filmde Nâzım, böyle işte büyük gamların acısına tanık olan bir “incir ağacı” göndermesiyle tercüme etmişti.
\nFeleğin çemberinden geçmiş, görmüş geçirmiş “incir ağacı” sanki orda sadece acılara tanık olmak için vardı.
\nYalnız perdedeki Dünya (Meltem Cumbul) değil, hepimiz oturduğumuz yerde mıhlanıp kalmış ve harbiden salya sümük ağlamıştık.
\nAçık Hava Tiyatrosu’ndaki “Suyun Kadınları” konserinde, Kürtçe şarkı söylediği için yuhalanan, kafasına minder atılan Aynur Doğan’ın; Silvan dönemeci ardından başına gelenleri okuyunca kanım dondu.
\nÜrkütücü kamplaşma provası
\nBeş-altı yıl önce sinemalarda, Kürt-Türk demeden herkesi sanatıyla kendisine bağlayan, etkileyen, iliklerine dek duygulandıran, beğenilen, sevilen bir şarkıcı; “Kürtçe şarkı sözleri” yüzünden nerdeyse linç edilmek tehdidiyle karşı karşıya gelmişti.
\n“Açık Hava”, Aynur Doğan’ın destekçileri ile protestocular arasında tehlikeli biçimde kutuplaşan, iki karşıt kampa bölünmüştü.
\nProtesto yapanlar, müziğin ve duyguların aslında “dili olmadığını” unutmuş; “Kürtçe değil bize Türkçe şarkı söyle!” diye dayatmıştı.
\nAynur şarkısını sürdürememiş, sahneyi bırakmak zorunda kalmıştı.
\nArdından sloganlar atılmış, marşlar söylenmişti.
\nBunlar İstanbul gibi bir metropolde, evrensel kültüre ev sahipliği yapması gereken bir “caz konserinde” yaşanmıştı.
\nSilvan’da yaşamlarını yitiren gencecik fidanların acısına, bir İstanbul konserinde yaşanan bu tüyler ürpertici, ürkütücü büyük kamplaşma provası eklenmişti.
\nBuraya dek nasıl sürüklendik?
\nBöyle, artık şarkıların insanları yan yana getirmek ve birleştirmek yerine böldüğü; yüreğimizin sesinin unutulduğu, ezgilerin sustuğu, sözlerin bittiği bir yere mi geldik?
\nBuraya dek nasıl sürüklendik?
\n“Gönül Yarası” filmiyle başladığım yazıyı, aynı filmden gene aklımda kalan bir başka sahneyle bitirmek istiyorum.
\nAdını efsane olmuş bir şairden alan, eğitim gönüllüsü, CHP’li, idealist solcu babanın oğlu Nâzım.
\nKızıyla yaptığı, belleklere kazınan bir yüzleşme sahnesinde şöyle der:
\n“İşin en acıklı yanı da şu kızım: Bir daha dünyaya gelsem, gene aynı yollardan yürüyeceğimi biliyorum. Demek yaşanan bunca hayal kırıklığı, sürgünler, fişlenme, sorgular bana hiçbir sey öğretememiş. Ne tuhaf?”
\nGelinen bu noktadan bizim de bir geri dönüş fırsatımız olsa, yaşananlardan acaba ders çıkarıp bazı şeyleri daha farklı yapar mıydık?
\nYoksa biz, bizler son kertede hepimiz gene aynı yollardan yürüyüp, aynı hayal kırıklıklarına mahkûm kalan birer “Nâzım” mıyız?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu