Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

CHP trajedisi

04 Haziran 2023 Pazar

“Cehennemin kapıları kapatılacak!” iddiaları ve “Bahar gelecek” vaatleri ile girilen 14-28 Mayıs seçimlerinin sonuçları bir trajedi ile sonuçlandı.

Cehennemin kapılarını kapatmak şöyle dursun, ardına dek açılmasına tanık olduk. 

Ne ki şimdi bu trajedi sahipsiz. 

Kimse üstlenmiyor. 

Seçimlerden sonra attığı “Hayat devam ediyor” tadındaki ilk tweet’inde Kılıçdaroğlu, hiçbir şey olmamış gibi G.Saray’ın şampiyonluğunu kutladı. 

“İdare edin” havasında CHP kadroları: “Elimizden geleni yaptık. Ama ithal seçmenler devreye girdi. Oylar çalındı. Mükemmel bir dünyada (cehennemde değil miydik?) biz kazanırdık. Yüzde 48 de az sayılmaz. Bu ahlaki, moral zaferle avunun!”

Yaşanan hezimetin ve trajedinin boyutlarıyla örtüşmeyen bu mazaretlerle teselli bulmamız ümit ediliyor.

CHP’nin 28 Mayıs’ta elde ettiği sıradan bir yenilgi değil oysa... Çok ağır bir hezimet. 

Sandıkta partiler yenilir de. Oyunun kuralı bu. Ama burada girdiği her yol ayrımı seçimi sistemli olarak kaybeden bir siyasi parti ve de liderden bahsediyoruz.   

Bu makûs talihi yenmek için söz edilen parti bu kez farklı bir yol denedi. Olası zafer ve iktidar ortaklığı varsayımı üzerinden salt “güç ve koltuk paylaşımına” dayanan vizyonsuz bir “sağ ittifak” kurdu. Normal koşullarda seçmenlerinin kapısının önünden geçmeyeceği 21 yıllık iktidar artığı partilere seçim listelerini açmak gibi, Cübbeli Ahmet’e bile alay konusu olan risk stratejileri üstlendi...

Özel sektörde olsa, bunca büyük sapmalar ve risk karşılığında duvara toslayan bir yönetici hemen istifaya zorlanır. Kılıçdaroğlu gayet sakin, GS şampiyonluğunu kutluyor…

LETTA HEMEN BIRAKTI

Demokrasilerde de yenilginin faturası keza çıkar...

İtalya’da örneğin son olarak altı ay önce iktidara gelen “Meloni faşizmi tehdidine karşı” sandıkta yenilen merkez sol “Demokrat Parti” lideri Enrico Letta, seçim ertesi derhal “istifa edeceğini” açıklamış ve parti liderliğini, yeni genel sekreterin belirlendiği 26 Şubat 2023 tarihine dek geçici olarak devam ettirdikten sonra koltuğunu bırakmıştı.   

Biz bu örneklere bakıyor ve hâlâ vermeye devam ediyoruz ama bir demokraside yaşamadığımızı artık çok net biliyoruz. 

Bizim yaşadığımız sistemin adı “seçimli otokrasi”

Seçimli otokrasinin en kısa tanımı ise hiç kural tanımamak ve “mış gibi yapmak”.

Bu sistemde sadece iktidar partilerinde değil, muhalefet partilerinde de demokrasinin kuralları işlemiyor. 

Muhalefet partileri de görünen öyle ki kendilerini iktidar partisinin aynasında biçimlendiriyor. İktidar partileri seçmene ne ölçüde hesap verirse, sözde “hak, hukuk, adalet” diye propaganda yapan muhalefet partileri de o kadar hesap veriyor. 

Bu partilerle biz sonra “cehennemin kapılarını” kapatmayı falan düşünüyoruz. 

Üzerinden yüzyıl geçmiş gibi gelen 14-28 Mayıs sürecini bundan böyle bir kâbus gibi hatırlıyorum.

‘RESETLENMESİ’ GEREKİYOR

Kılıçdaroğlu çok kıymetli, “biricik” bir şansı; “Aday olacağım” ısrarı ve “Bay Kemal geliyor” düşleriyle heba etti. Akşener krizi vesilesiyle bunun ne kertede isabetsiz bir dayatma olduğunu yazmıştım (Bknz. 5/3/2023 Sağnak). Altılı masanın anlamı bulunan tek ortağını dahi ikna edemeyen bir adayın, Türkiye’nin gerisini ikna edebileceğini düşünmek zira siyasi saflıktı.  

Baş ortağının bileğini bükerek, krizle dayattığı adaylığının ardından yangın yerine dönmüş ülkede 75’lik lider, Heidi gibi bahar dalları arasından sonra yapay bir kalp emojisiyle ortaya çıktı. 

Arkasıdan alabildiğine soyut bir “Sana Söz!” sloganıyla kampanya yaptı. 

14 Mayıs gecesi faciası ardından, ikinci tur için hiçbir B planı ve öngörüsü olmadığı anlaşıldı.

CHP’nin reklam şirketiyle anlaşması bile -belli ki ikinci tur hesaba katılmadığından- 14 Mayıs’ta sonlanmıştı. İkinci turun iki haftalık süresi, hiçbir kampanya yapılmaksızın Ümit Özdağ’ın son anlara sarkıttığı pazarlık oyalamalarıyla geçti ve de ortada kaldı. 

Parazit mikro partiler, muhalif seçmenlerin oylarıyla sahip oldukları düzineyle milletvekili ile akabinde mutlu, mesut pozlar verirken; Kılıçdaroğlu “Buradayım! Vallahi de billahi de buradayım!” diyen sürreel, acayip videolarla masaları yumruklayarak hâlâ oyunda olduğunu hatırlatmaya çalışıyor...  

Bunların her biri trajedinin ayrı perdeleri. 

CHP silkelenip “resetlenmediği” ve yeni bir liderle kendisine yeni bir yön belirlemediği sürece üzerinde konuşmak bile artık boş bence.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları