Birleşebildik mi?..

22 Ocak 2024 Pazartesi

“Ben, Atatürkçüyüm,

Ben, Cumhuriyetçiyim

Ben, laikim

Ben, antiemperyalistim

Ben, tam bağımsız Türkiye’den yanayım

Ben insan hakları savunucusuyum

Ben, terörün karşısındayım

Ben, yobazların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım...”

Yukarıdaki satırlar gazetemizin unutulmaz kalemlerinden, araştırmacı gazeteciliğin simge ismi Uğur Mumcu’yu anlatıyor. Karanlık suikastlarla yitirdiğimiz aydınlarımızı, cesur kalemleri anımsatan bir “Adalet ve Demokrasi Haftası”na daha giriyoruz. Katledilen yazarlarımız Prof. Dr. Muammer Aksoy ile Uğur Mumcu’yu özlemle anıyoruz. 

MUMCU’DAN GÜNÜMÜZE IŞIK TUTAN MAKALE

24 Ocak 1993’te Ankara’da evinin önünde bombalı saldırı sonucu aramızdan ayrılan Mumcu için etkinlikler düzenlenirken gazetemizde de bu hafta kendisinin şimdiye dek kamuoyuna yansımamış olan akademik bir çalışmasına yer vereceğiz. Gazetemizin yazarı Işık Kansu’nun arşiv çalışmasıyla birlikte Mumcu’nun 1970’te hukuk fakültesi asistanı olarak kaleme aldığı makaleyi sizlerle paylaşacağız. Mumcu’nun anayasal düzen için koyduğu tanı bugün yaşananlara karşı ders niteliğinde; YARGI ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYALI KUVVETLER DENGESİ...   

Yazarlarıyla birlikte basınımızın çınarı Cumhuriyet, Atatürkçü, bağımsız, çağdaş, laik, hukuk devleti çizgisinde, demokratik, özgür basından yana tutumundan taviz vermedi. Ne yazık ki bu onurlu, ilkeli duruşta çok ağır bedeller ödedi. Nice ölüm, baskı, tehdit ve hukuksuzluk gördü. Ama vazgeçmedi. Burada defalarca dile getirdiğimiz gibi vazgeçecek de değiliz. 

Mumcu ve Aksoy gibi yazarlarımız Bahriye Üçok, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı da hain saldırılarla yaşamdan koparıldı. Her seferinde toplum olarak acıda buluşuldu, milyonlar bir daha “Karanlığa geçit yok, adalet” diye haykırdı. Ama ne yazık ki son olmadı. Geçen hafta gazeteci Hrant Dink’in de katledilişinin 17. yılıydı. Ülke olarak sorumluları bulma, arkasındaki güçleri ortaya çıkarma konusunda vicdan ve adalet terazisinde sınıfı geçtiğimizi söyleyebilmek mümkün mü?.. 

Günümüzde gericilerin karşıdevrim çabalarına, yönetimsel krizlere, yolsuzluk, yozluklara baktığımızda bir kez daha Mumcu’nun da aralarında olduğu aydınlarımızın değerini anlıyoruz. Yıllar öncesinden yaptıkları uyarılarda ne kadar haklı olduklarını görüyoruz. Ama ne yazık ki sorunu görsek bile çözüm üretme, umutları diriltmede pek de ilerleyemiyoruz, kutuplaşma iklimini engelleyemiyoruz. 

Gazetemizin tarihe ışık tutan arşivinde gezinirken başyazarımız, Aydınlanma çınarlarından İlhan Selçuk’un, Mumcu’nun ikinci ölüm yıldönümünde yaptığı bir konuşmaya rastladım. Şimdiye bakıyorum da sanki zaman tünelinde asılı kalmışız... İlhan Selçuk kalabalığa şöyle sesleniyor: “Acı ağlatır, duygulandırır, acıdan kin ve öfke doğar. İlkel toplumlarda herhangi bir acının ardından kan davası gelir. Uğur bir kan davası istemezdi. Uygar bir insandı, uğrunda öldüğü ideallerin, fikirlerin ülkemizde gerçekleşmesini isterdi... Acaba arkadaşlar, iki yıl sonra yine buraya geldiğimiz zaman ülkemiz böyle mi olacak?.. Yoksa biz önce kendi aramızda birleşmenin, bütünleşmenin, kurumsallaşmanın, kişisel çatışmaların sonuna bir nokta koyabilecek miyiz? Birleşebilecek miyiz? Uğur bunu isterdi...”

Ne dersiniz, birleşebildik mi?..

SEVGİ ÖZEL’LE SÖZEBESİ...

Bu arada yüzüncü yılımıza girerken gerek gazetemizde gerekse portal kısmında atılımlarımızı sürdürüyoruz. Gazetemizin güçlü yazar kadrosuna tecrübeli bir isim daha eklendi. Yazar, Türk Dil Derneği’nin kurucularından Sevgi Özel iki haftada bir perşembe günleri “Sözebesi” adlı köşesinden siz değerli okuyucularla buluşuyor. Kendisine bir kez daha hoşgeldin diyoruz. 

CUMHURİYET GPT

Cumhuriyet olarak yapay zekâ alanında yeni teknolojileri yakından takip ediyoruz. Bu çerçevede Cumhuriyet kendi yapay zekâ sisteminin beta versiyonunu GPT Store’da yayına alan ilk basın ve medya kurumu oldu. Cumhuriyet GPT kullanıcıları, bu sistem sayesinde güncel haberlere anında ulaşabilecek, diledikleri makaleleri özetleyebilecek ve hatta Cumhuriyet gazetesi ile “konuşabilecek”.

ERGUN ABİMİZ...

Geçen hafta gazetemizin efsane dış haberler servisi şefi Ergun Balcı’yı da ölümünün 25. yılında özlemle andık. Düşünün öyle bir dönem ki internet, arama motorları vs. yok. Ergun abi adeta canlı bir ansiklopedi gibi küresel çapta neredeyse her konuya hâkim. Derin bilgisinin yanı sıra mütevazı. “Babıâli’nin dışişleri bakanı” olarak da tanınan Balcı’nın “Politikada Sorunlar” başlıklı köşesindeki öngörülü yaklaşımları günümüzde de geçerli uyarılar içeriyor: “Türkiye’nin asıl sorunu dış güçlerden değil, içeriden kaynaklanıyor... Biz içeride güçlü olur ve demokrasi çıtasını yükseltebilirsek Türkiye’yi istikrarsızlaştırma hevesleri kursaklarda kalır.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Uyanık kalmalı 18 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları