Üç milyon tirajlı “News of the World”(NoW) gazetesini kapatmakla Murdoch “sarı öküzü verdi” demiştim, hafta başındaki “Sağnak”ta.

O yazının mürekkebi kurumadan, küresel medya devi, İngiliz parlamentosu ve hükümetinin soluk aldırmayan baskısı karşısında “BSkyB” dijital uydu projesini iptal etmek zorunda kaldı.

Cameron’a; “BSkyB” satışı karşılığında siyasi destek sağlayan basın devi Murdoch; NoW’daki “telekulak skandalı”nın artçı şokları nedeniyle en büyük gazetesini yitirmekle kalmıyor, yüzde 39 hisseye sahip olduğu dijital uydu kanalının tamamını ele geçirmek düşünü de unutmaya mecbur bırakılıyordu.

NoW kepenklerini indirdiği anda, Murdoch imparatorluğu da parça parça dökülmeye başladı.

Önce Murdoch’un yaşamsal önem atfettiği “BSkyB” yatırımı olanaksız hale geldi.

Derken grubun yayın organlarını bir çatı altında toplayan “News International” şirketinin bir numaralı hukuk danışmanı Tom Crone görevi bıraktı.

Bu istifa haberinin yankıları sürerken grubun gözbebeği konumundaki Üst Yöneticisi (CEO) Rebekah Brooks da bavullarını toplayıp görevinden ayrılmak zorunda kaldı.

Başbakan Cameron tarafından istifası ulu orta istenen Rebekah’yı düne dek daha Murdoch imparatorluğunun feda etmeye yanaşmayacağı konuşuluyordu..

Rebekah’nın kellesi verildiğinde, okların doğrudan Murdoch’ları hedef alacağına dikkat çeken gözlemciler; sınır tanımayan hırsı ve ilkesizliği ile kariyer yapan kızıl saçlı kadın yöneticinin bir paratöner gibi her şeye rağmen yerinde tutulacağından söz ediyordu.

Üstelik 80’lik yaşlı Murdoch (Rupert!); güven duyduğu yöneticisini kendi öz kızı gibi seviyordu. Ne pahasına olursa olsun, kurtlara onu yem etmezdi.

Bu öngörülerin hepsi, baş döndürücü ivme kazanan gelişmelerle iskambil kâğıtları gibi yıkıldı ve geçen haftaya dek “dokunulmaz” sayılan Murdoch’lar; art arda darbe almaya başladı.

Skandalı ‘dinozor’ gazeteciler ortaya çıkardı

İlk darbe -eski tarz gazetecilikte ısrar eden “dinozor”(!) yayın organı- “Guardian”ın bundan on gün önce birinci sayfaya taşıdığı bir “araştırmacı gazetecilik” örneği ile başladı.

Olayın iki yıldır izini süren “Guardian”, 2002’de kaçırılan ve aylar sonra öldürülen 13 yaşındaki Milly Dowler adlı küçük bir kızın telefon mesajlarına NoW gazetecilerinin rüşvet karşılığı işbirliği yaptıkları polis aracılığıyla ulaştıklarını ve yasal olmayan yollarla eriştikleri bu mesajları gazetede “sansasyonal haber” kontenjanından kullandıklarını belirlemişti.

“Guardian” konuyu araştırırken “telefon dinlemelerinin” sadece Dowler’ın dramı ile sınırlı olmadığını; NoW’un bu yöntemi “sistem” haline getirdiğini ve böylece 4000 kişinin telefonuna eriştiğini saptamıştı.

5 Temmuz’da “Guardian”ın manşet yaptığı bu haber ardından her şey çorap söküğü gibi gitti.

“NoW”a malzeme yapılan Dowler hikâyesinin kamuya mal olması ve “Facebook, Twitter” gibi sosyal ağlarda yükselen öfke seliyle birlikte, grubun İngiltere’deki diğer gazeteleri -“Sunday Times ve The Times”-tiraj yitirmeye başladı. Ardından borsada Murdoch hisseleri geriledi. Bunun üzerine geçen pazar, 10 Temmuz’da Murdoch “NoW”u kapatmak zorunda kaldı.

“NoW” kapanır kapanmaz başta Cameron olmak üzere, büyük medya devi önünde ceket ilikleyen politikacılar, bir bir sıraya girip Murdoch’a saldırmaya başladı. Bu saldırıların ardından “BSkyB” satışı gündemden kalktı. Ve “sarsılmaz kale” gözüyle bakılan Üst Yöneticisi (CEO) Rebekah Brooks’un dün -15 Temmuz’da- kellesi gitti.

Hedef ‘hukuk devleti olmayan’ coğrafyalar

İngiltere’de 10 günde, çığ etkisiyle alt üst olan Murdoch imparatorluğunun, Avrupa ötesindeki çıkarları da artık sarsıntıda.

ABD’de başta “Fox” TV kanalı olmak üzere, “Wall Street Journal, New York Post” gibi yayın organlarına sahip olan Rupert Murdoch şirketleri hakkında FBI da soruşturma açıyor. İngiltere’deki skandalın peşine düşen bir dizi Amerikalı parlamenter, benzer ilkesizliklerin Amerika Birleşik Devletleri dahilinde de yapılıp yapılmadığının araştırılmasını istiyor. Buna paralel olarak medya patronunun, Kongre’de dinlenmesi için bastırıyorlar.

Aslen Avusturalyalı olan medya devine Avusturalya hükümeti de bu arada benzer önlemlerle pres yapmaya hazırlanıyor.

Ancak tüm bunlar Murdoch imparatorluğunun sonu anlamına gelmiyor.

“BSkyB” teklifinden geri çekilirken portföylerindeki yatırımları bundan böyle, başka -gelişmekte olan- ülkelere çevireceklerini söyleyen Murdoch danışmanları; diğer deyişle “hukuk devleti kurallarının geçerli olmadığı” yeni Eldorado’lar aramaya koyulmuş durumda.

Murdoch imparatorluğu, İngiltere ve -skandal halklarının Amerika’ya sıçraması halinde- ABD de küçülürken “yalnız güçlülerin yasalarının geçerli olduğu” başka coğrafyalara sızacak!

Bizzat Murdoch yetkililerince yapılan tespitler bu yönde!

Rupert Murdoch ile ailesinin serüvenlerini, bundan böyle çok yakındaki başka sinemalarda izlememiz büyük bir olasılıktır.