Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Uğur Mumcu’nun izinde...

01 Aralık 2019 Pazar

Ankara’nın en kara gündem konularının arasında bir başka yoğunluk içindeyim.

Uğur Mumcu’nun katledilişinin üzerinden 26 yıl geçti. Önümüzdeki 24 Ocak’ta 27 Uğur’suz yıl olacak. Güldal Mumcu’dan izin alıp Uğur Abi’yi yeni kuşaklara anlatmak üzere bir işe giriştim. Önce kütüphanemden Tekin Yayınevi’nden ve um:ag’dan çıkan tüm kitaplarını ayırıp masa üstüne taşıdım. Sonra da hayattaki arkadaşlarıyla buluşmaya başladım. Bu hafta Ali Sirmen ve Altan Öymen’le sohbete tutuştuk. 

Bir şeyi bilseniz bile, hep aklınızda olsa bile yüz yüze gelmek bir başka etkiler insanı. 

Bir kez daha yandım, Uğur Mumcu’yu kaybedişimize...

Bir kez daha kahroldum, ülkemiz için, gelecek kuşaklar için...

Ali Abi, Uğur Mumcu ile 20’li yaşlarda kurdukları arkadaşlığı hâlâ yaşatıyor. “Herkesin gözü önündeki bilgileri alır, birleştirir, perde gerisini araştırır, öyle bir işlerdi ki” diyor, “herkes şaşırıp kalırdı. O konunun uzmanları bile. Uğur, Türkiye’nin 200 yıllık birikimidir.

Uğur Abi İstanbul’a geldiğinde hep Ali Sirmen’in evinde kalırdı. Oturduğu koltuk hâlâ yerinde duruyor. Ali Abi, Türkiye’nin geleceği için iyimser. “Almanya’da yüzde 33’le iktidara gelen Hitler, üç yılda tüm Almanya’yı teslim aldı. Türkiye’de yıllardır insanlar her şeye karşın direniyor. Teslim alamıyorlar...

Altan Öymen’in evinde kitap dağları karşıladı bizi. Uğur Mumcu’yla Mobilya Dosyası kitabını nasıl yazdıklarını anlattı. Bugün olsa neleri, nasıl yazardı... Altan Abi’ye göre Uğur Mumcu 20. yüzyılın başında doğsaydı Sivas Kongresi’nde olurdu. Bugün yaşasaydı sosyal medyayı toplumun aydınlanması için en iyi kullanan kişi olurdu.


***


Önceki akşam da Selda Bağcan’la buluştuk Uğur Mumcu için. Uğur’lar Olsun türküsünü nasıl bestelediğini anlattı. Ali Çınar’ın şiiri 10 dakikada bir volkan gibi püskürüvermiş içinden. Anlatırken hâlâ o anı yaşıyor gibiydi. Uğur Mumcu’yla, Mustafa Ekmekçi aracılığıyla tanışmalarını anlattı.

Sonrasında sahneye çıktı. Bahçelievler’de sevgili Umut Kuzey’in gerçekleştirdiği organizasyonda salondaki üç bin kişinin belki yüzde 80’i 20 yaş kuşağındaydı. Hiçbiri Uğur Mumcu’yu görmemişti. Uğur’lar Olsun türküsünü o kadar içten o kadar güçlü söylediler ki... Selda Bağcan, “Bu türkü 4 dakika, sonrasındaki alkış bazen 10 dakikayı buluyor. Öylesine sahiplendi insanlar” diyor.

O gençleri görünce “Arkadaş, bu gece yazılır” diye düşündüm. Yeri geldikçe gençlerin umudu ülke dışında aramasından, ülkeyle bağlarının zayıflamasından yakınıyoruz. Bunun yanında Uğur Mumcu’ları unutmayan, katledenlere inat, yaşatanlar var.

Umut Kuzey, hıncahınç dolu salonu gösterip “şarıda daha kuyruk var” diyor.

Selda Bağcan, Mahzuni türkülerinde eşlik eden gençlerin coşkusunu görünce seslenmeden edemedi:

Bu türküler yakıldığında siz daha doğmamıştınız...

Ne olursa olsun bir Anadolu gücüne inanırım. Önceki akşam gençler adeta, “İnanmakta haklısın” dediler.


***


Uğur Mumcu dolu bir hafta geçirince kitabın ucundan yazmadan edemedim.

Bir de bu yıl 26 yaşına giren Uğur’lar var. 2000’li yılların başında kitap fuarlarında fark etmiştim. Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü yaşında Uğur adlı çocuklar geliyordu. Aileleri 24 Ocak 1993’ün hemen sonrasında doğan pek çok çocuğa Uğur adını koymuştu. 

Onlardan telefonunu aldıklarım olmuştu. Yeniden bağlantı kursam diyorum...

1990 yılında Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok katledildi, 1993’te Uğur Mumcu, 1999’da Ahmet Taner Kışlalı...

Alçakça saldırılarla aramızdan koparılan Cumhuriyet aydınlarının başlıca ortak özellikleri şunlardı:

- Atatürk’ü iyi özümsemişlerdi ve iyi anlatırlardı.

- Cumhuriyet devrimlerinin önemini, korunması gerektiğini bilirlerdi ve bu yöndeki sorumluluklarını yerine getirirlerdi.

- Devletin yanlışlarını ödün vermeksizin ortaya koyarlardı, ancak devletin yıpratılmasına izin vermezlerdi.

- Halkla barışıklardı, asla halktan kopmazlardı.

- Türkiye’nin tam bağımsız, çağdaş, kalkınmış bir ülke olması için çaba harcarlardı.

Saldırı zaten bu değerlere idi...

Onlara olan borcumuzu, onları unutturmayarak ve hayal ettikleri Türkiye’yi gerçekleştirerek ödeyebiliriz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları