Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Umut ve mücadele!

21 Kasım 2024 Perşembe

24 Kasım Öğretmenler Günü haftasındayız. Böyle bir haftada milli eğitim bakanından beklentileri paylaşmak isterdik! Ne var ki eğitimi milli eğitim bakanından uzak tutmak gerekir, demek gerekiyor!

İktidar katında eğitim şu:

Arka bahçe, kadrolaşma, dindar-kindar nesil...

Oysa Cumhuriyet, her şeyden önce eğitimin temelleri üzerinde yükseldi. Mustafa Kemal Atatürk öğretmenlere, “Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” diyerek uygarlık yolculuğunun başlıca unsurunu gösterdi.

Bugün Türkiye’nin içine düştüğü karanlık süreçten çıkmasını sağlayacak toplumsal kesimlerin başında öğretmenler geliyor. 

Bir ülkenin geleceği sadece siyasilere bırakılamaz. Toplumun aydın, dinamik kesimlerinin mutlaka devrede olması gerekir. Bütün toplumsal hareketler bir fikrin etrafında büyür. 

Türkiye fikrini yitirdi. Seçimler ülkeyi daha ileriye götürme değil, yoksullara en çok yardımı kim yaptı yarışına döndü!

***

2023 gelirken kendime şu sorumluluğu vermiştim:

Cumhuriyetin 100 yılının bir dökümünü yap!

Bunu “100 Yıla Bakış” adıyla kitaplaştırdıktan sonra 2024’te de şunu sordum:

Günlük gelişmeleri yorumlamak dışında topluma bir önermen yok mu?

Bu soru Yılmaz Öğretmen adını verdiğim bir roman doğurdu.

Tümüyle yaşanmış olaylarla ördüğüm roman, çoban ateşlerinin artmasına katkıda bulunur umudu içindeyim. 

Yılmaz Öğretmen akla gelebilecek bütün olumsuzluklarla, engellerle karşılaşıyor. Atanmayan bir öğretmen olarak Ankara, Antalya, İstanbul, Trabzon, Erzurum’da ülke gerçeklerini kucağında buluyor. 

Elbet o da insan; aşkla da cebelleşiyor!

Karşısına çıkan insanların her biri ona çok şey katıyor, ondan çok şey koparıyor. Tarih öğretmeni kimliği eteğinden çekiyor. 

Türkiye’nin 20 yıl sonrasına ilişkin bir rüya görüyor ki sormayın. Olma ihtimalini düşünmek bile insanı ürkütüyor. 

Yılmaz Öğretmen Cumhuriyetimize yön veren metinlerden esinlenerek bir haykırış kaleme alıyor. Birkaç kesit paylaşmak isterim:

“Üç büyük düşmanımız var; şiddet, nefret, cehalet!

İnsanlık tarihi üç büyük devrim yaşadı. Tarım Devrimi’nin lokomotifiydik. Sanayi Devrimi’nin vagonu olduk. İçinden geçtiğimiz iletişim devriminin müşterisiyiz!

Böyle mi gidecek?

Hayır!

Sorunların büyüklüğüne bakıp kahretmeyeceğiz.

İşimizin zorluğuna bakıp pes etmeyeceğiz.

Hiçbir koşulda hedefi terk etmeyeceğiz.

Bu ülkeyi hepimizin yurdu yapacağız.”

Yılmaz Öğretmen kendi iç hesaplaşmalarını, arayışlarını bir noktaya getirdikten sonra tek başına bir ışık yakıp herkesi onun etrafına taşımak için yola koyuluyor.

Katılır mısınız?

***

Atatürk, kendisini etkileyen altı aydının adını değişik nedenlerle hep vurgular; Montesquieu, Voltaire, Rousseau, Namık Kemal, Tevfik Fikret, Ziya Gökalp.

Atatürk “Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, duygularımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası Ziya Gökalp’tir” der. Devrim ruhunu da Tevfik Fikret’ten aldığını söyler.

Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp’in öğretmenlik yaptığını vurgulayalım.

Aydınlar, gazeteciler, öğretmeler Türkiye’nin gidişini sadece siyasetçilere bırakmamalı.

Yılmaz Öğretmen’le ilgili okur yorumları da gelmeye başladı. İyi kitap okuduğunu bildiğim, 20’li yaşlardan Berk’in mesajından bir cümle paylaşalım:

“Son derece ürkütücü, okurda alarm zilleri çaldıran, ancak mücadele hırsını da elden bırakmayan, devrim ateşi gibi bir roman!”

Yarın Denizli’de ADD ve Eğitim-İş’in ortaklaşa düzenlediği “Başöğretmen Atatürk” söyleşinde olacağız. 

Her meslekte Yılmaz Öğretmen vardır. Yılmayan öğretmenleri bekliyoruz.

Yüreğimizde iki meşale yanıyor:

Umut ve mücadele!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suriyeliler döner mi? 19 Aralık 2024
Trump övüyor mu? Yoksa... 18 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları