Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
CHP'nin Demokrasi Mücadelesi
Krizin adı bile dillere pelesenk edilen “demokrasi”den ne kadar uzak olduğumuzu anlatmaya yetmiyor mu?
\n“Tutuklu” ve “vekil” sözcüklerini yan yana getiren bir kriz yaşıyoruz.
\nDillere pelesenk edilen diğer ifadeyle “milli irade” tutsak.
\n“Demokrasi, milli irade” retorikleriyle mangalda kül bırakmayan iktidar partisi ile iktidar partisinin medyadaki destekçileri, bu sözcüklere şimdi pervasızca kulak tıkıyor.
\nİktidar partisinin yandaşları, “tutuklu vekil krizi” üzerinden CHP’ye yükleniyor. Sorumluluğun faturasını tek yanlı olarak CHP’ye çıkarıyor ve CHP’yi sanık sandalyesine oturtuyor.
\nKendi milletvekili adaylarını iki dudağı arasında tespit ettiği yetmiyormuş gibi artık bir de ana muhalefet partisinin adaylarına karışmaya başlayan başbakanın “Başka adayınız mı yoktu?” sorusundan girip; “Niye Meclis’i kilitliyorsunuz”dan çıkıyorlar.
\nYalnızca “demokrasi” ve “milli irade” kavramlarına değil; “hakkaniyet, adalet, insaf, izan, insanlık, hak, hakikat” gibi başka bir dizi sözcüğün de karşılığına kulak tıkıyorlar.
\nManipülasyon gazetecilik farkı
\nÖnceki akşam Kılıçdaroğlu’nun davetli olduğu bir TV programını baştan sona bu duygularla izledim.
\nCHP Genel Başkanı’nı, bir engizisyoncu tavrıyla sorgulayan “enkırmen”; yalnız beni değil ekran başındaki çok kişiyi bu edası ve sistemli biçimde yönelttiği “tek yönlü” sorularla delirttiği için programın bir yerinde bir açıklama yapmak ihtiyacını hissetti.
\nPrograma sorduğu “ters köşe”(!) sorulardan ötürü izleyicilerden çok sayıda tepki mesajı geldiğini belirten gazeteci; -özetle- bunun akabinde vaktiyle Erdoğan’a da bazı zor sorular sormuş olduğunu belirttikten sonra, “Bizde böyle!” dedi ve “ister seyredin, ister seyretmeyin!”e getirdi.
\nArogansa bakın!
\nBaşbakana fi tarihinde hasbelkader birkaç zor soru sormuş olmak şimdi “ana muhalafet liderine abanmak” vizesi verir gibilerden bir savunma.
\nBu mudur?
\nKılıçdaroğlu’na yöneltilen sorular; öyle düzayak “sıkıştırmak” kapsamında değerlendirilecek sorular değil; ısrarla anlatılanları anlamamazlıktan gelen, “manipülatif” sorulardı.
\nEkran başındaki izleyicileri, benim gibi sanırım “isyan” noktasına getiren şey de tam bu, sorularda açıkça “manipülatif” bir nitelik olduğunun sezilmesiydi.
\n“Meclis’i niye kilitlediniz? Meclis’te olmazsanız, demokrasi mücadelesini nasıl vereceksiniz? Dünyaya boykotunuzu anlatmanız ne fark edecek? Size ne sağlayacak? Meramınız Economist dergisine yoksa yeni malzeme sağlamak mı?”
\nBu ve bunun gibi sorular tekrar tekrar…
\nKılıçdaroğlu’nun sabrına ve soğukkanlılığına hayran kaldım.
\nCHP Genel Başkanı bıkıp usanmadan tekrar tekrar anlattı: “Demokrasi ve özgürlüğü sağlayamayacak bir Meclis, Meclis olamaz” diye her defasında başa sarmak zorunda kaldı: “Bakın siz hukukun üstünlüğünü savunuyorsunuz. Hukukun üstünlüğünün sağlanmadığı bir Meclis, nasıl Meclis olabilir ki? Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Bu bir demokrasi mücadelesidir.”
\nCHP lideri daha sonra; “ ‘Ben böyle takdir ettim. Seni 800 gün içerde tutarım!’ diyen bir hukuk olabilir mi? Bizim ölçümüz evrensel hukuk!” diye devam etti.
\nFakat gazeteci gene “Ama ayıp olmuyor mu?” kontenjanından bu defa da “Size şimdi oy veren 12 milyon seçmeninin oyu çöpe gitmeyecek mi?” sorusuyla ısrar etti.
\nO dakikaya kadar “hukuk ve hukukun üstünlüğünün zaten çöpe gittiği bir yerde; Meclis’te olmakla olmamak arasında büyük fark olmadığını” anlatmaya çalışan ana muhalefet liderinin gece boyu söylediği her şeyin aslında ekrandaki muhatabı nezdinde “çöpe gitmiş” olduğunu fark edip oturduğumuz koltuğa çöktük biz de.
\nMerve Kavakçı hamaseti
\nProgramın sahibi dönüyor, dolaşıyor, cevabını hiç almamış gibi döne döne aynı soruları soruyor: “Şimdi yoksa siyasetin yargıya/Meclis’e baskı yapmasını mı istiyorsunuz?” Aynı hassasiyeti vaktiyle neden Merve Kavakçı’ya göstermediniz?”
\n“Arkadaşlarını satmamak” konusunda birinci dereceden böylesi bir “hassasiyet” göstermesi gerekenler, gerçekte Fazilet Partisi’nin ileri gelenleri değil miydi?
\nBu soru bugün böyle gündeme paraşütle indirilecekse ilk plandaki muhataplarının eski Fazilet liderleri olması gerekmez mi?
\nMerve Kavakçı krizinde acaba onlar ne yaptı? Ne yapıyorlardı?
\nBu sorgulamalar asla onlara doğrultulmuyor; olayın vebali o gün milletvekili dahi olmayan Kılıçdaroğlu ile o gün Meclis’te parti olarak var olmayan CHP’ye kalıyor.
\nBundan açık bir manipülasyon örneği olur mu?
\nKılıçdaroğlu’nun katıldığı programı izlerken CHP liderinin medyada karşılaşacağı kalın ve yüksek duvarları düşündüm. Tarafsız gazetecilerin tek tek ayıklandığı medya tamamen artık AKP yörüngesinde.
\nBöyle bir ortamda “demokrasi mücadelesi” anlatmak…
\nDeveye hendek atlatmaktan zor.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu