Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Filistin'in 'Gerçek Saati'
Reel politik böyle bir şey.\n
\nRTE’yi nasıl Kahire’de “laikçilik söylemlerine”(!) zorladıysa, Filistin’in “gerçek saati” çağrısına sırt çeviren ABD Başkanı’nın da bir Bush değil; göbek adı “Hüseyin” olan bir Obama olması gerekiyor.\n
\nO Obama ki Müslüman dünyası ile başkanlık dönemine girerken ne yakınlaşmalar vaat etmişti. \n
\nBaşkan olur olmaz soluğu Ankara’da almış ardından Müslüman dünyasına Kahire’den seslenmiş; Mısır başkentinden 2009 yaz başında Müslüman devletlere yaptığı ünlü çağrı konuşmasında “Filistinlilerin yaşadığı tahammülü fersah koşullardan” canı gönülden yakınmıştı. \n
\nBM’de Filistin’in “devlet” olarak tanınmasını talep eden Mahmud Abbas şimdi işte; “Bize el verecekseniz verin. Bu bizim gerçek saatimiz!” diyor: \n
\n“Halkım bu gerçek saatinde dünyadan yanıt bekliyor. BM dünyanın tek işgali olan bu İsrail işgalinin sürmesine göz yumacak mı? İsrail’in kendisini (bugüne değin olduğu gibi) hesap verilebilirlik ve hukukun üstünde görmesine razı gelecek mi?” \n
\nBarack Hüseyin Obama; “Arap Baharı’nın” ortasında kritik bir zamanlamayla gelen bu “gerçek anında”, Abbas’ın talebine işte yeşil ışık yakmadı. Filistin yönetimi başkanının “devlet olma” başvurusunu, baştan beri BM’ye taşımasını arzulamadı. Genel kurulda önceki gün alkışlar arasında sunulan başvurunun Güvenlik Konseyi’nde aranılan çoğunluğu sağlaması halinde bile, “veto” kartını devreye sokacağını beyan etti. \n
\nArafat’tan bu yana en iddialı çıkış\n
\nYaser Arafat’tan bu yana “Filistin’in tanınması” konusunda en iddialı çıkışı yapan Mahmud Abbas, ABD’nin yanı sıra Ortadoğu Dörtlüsü (Washington artı AB, Rusya, BM) tarafından üzerine konan tüm baskılara karşın havlu atmadı ve “BM’de tam üyelik statüsü” talebini sonunda Ban Ki-mun’un önüne koydu. Şimdi artık top Güvenlik Konseyi’nde. \n
\nGüvenlik Konseyi’ne ulaştırılan “resmi talebin” onay bulabilmesi için; 15 üyeden 9’unun Abbas’ın bu tarihi “gerçek anı” çağrısına; “evet” demesi gerek. Ancak bu sayıya erişilmesi halinde de bu defa ABD “vetosu” devreye girerek; sonuca ulaşılmasını gene engelleyecek. \n
\n“Arap Baharı” konjonktüründe Filistin çağrısını vetolamak durumunda kalmak istemeyen ABD; “Güvenlik Konseyi” oylamasının bu durumda mümkün olduğu kadar geç tarihe ertelenmesi için gayret gösterecek. Bu süre zarfında oyları kritik olabilecek “9” üye arasında, Portekiz ve Bosna Hersek gibi küçük, kolay lokma ülkeler üzerinde -hizadan çıkmamaları için- baskı uygulayacak. \n
\nAbbas’ın “tarihi talebinin”, çok engelli bir koşu olan “Güvenlik Konseyi” bariyerinden geçmesi olası görünmüyor. Abbas bunu herkesten iyi biliyor. \n
\nBu nedenle -başta Sarkozy olmak üzere- Washington’ın ortakları Filistin yönetimi başkanına bir ara formül olarak doğrudan BM Genel Kurulu’nda yapılabilecek bir oylama öneriyor. Bir genel kurul oylamasında Abbas’ın aradığı desteği bulması daha kolay. Ancak yapılan çağrının “Güvenlik Konseyi’nden” geçmesiyle; “genel kuruldan” geçmesi arasında, doğurduğu diplomatik, siyasi sonuçlar açısından büyük farklar oluyor. \n
\nAbbas’ın talebinin Güvenlik Konseyi yerine, “genel kurulda” aranan üçte ikilik çoğunlukla kabul görmesi halinde, Filistin sadece “Vatikan formülü” denilen bir statüye kavuşmuş olacak. \n
\nVatikan’ın BM’deki statüsüne paralel bir konumu ifade eden bu formül çerçevesinde; çiçeği burnunda Filistin devleti, diğer BM üyeleri gibi oy hakkına sahip olmayacak. Yalnız “gözlemci statüsüyle” yetinecek. Ama buna karşın; İsrail’i gerektiğinde Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne götürebilecek. \n
\nYeni paradigma arayışına tahvil edilebilir\n
\nBaşlıbaşına bu Filistin için uluslararası platformda “hak arama” ve karşı tarafa diplomatik baskı koyma adına küçümsenmeyecek potansiyel bir kazanım. \n
\nAma Abbas, genel kurul oylaması yerine, baştan “çıtayı mümkün olan en yüksek noktaya” koyduğunu belirtmek adına öncelikle “Güvenlik Konseyi” yolunu denemek istiyor. \n
\nÖnce bu yoldan geçilecek. Gerisi Allah kerim.. \n
\nÖyle ya da böyle Abbas’ın talebi, İsrail ve ABD’ye diplomatik, psikolojik baskı uygulamak açısından; önemli bir adım. \n
\nGörülebilir gelecekte, somut bir sonuç elde edilmese de Abbas’ın çıkışının kayda değer yanları var. \n
\nBunlardan ilki; Filistin içinde “Hamas”a karşı Abbas’ın elini güçlendirmesi.\n
\nİkincisi 90’lı yıllardan bu yana felce uğrayan “barış süreci”nin bundan böyle farklı bir paradigma arayışına girmesi.\n
\nBM Genel Kurulu’ndaki konuşmasının sonunu Abbas; “Arap Baharı’ndan sonra şimdi artık sıra Filistin Baharı’nda” diyerek getirdi. \n
\nFilistin baharına -heyhat!- çok var. \n
\nAma Abbas’ın getirdiği bu yeni kıpırdanma hiç yoktan bir kazanç sayılabilir.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu