Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Korona dayanışması

02 Nisan 2020 Perşembe

Kahveler diyarı” İtalya’nın hoş bir geleneği vardır: “Caffe sospeso”. Özellikle Napoli’de güçlü ve yaygın olan bu “kahveler benden!” geleneği mucibince, kendinize kahve ısmarlarken meteliğe kurşun atan kahve tiryakilerini de düşünürsünüz.

Garsona hiç içmediğiniz ve asla içmeyeceğiniz anonim bir ilave kahvenin ücretini daha bırakır, “Bu da caffe sospeso/ikram kahvesi için!” derseniz. Bir kahvenin kırk yıllık hatırı vardır hesabı…

Kahve sahibi bıraktığınız o ilave fiş karşılığında ay sonunu zor getiren bir semt sakinine ikramda bulunur, ona başka türlü erişmeyeceği bir kahve keyfi yaşatır.

2000’lerde dayanışma kültürünün tuz buz olmasıyla yok olan bu halk geleneği, şimdi korona kriziyle yeniden canlandı. Kahve mi kaldı diyeceksiniz ortada? Evet, ne İtalya da her dem yaşayan kahveler var, ne tezgâh etrafında, masalarda cıvıl cıvıl “espresso” yudumlayan her zamanki müşteriler…

Bu ay ortasına dek uzayan ev hapsinin bitmesi için herkes gün saymaya devam ederken ne var ki “caffe sospeso”nun, yeni bir korona versiyonu çıktı ortaya. Adı “spesa in sospeso/ikram alışverişi”!

İkram filesi” anlamına gelen bu girişim, içinde bulunduğumuz ev hapsi döneminde maddi zorluğa düşen kimselere ihtiyaç desteği veren bir kampanya.

Caffe sospeso” gibi özellikle Napoli ve de güney bölgelerinde görülen bu hayır kampanyasında, alışveriş yaptığınız markette içini kendiniz doldurduğunuz “ikram filesi”ni kasaya bırakıyorsunuz. Veya temel ihtiyaçları karşılayan bir fişi, ihtiyaç sahipleri için kasiyere teslim ediyorsunuz. Gönüllü organizasyonlar arkadan, sonra bu hayırseverlerin yardımlarını dağıtıyor.

Belediyeler devrede 

Ama koronanın yarattığı “sosyal kriz” böyle salt hayırsever kotasıyla üstesinden gelinebilecek bir olgu değil. Evlere kapandığımız dönemin ikinci haftasının sonunda, özellikle de fakir güneyde doğrudan isyan görüntüleri ortaya çıkmaya başladı.

Sosyal medyada görünürlüğü artan olaylarda süper market kasası önünde mesela bayrak açan müşteriler görüyorsunuz. Adam alışveriş sepetine koyduğu birkaç paket makarna, peynir, süt, ekmek ve domatesli bir spagetti sosunun parasını ödeyemiyor. Kasiyer ardından polis çağırıyor.

Çaresiz müşteri çığlık çığlığa “Açım” diye bağırıyor!

Çoğalan bu görüntülerin ardından Conte hükümeti atik tetik biçimde harekete geçti. Hükümet, belediyeler aracılığıyla artık ihtiyaç sahiplerine 25’er, 50’şer Avro’luk kuponlarla ayda 300 Avro dağıtacak. Türkiye’deki tartışmanın tam aksine İtalya’da bu yardımlar, hangi siyasi görüşten olurlarsa olsunlar, doğrudan belediyeler eliyle ihtiyaç sahiplerine iletilecek.

Kent belediyelerinde açılacak ihtiyaç hattına ivedelikle yardımdan yararlanmak isteyen aileler/kimseler başvuracak. Destek alışverişlerine dahil edilen market zincirleri de bizzat Başbakan Conte’nin talebi doğrultusunda özel indirim uygulayacak.

İsyan korkusu

Siyasi amblemlerden bağımsız olarak yerel yönetimlerle merkezi hükümeti böyle apar topar ivedi yardım işbirliğine sevk eden güç, ciddi boyutlara varan sosyal isyan korkusu.

İtalyan ekonomisinin önemli bölümü hâlâ kayıt dışı. Bu bazı bölgelerde üçte bire varan bir oran. Özellikle azgelişmiş güneyde turizm sektörü elemanlarından işlerini yitiren yardımcı ev personeline kadar uzanan geniş spektrumlu yeraltı ekonomisinde bir aylık “ev hapsi süresi” büyük hasar yarattı. İnsanlar öngörülemeyen bir gelecek için işsiz kaldı.

Başbakan Conte’nin masasına konan istihbarat raporları bu belirsizliğin uzaması halinde sosyal isyanın kaçınılmaz olduğunu, belirsizlikten tek yararlı çıkacak gücün mafya olduğunu söylüyor. Aslında yalnız istihbarat raporları değil, Roberto Saviano gibi ülkenin belli başlı yazarları da bu tehlikeye dikkat çekiyor.

1884 kolera salgınında en büyük vurgunu mafyanın yaptığını” vurgulayan Saviano; “Yeniden aynı tuzağa düşmeyelim!” diyor.

Dara düşen işadamını bu puslu ortamda zira ancak mafya kurtarıyor. 

Yiyecek veya ilaç yokluğunu, devlet elini çabuk tutmazsa mafya gideriyor.

İtalyan hükümetinin planı, bu defa işte böyle zaaflara yol vermeyecek bir sosyal destek programını devreye sokmak. Pratikte yardımların hedefine ulaşıp ulaşmadığını ve nasıl çalıştığını birlikte göreceğiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları