Kurtla bir olup kuzuyu yiyen, koyunla bir olup kuzuya ağlayan bir iktidar varken...

Esnafa, üreticiye destek verip üretimi artıracağına, fiyatları yükseltiyor diye esnafı tehdit eden bir iktidar varken...

2021 yılı bütçesini yapan bakanın ortadan kaybolduğu, istifasının 48 saat sonra haber olduğu bir iktidar varken...

Ortaklarının birbiriyle medya üzerinden haberleştiği, HDP’yi kapatma tartışması yaptığı bir iktidar varken...

CHP’den 3 milletvekili, HDP’li gerekçelerle istifa etti.

Önce şu noktanın altını çizelim: AKP-MHP koalisyonu gidici. Seçmenin değiştirme duygusuna sahip olduğu bir ülkede baskı, korku, yalan, havuç ve sopa ile hiçbir iktidar uzun süre ayakta kalamaz. 

Bu durumu gören, “AKP gitsin ama CHP gelmesin” diyen bir üst akıl var mı sorusunu çengelli bırakıp güncel tartışmaya eğilelim.

*** 

1995 yılıydı. CHP’li Mümtaz Soysal CHP’nin kimi politikalarını eleştiriyordu. Yıllar Mümtaz Hoca’yı haklı çıkardı, bu ayrı. O yıllarda CHP Genel Merkezi onu pişmiş aşa su katmakla, genel uyumu bozmakla suçluyordu. Sonunda CHP’den istifa etti. CHP Genel Merkezi’nde sevinç vardı. Unutamıyorum; “safraları attık” diyen bile olmuştu. 

1960’ta anayasayı yapanlardan, 1971’de hapis yatanlardan, 1983’te Orly katliamı sonrası Paris mahkemesinde cesurca terör örgütü ASALA’nın karşısına çıkanlardan Prof. Mümtaz Soysal’ın istifası CHP yönetimini üzmemişti. Aksine...

1999 genel seçimlerinde CHP barajın altında kaldı!

Önceki gün 3 CHP milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Özcan Özel ve Hüseyin Avni Aksoy’un CHP politikalarını eleştirerek istifa etmesi aklımıza pek çok benzer olayı getirdi. Biri Mümtaz Hoca’ydı.

İstifalar için kamuoyunun belli bir yargısı olacaktır. Üç milletvekili de bu aşamadan sonra atacakları adımlarla ülkeye nasıl hizmet edeceklerini, temsil ettikleri düşüncelerin iktidar olması için ne yapacaklarını gösterecekler. Şu aşamada ne yapacaklarını bilmiyoruz.

CHP Genel Merkezi ise konuyu dalgalanmaya bırakamaz, bırakmamalı... Hele “İstifalar Saray’ın işine yarıyor” gibi bir değerlendirmeye hiç girmemeli. O zaman bu yaklaşım da Saray’a sığınmak olur. 

Saray böyle bir şeyi elbette isteyecek. Sanat, yaptırmamak!

*** 

CHP, girişte vurguladığımız gibi her yöntemi geçerli sayarak iktidarda kalmak isteyen bir Cumhur İttifakı’na karşı Millet İttifakı’nı kurdu. 2018 baharında Cumhur İttifakı’nı kuranlar, CHP’nin karşı hamle yapacağını düşünemedi. 

Bu ittifak yerel seçimlerde başarılı sonuç aldı. Sıra genel seçimlerde. Kılıçdaroğlu zor bir süreci yürütüyor. Bunu yaparken, Millet İttifakı’nı güçlendirirken CHP’yi de güçlendirmek sorumluluğunda.

Bugün CHP sağdan takdir alıyor ama oy almıyor!

Türkiye bu kadar kötü yönetilirken... İktidarın halka korku, sabır ve ‘şükretten’ başka verebileceği bir şey kalmamışken... CHP sadece bu olumsuzlukları anlatarak büyüyemez. Alternatif olduğunu halkın yüreğine kazıyarak büyüyebilir.

İstifalar yok sayılır, örtülür, sadece gidenler suçlanır, nedeni sorgulanmazsa çürüme yapar... CHP tartışmaktan değil, tartışmamaktan korkmalı. Siyaset aşının ateşi tartışmadır. O olmazsa yemek pişmez.

Atla arabanın yerini de iyi belirlemek gerekir:

Önce güçlü CHP, sonra güçlü ittifak, beraberinde iktidar!