Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir ZamanlarAnadolu'da

11 Ekim 2011 Salı
\n\n\n

Ona artık NBC diyorlar.

\n

Sadece NBC.

\n

Öyle büyük bir marka ki Nuri Bilge Ceylan,NBCdemek yetiyor.

\n

Bu, NBCnin bir olgunluk çağıfilmi

\n

Bir Zamanlar Anadoludan bahsediyorum.

\n

Efsane yönetmenin, efsanefilmini nihayet izledim.

\n

Filmin adındaki Sergio Leone selamından (Bir zamanlar Batı’da? Bir Zamanlar Amerika?) -yönetmenin tercihi ötesinde- çok büyük bir anlam çıkaramadığımı baştan söylemem lazım. NBCnin son yapıtında, bir Sergio Leone selamından ziyade.. İran sinemasına”; özellikle de Abbas Kiorastami sinemasına gönderilen uzun bir selam varmış gibi geldi bana.

\n

Bu kadar yoğun sanatsal doğa tasvirleri ve sembolizmleriyle bugüne değin daha çok İran sinemasında karşılaştığım için belki

\n

Kadınların hiç olmadığı, kıyıda kenarda kaldığı erkek merkezci bir dünyanın yanında, sürekli gerçek ve gerçekötesi bir çizgide akıp giden olayların aktarımındaki soyut dilve kara mizahkeza bana İran sinemasını hatırlattı.

\n

Perdeye yansıyan coğrafyanın kendisi; uçsuz bucaksız o vahşi bozkırın ele avuca gelmeyen çapı, yalnızlığı ve insanı ezen, insana hükmeden yanı bende hep İran sinemasıyla yan yana getirdiğim imajları çağrıştırdı.

\n

Bunların yanında film, bir o denli de özgün bir NBC damgası taşıyor.

\n

Kolu kanadı kırık \t\t\tinsanların öyküsü

\n

Savcı, doktor, Arap Ali, Komiser karakterlerin hepsi, alabildiğine tipik Nuri Bilge Ceylanmelankolisiyansıtıyorlar.

\n

Kolu kanadı kırık, boynu bükük, benzi soluk insanlar hepsi.

\n

Allı turnamtürküsünün sözlerinde olduğu gibi tam: Allı turnam ne gezersin havada/Gülüm gülüm/kırıldı kolum/ Tutmuyor elim turnalar ey/Akşam olsun allı turnam dön geri/Eğer bizi sual eden olursa/Boynu bükük benzi soluk yâr söyle”…

\n

Tek ayrıntının rastlantıya bırakılmadığı filmde; kullanılan tek şarkıbu: Allı Turnam”.

\n

Karakterlerin içine düştüğü yabancılaşmada bir o denli tipik NBC konusu.

\n

Katilin, kendi işlediği cinayete; savcının, ölümüne bizzat yol açtığı karısına hissettiği...

\n

Komiserin, hasta oğluna duyduğu yabancılaşma

\n

Ve dâhi şoför Arap Alinin etrafındaki her şeye yansıttığı yabancılaşma... filmdeki bağlayıcı ana tema.

\n

İnsanlar; ellerinde kürekle bir tarla ortasından gömülmüş bir cesetçıkartırlarken mesela, Arap Ali o tarladan kavun çalmayıdüşünebiliyor!

\n

Sofrasına koyacağı kavunları;katılığını yeni kaybetmiş(!) olan bir cesetle birlikte arabanın bagajına -yan yana- yerleştirebiliyor.

\n

Bu oranda kopukve yabancıolabiliyor Ali, bulunduğu ortamda yaşananlara

\n

Bozkır göbeğinde cesedin sarıldığı leopar/kaplan desenli absürt battaniye”; “yabancılaşmaduygusunu biz seyircilere de aktarıp, bulaştırıyor.

\n

O battaniyeyi görünce, yerdeki ölünün tüm dramatikliğinden kopuyorsunuz!

\n

Her sahneye sinen bu yabancılaşmaöğesinin yanında; NBCnin karakterleri, bir o denli, etten kemikten yapılmış, katıksız yurdum insanlarıolabiliyor bu arada.

\n

Hikâyenin odak noktasındaki cesedin -ki her şeycesediaramaya koyulmakla başlıyor!- o inanılmaz battaniyeyle taşınmasına yol açan neden örneğin, bu arama tarama işlemleri sırasında, kimsenin aklına önceden bir ceset torbası almayı getirmemiş olmasından kaynaklanıyor!

\n

Adli tıp doktoru, savcı, komiser, jandarma hepsi ceset peşinde yollara düşmüşler

\n

Hiçbiri bir ileriki aşamayı düşünmemiş! Ve bir ceset torbasıgetirmek öngörüsünde bulunmamış! Hep birlikte bir anda; Aaa unuttuk! oluyorlar.

\n

NBC film boyu böyle çeşit çeşitmemleketimden insan manzaralarısunuyor.

\n

Başka deyişle film, tüm entelektüel derinliğine karşın; sahiciliktenhiç uzaklaşmıyor.

\n

Hayatlar birer masal \t\tolduğunda

\n

Arap Ali bir yerlerde, karakterlerden birine şöyle bir şey söylüyor: Bir zamanlar Anadoluda/ Ücra bir yerlerde görev yaparken/ Böyle böyle bir gece yaşamıştım diye anlatırsın./ Bir hikâye olur. ..Masal gibi/ Anlatırsın yani!

\n

Film baştan sona bu

\n

İz bırakmadan gelip geçen ve son kertede -en iyi ihtimalle!- birer masala dönüşenöykü ve hayatlar.

\n

Film boyu bize NBC bu masallaşmayıyaşatıyor.

\n

Bir araba ya da mekân içinde geçen konuşmaları mesela, mekân dışına taşıyarak; bire bir tanık olunan vakalar olarak değil de dışardan duyulan masal-mış gibi aktarıyor.

\n

Ufuktaki seher/günbatımı çizgisi

\n

Şerit gibi karanlıkta süzülen tren, araba ışıkları….

\n

Rüzgârla dalgalanan otlar

\n

Uçuşan yapraklar

\n

Topluca kanatlanan kuşlar

\n

Gümüş bulutlardan süzülen mehtap

\n

Çatıya vuran yağmur, uzaktan gelen köpek sesleri

\n

Perdede beliren tek güzel kadının, birden yelle havalanan saçları

\n

Sürekli bir büyülü gerçekçilik”; bir var, bir yok atmosferi yaratıyor.

\n

Bunların yanına bir de ayrı ayrı her biri döktüren, muhteşem oyuncuları eklerseniz, son NBC filminin neden bir başyapıt olarak adlandırıldığını tahayyül edebilirsiniz.

\n

Bir Zamanlar Anadoluda, bir sinema şöleni.

\n

Sinemayı ritüel gibi, sindire sindire izlemekten hoşlanan seyirciler için.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları