Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Nefret cini şişeden çıkınca

19 Mayıs 2024 Pazar

Ölüm tehditleri havada uçuşuyor…

Slovakya Başbakanı Robert Fico’nın suikast girişimi ardından, Polonya Başbakanı Donald Tusk dahil olmak üzere çok sayıda siyasetçi ölüm tehditleri aldığını açıkladı.

Defalarca ameliyat edilen ve durumu hâlâ kritik olan Fico’nun ölüm kalım mücadelesi sürerken, ülkede ana muhalefet lideri Michal Simecka da ölüm tehditlerinden yakındı.

Slovakaya’nın ilk kadın Cumhurbaşkanı Zuzana Caputova keza, tehditlerin sadece kendisine değil ailesine ve çocuklarına yöneldiğini belirtti.

Çevreci bir avukat olan Caputova sırf bu nedenle Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ikinci kez adaylığını koymaktan imtina etmek mecburiyetinde kaldı.

Burası Ortadoğu değil, Mitteleuropa tabir edilen Orta Avrupa yani Avrupa’nın kalbi!

Mitteleuropa dediğimizde damıtılmış kertede yoğun bir Avrupa uygarlığı, kültürü anlaşılıyor.

Bu bölge ve civarından çıkan büyük şairler ve yazarları art arda sıralasak, Kafka, Svevo, Roth, Musil, Canetti, Zweig, Rilke… Edirne’ye neredeyse yol olur.

Ama gelin görün ki bugün böylesine kültür yoğun bir coğrafya bile, Eski Kıta’yı kasıp kavuran nefret ve öfke politikasının yıkıcılığına karşı koyamıyor.

Değerli bir amatör tarihçi arkadaşım Paolo Cecchini, “Balkanlar ve Orta Avrupa beni en korkutan yerlerdir” derdi; “Bunlar her çılgınlığı barındırma potansiyeli olan coğrafyalardır. Tarih zira buralarda daima bir bitmemişlik ve sonuçlanmamışlık duygusu verir. Birinci Dünya Savaşı’nın Saraybosna’dan fitillenmesi rastgele bir ayrıntı değildir.”

AVRUPA’NIN KARA DELİĞİ

Bu nedenle olsa gerek, Çekoslovakya’nın kan dökülmeden bölünmesini ifade eden 1993’teki Kadife Devrim sırasında ABD Dışişleri Bakanı olan Madeleine Albright (ki kendisi Çek kökenliydi!) bölgeyi damardan “Avrupa’nın kara deliği” olarak tanımlamaktan kaçınmıyordu.

Çünkü 19. yüzyıldan itibaren Almanya, Macaristan ve Rusya gibi farklı çekim ve nüfuz alanlarının etkisinde kalan bir bölge burası.

Slovakya’da bu hafta içinde yaşanan Robert Fico suikast girişiminin temelinde de bu karşıt çekim güçlerinin kapışması var.

Almanya’nın yerini bugün Avrupa Birliği ve ABD almış durumda.

Ay sonunda Cumhurbaşkanlığı görevini (popülist halefine) devredecek olan Zuzana Caputova bu bitmeyen çekişme nedeniyle Fico ve şürekâsı tarafından örneğin “Amerikan ajanı” olmakla itham ediliyor.

Sosyal demokrat geçmişten gelen, ancak direksiyonu “Orban modeli”ne kırdığından beri Avrupa sosyal demokratları tarafından aforoz edilen ve son suikast girişimi ile tüm kıtanın gündemine oturan Fico beri yandan Putin yandaşlığı ve hayranlığı ile biliniyor.

Ülkenin bu derin bölünmüşlüğünü Guardian’a değerlendiren Slovak yazar Monika Kompanikova; “Toplum farklı akımlarla sürüklenen buz kütleleri gibi ayrışıyor” diyerek ekliyor:

“Polonya ve Macaristan da olduğu gibi tıpkı; kamuoyu muhafazakarlarla liberaller, gençler ve yaşlılar, AB değerleri ve Rusyacılık arasında ayrı kavimlere bölünüyorlar.”

Birbiri ardına halihazırda antiliberal yasalar yapan, sivil toplum ve bağımsız yargıyı hedefe yerleştiren, siyasi muhalifler ve medyayı ezen görevdeki popülist sağ koalisyon tarafından, suikast girişimininin de hızla araçsallaştırılacağı ve “Allah’ın lütfu” olarak değerlendirileceği ve neticede kaçınılmaz olarak mevcut ayrışmaların büsbütün derinleştirileceği düşünülüyor.

“FEODAL BEYLİK” KAFASI

“Fico ve çevresi” diyor Kompanikova; “siyaseti yurttaşlara hizmet değil, güç ve mülkiyet üzerinde feodal bir hak olarak görüyor. Ülkeye, sağlayabilecekleri denli maksimum istifade getirecek bir beylik gözüyle bakıyorlar. İstediklerini sonuna değin elde edebilmek için anayasayı ve yasaları değiştirmekten, sansür uygulamaktan, demokratik kurumları ve demokrasiyi zayıflatmaktan zerre çekinmiyorlar… Suikast girişimini de bundan böyle her aracı meşrulaştırmak için kullanacaklardır.”

Bu ortamda gelecek görmeyen gençler yaygın biçimde kapağı, komşu ülkelere, Çek Cumhuriyeti, Avusturya ve Almanya’ya atmayı hedefliyorlar.

Ancak ne ki, Avrupa’nın ortasında kutuplaşan ve şişeden çıkan “nefret cini”nden payını alan biricik ülke Slovakya değil.

6-9 Haziran tarihlerinde Avrupa Parlamentosu seçimlerini gerçekleştirecek 27 AB ülkesinin büyük çoğunluğunda, popülist siyasetin yükselişi ile birlikte siyasi mücadelenin de alabildiğine radikalleştiğini ve keskinleştiğini görüyoruz.

Almanya da şimdiye değin eşine rastlanmamış bir toksik atmosferde, yılbaşından bu yana -fiziki anlamda-22 siyasi şiddet olayının yaşandığı aktarılıyor.

Fico suikast girişiminin etkisi, Avrupa’yı saran bu genel kutuplaşma ve radikalleşme ikliminde, mendil büyüklüğündeki Slovakya’nın sınırlarını misliyle aşıyor.

Geniş belirsizlik ve tedirginlik ortamında, Avrupa solu çok yazık ki alternatif bir vizyon, proje ve görüş sunmuyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları