Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şark Usulü Demokrasiye Geçişin Resmi
Demir kafes arkasında sedyeyle mahkemeye(!) çıkarılan 83 yaşındaki eski Mısır Devlet Başkanı’nın resimleri bize çok şey anlatıyor.
\nDünya medyası manşetlerindeki fotoğrafın bize anlattığı bir numaralı gerçek, “şark usulü güç” ve “güçsüzlük” anlayışını tanımlıyor.
\nÜlkesi ve Ortadoğu’nun otuz yıl boyunca rakipsiz lideri sayılan Mısır’ın eski devlet başkanı; uluorta şimdi dünyanın gözü önünde böyle -en düşkün haliyle!- arslanlara yem ediliyor.
\nBuna ön ayak olanlar, Mübarek’in etrafında vaktiyle el pençe duran, ona pervane olan; ellerini kavuşturarak yanıbaşında “Aman efendim… zatıâlileriniz bilir!”, “Başüstüne beyefendi. Siz nasıl takdir buyurursanız!”, “Hay hay emriniz olur!” diye bir dediğini iki etmeyen insanlar…
\nSabık devlet başkanını polis akademisinden bozma derme çatma bir mahkeme salonunda yargı önüne çıkaranlar kim?\t
\n“Reis”in yıllar yılı emrinde görev yapmış olan askerlerden oluşan bir cunta...
\nTahrir’deki gösteriler kontrolden çıktığında -ABD baskısıyla!- Mübarek’ten vazgeçen ve ondan görevi bırakmasını isteyen, aynı zamanda halihazırda “geçiş dönemine başkanlık eden” bu cunta; geçmişe çizgi çekmek adına Kahire’de şimdi bu aşağılık gösteriyi sahneliyor.
\nMübarek’in zulmü altında vaktiyle inleyen geniş kitle de insanlık onuruyla bağdaşmayan bu “şovu” büyük bir zafer duygusunun etkisiyle, “Allahüekber” çığlıklarıyla karşılıyor…
\nKış başında “Arap Baharı’nın” ateşini fitilleyen büyük Tahrir protestosu, Ortadoğu’da -ilk defa!- demokratikleşme rüzgârları estirmek adına ne denli umut verici olduysa; “şark usulü intikamla” “adalet” kavramlarını birbirine karıştıran bu feci fotoğraf da.. o denli umut kırıcı…
\nMısır usulü ‘normalleşme’
\nKadınlı erkekli göstericilerin Mısır’da ilk kez kol kola coşkuyla meydanlara indiği ve henüz Müslüman Kardeşler sloganlarının devreye girmediği kış başındaki o özgürlük arayışı nerde?
\nNerde bu?
\nHasta, yaşlı, düşkün bir adamı “kafes arkasında” bir av hayvanı gibi dünyaya teşhir etmenin “umut”, “özgürlük” ya da “demokrasi” anlayışı ile ilişkisi olabilir mi?
\nOlsa olsa bu “Mısır usulü normalleşme”nin(!) resmidir.
\nMübarek kabinelerinde yirmi yıl savunma bakanlığı yaptıktan sonra geçiş döneminin Yüksek Askeri Konsey liderliğini üstlenen Mareşal Hüseyin Tantavi, Kasım’daki seçimlerden önce belli ki “geçmişle” bir biçimde “köprülerin atıldığını” vurgulamak istiyor.
\nTantavi liderliğindeki “askeri konsey”; “kafeste sergilenen Mübarek fotoğrafıyla”, bir yandan mazinin sorumluluk payından kendisini arındırmayı umarken, bir yandan da şark coğrafyalarına mahsus “intikam” anlayışı ile şekillenen “adalet” arayışını tatmin etmeyi amaçlıyor.
\n“Hukuk devleti”nin olmadığı yerlerde, “normalleşme” ancak böyle bu tür “sembolik araçsallaştırmalar” üzerinden gerçekleşebiliyor.
\n‘Geleceğe’ odaklanmanın farkı
\nMübarek döneminin gereğince yargılanabilmesi için, öncelikle “hukukun üstünlüğünün” tesis edilmesi gerekmez mi?
\n“Hukuk devleti” araçlarına henüz sahip olunmayan bir evrede yapılan böylesine iddialı siyasi yargılamalar; demokratik düzene geçişle hiç ilgisi olmayan bir gösteriye dönüşüyor.
\nOtoriter rejimlerden demokratik sistemlere gerçek geçişi amaçlayan hiçbir modelde bu nedenle “geçmişe yönelik intikamcı yargılama” türlerine rastlamıyoruz.
\nBatı’da bu bağlamda gördüğümüz en çarpıcı örnek, İspanya’dır.
\nOtoriter rejimlerden demokrasiye geçişte dünyaya model olan İspanya’da, kırk yıllık dikta rejimi ardından kimse dönüp, geçmişi/geçmişle bağlantılı kadroları yargılamaya kalkmadı.
\nİspanya modelinde, geçmiş yerine “geleceğe” odaklanmanın başlıca nedeni; dikta öncesinde yaşanan kanlı iç savaş tuzağına yeniden düşmemek ve ülkede yeniden bir kardeş kavgasının fitilini ateşlememekti.
\n“Demokrasiye geçiş” sürecini, geçmiş defterleri karıştırmak yerine iktidarın barışçı yollardan el değiştireceği bir “gelecek modeli inşa etmek” fikri üzerine kurgulayan İspanyol örneğinin başarısının temeli buydu.
\nDoğu-Batı arasındaki diğer vurucu fark da bu:
\n“Demokrasi”, “demokratikleşme” deyince Batı’da ilk akla gelen unsur; iktidarın barışçı yollardan el değiştirilebileceği ortamın yaratılması oluyor.
\nMısır, iktidarın şimdiye değin daima şiddet/darbe yoluyla el değiştirdiği tipik bir “Doğu coğrafyasına” örnek.
\nKral Faruk sürgünü boylamış, Nasır darbeyle gelmiş, Sedat suikasta uğramış, Mübarek de nihayet -iktidarı yitirdiği noktada- oğulları ile yan yana derdest edilip kafese tıkılmış…
\nBöyle bir arazide hak, hukuk aranabilir mi?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu