Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Diyalog pınarı!

23 Ekim 2019 Çarşamba

Erdoğan-Putin görüşmesi, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinden kaynaklanan güvenlik sorununun tamamen uluslararası hale geldiğini bir kez daha ortaya koydu.
17 Ekim’de ABD ile varılan mutabakatın ardından 22 Ekim’de de Rusya ile mutabakata vardık.
ABD ile 120 saatlik uzatma...
Rusya ile 150 saatlik uzatma...
Rusya öteden beri Türkiye’nin 10 kilometreden daha derine girmemesinden yanaydı. Bu noktaya gelinmiş görünüyor.
ABD’den sonra Rusya da YPG’nin sınırdan 30 kilometre aşağıya çekileceğini açıkladı.
Her iki küresel güç de YPG’nin korunmasında anlaşmış görünüyor.
Kime karşı?
Türkiye’ye!
Putin, Erdoğan’la basın toplantısında bir doz daha ileri gitti, “Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerle diyalog kurun” dedi.
Özünde ABD’nin isteği de bu yönde.
Burada kritik soru şu:
YPG terör örgütü mü, değil mi?
17-23 Ekim hattı gösteriyor ki, ABDRusya YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini Türkiye’nin yüzüne söyledi.

***

Eğer Türkiye, terörle mücadelesini, sınır güvenliğini iki küresel aktöre bırakırsa işimiz uzun, ufkumuz belirsiz.
120 saat aldı, nöbeti 150 saate devretti!
Türkiye’nin güvenlik hassasiyetini Rusya anlıyor, ama YPG’yi terör örgütü olarak görmüyor...
Türkiye, yeni bir yol haritası çizmek durumunda. Çizmezse ABD ile Rusya arasında git-gele dönecek.
İşe nereden başlamak gerekir?
Putin’in altını çizdiği “diyalog” çağrısını Türkiye genişleterek yaşama geçirebilir.
Hiç konuşulmuyor, ama Suriye’de bir milyona yakın Türkmen var. İç savaştan önceki nüfus yapısına göre Kürtlerin nüfusu yüzde 10, Türkmenlerin de yüzde 5’e yakın. Nüfuza baktığınızda ise arada uçurum var.
Gelinen noktada artık, “Şam’la görüşmem” demenin hiç faydası yok. Bir kez daha ortaya çıktı ki, Esad, neredeyse Putin’in yerel valisi gibi...
Erdoğan-Putin görüşmesinin yapılacağı gün Esad’ın İdlib’e gitmesi tam da bu anlama geliyor.

***

Dün Putin bir kez daha altını çizdi: Adana Mutabakatı...
10 maddelik ortak bildirinin dördüncü maddesi bu mutabakata dönük.
1998 yılında Öcalan’ın Suriye topraklarından çıkarılması sonrası imzalanan Adana Mutabakatı iki ülkenin terörle ortak mücadelesini, birinin topraklarında öteki aleyhine faaliyete izin vermemesini içeriyor. 2010 yılında AKP hükümeti de bunu genişletti, daha kapsamlı hale getirdi.
Şimdi hem bu anlaşmayı güncellemenin hem de günümüz gerçekleriyle örtüştürmenin zamanı.
Barış Pınarı Harekâtı’nın devamı neden “Diyalog Pınarı” olmasın?
Eğer bunu biz yapmazsak çok daha ağır koşullarda dayatacaklar. Suriye’de Kürtler deyince sadece YPG yok!
Terörle mücadelemiz tamamen uluslararası hale geldi. Bu, çözümden çok karmaşayı getirir.
Erdoğan’la Putin’in 6 saati aşan rekor görüşmesini 13 Kasım’da Erdoğan- Trump izleyecek. Her ikisi de YPG’yi cebine koyarak masaya oturuyor.
Bunu bozmanın yolu Suriye’de herkesle aracısız görüşmek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları