Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mısır'da İslam, Ordu ve 'Sandık'

29 Kasım 2011 Salı
\n

Yasemin DevrimiTunusta Bin Aliyi alaşağı ettiğinde, ünlü yazar Ala el Asvani; Kahire’de de rejimle hesaplaşmaksaati geldi!demişti.

\n

Kahirenin lüks bir semtindeki komşular üzerinden yerleşik Mısır düzeninianlattığı Yakupyan Apartmanıkitabıyla dünya çapında üne kavuşan Mısırın popüler yazarı Ala el Asvani, Tunusta geçen yılki olaylar patlar patlamaz derhal Eli kulağındadiye konuşmuştu: Tunusta olanlardan sonra Mısır da her an patlayabilir Halk günden güne fakirleşiyor. Ama buna karşın yaşananlar hakkındaki bilgileri her gün artıyor. Rejim kontrolündeki medyaya karşın, yabancı TVleri, interneti takip ediyor; fikir sahibi oluyorlar. Mısır halkını birbirine düşürmek pahasına koltuğa yapışmakta ısrar eden rejimin içyüzünü görüyorlarBaskıve böl-yönet taktikleriyle, iktidarına meşruiyet kazandırmaya çalışan rejimin kirli yüzünün farkındalar…”

\n

Yasemin Devriminin giderek Mısırı da içine alarak genişleyeceğini... El Asvani işte böyle herkesten önce görmüş ve Kahirede devrimin eli kulağında olduğunuyukarıdaki sözleriyle duyurmuştu.

\n

Tahrir Meydanı, kanlı seçim arifesinden itibaren yeniden dolup taşarken; dünya TVleri bu defa hemen El Asvaniye koştu ve kendisinden ileriye dönük kehanet/değerlendirmeler istedi...

\n

‘Hedef: Mübareksiz \t\tMübarek rejimi!’

\n

BBCde Asvani ile yapılmış böyle çok uzun bir röportaj izledim. İlk günden beri Tahrir gösterilerinin içinde bulunduğunu anlatan Mısırlı yazar, süreçte tamı tamına üç kezöldürülmek tehlikesiyle yüz yüze geldiğini söyledi. Meydandaki psikolojiyi; “ben-biz farkını yok ediyordiye özetledi:Kitleler arasında insan korkuyu unutuyor. Farkına varmadan yalnızca bizoluyordiyerek ekledi: Normal şartlarda tehdit olarak görülen/algılanan şartlar, tehdit olmaktan çıkıyor…”

\n

Zamanla karşıt devrime dönüşen Arap Baharının düş kırıklığını yaşamak ve görmekle birlikte, Asvani devrimeinancını yitirmemiş. Ünlü edebiyatçının sözleri bu açıdan çok ilginç:

\n

Askerle aramızda bir yanlış anlaşma oldudiye söze devam eden yazar; Devrimi askerler, Mübareksiz bir Mübarek rejimikurmak için bir açık darbeyedönüştürdü. Halbuki biz Mübareki devirmeyi devrimin bir ilk aşaması olarak görmüştük. Onlar ise Mübareki devirmeyi, Mübarek rejiminin Mübareksiz olarak devam ettirilebilmesi için meğer göze alınması gereken bir nihai hedef olarak görmüşler…” diyor.

\n

Statükoculuğun felsefesini Her şeyi; aslında her şeyin olduğu gibi kalması amacıyla değiştirmekolarak özetleyen bir başka ünlü yazar Tomasi di Lampedusanın yarım asır önce söylemiş olduğu gibi tıpkı, Mısırın ünlü edebiyat adamı Al Asvani de Mübarekin devrilmesinden bu yana geçen son on ayda yaşananları, Mübareksiz Mübarek rejiminin devamıolarak özetliyor

\n

Tantavinin başkanlık ettiği askeri konseyle ABD, bu amaçla süreç içinde resmen el ele verdiler.

\n

Tahrirdeki eylemciler arasında yer almamak ve Tahrire çıkmamakkonusunda, askeri cuntayla zımni bir anlaşma içinde olduğu anlaşılan seçimlerin favori gücü Müslüman Kardeşlerde hatta öyle anlaşılıyor ki, aynı oyunun parçası.

\n

Perde arkasındaki bu büyük güçlerin al gülüm, ver gülümpaslaşmaları çerçevesinde; Müslüman Kardeşlerin de beklenildiği üzere sandıktan muzaffer çıkmaları halindeEnver Sedat döneminde İsraille imzalanan ve bölgede ABD statükosunun temel direği olan Camp Davidanlaşmalarına dokunmamaları gerekiyor.

\n

Çift düzlemli mücadele

\n

Mısırınaylar alannevi şahsına mahsus seçim sürecizarfında kısacası, “reel politik güçlerbir yanda böyle Mübareksiz Mübarek rejiminin devamınısağlayabilmenin ve hâkim pozisyonlarınısürdürmenin mücadelesini verirken Tahrirdegaribanlar da…“meydanı tekrardan ele geçirmeninve ele geçirdikleri meydandan yeni siyasetler üretmenin/dikte etmeninçabası içinde.

\n

Halihazırda Mısırda böyle çift düzeyde/çift düzlemde sürdürülen bir yeni dengeler savaşıvar.

\n

Sonucu -yazık ki!- belli olan savaşın, kaybetmeye mahkûm görünen Tahrir cephesindeAsvani gibi uzağı gören aydınlar hâlâ ne arıyor peki?

\n

El Asvani, her şeye rağmen Mısırın köklü geçmişi ve halkına inanmayı sürdürüyor:

\n

Bu topraklar neler gördü? Neler geçirdi? diyor ve -mealen!- ekliyor: Biz cuntadan kurtulmak, demokrasiye kavuşmak istiyoruz. İslamcılık doğru evet bir tehdit ama siyasi İslamın bu topraklarda uzun boylu tutunabileceğine ben şahsen inanmıyorum. Bu olasılık eğer güçlü olsaydı, Mısır çoktan şimdiye kadar siyasi İslam güçlerince alt edilirdi.

\n

El Asvaninin umutları -bu kıyasıya mücadelede- bakalım daha ne kadar yaşayabilecek? Göreceğiz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları