Belediyelere kayyum atamalarını konuşurken geçen hafta iktidarın pek sevdiği gündem değişikliği bombardımanlarına konserler konusu eklendi. CHP’li Ankara ve İstanbul belediyelerine soruşturma haberleri birbirini izledi.

Elbette demokratik ve hukuk ilkeleriyle çevrili yönetimler için şeffaflık olmazsa olmazlardan. Kamuda harcamalar konusunda aşağıdan yukarıya her yetkilinin, kurumun hesap verebilir olması şart. Hele de böylesine ağır ekonomik krizin yaşandığı, adalet duygusunun yaralandığı, toplumsal ahlaki-etik çöküşe gidişle birlikte şiddetin kol gezdiği bir dönemde. Ancak bu noktada ayrımsız uygulama gerekli ki yurttaş bu sorgulamanın gerçekten kamu yararı için olduğuna yürekten inansın. Aksi halde, “Hesap verebilirlik konusu sadece muhalefet için mi geçerli” sorusu akıllarda döner durur. Sokağın gerçek gündemi belli; derinleşen yoksulluk, gelecek umudunu yitiren gençlik, korunamayan çocuklar, ölümcül şiddetin hedefi kadınlar, gerici uygulamalar...

Geçen hafta dikkat çeken gelişmelerden biri de “Öcalan açılımıyla” tartışma yaratan MHP’nin seri sosyal medya paylaşımlarıydı. MHP’nin mesajının anlamı nedir, kimedir, tartışması aldı başını gitti. Oysa görünen “Cumhur”un iktidarı sürdürme siyasetinde değişiklik olmadığı. “Parlamenter sisteme dönüş, erken seçim” gibi keskin bir çıkış olmadığı sürecede bu ittifak arasında makasın açıldığını söylemek pek mümkün değil.

‘EMEKLER FAİZE’

Küresel açıdan zorlu bir dönemin içinde olduğumuz gerçeği dışlanamaz. Ekonomik kırılganlığın artması ülke güvenliği için de ciddi bir sorun. Geçen hafta “Emekler faize gitti” başlıklı haberimiz, içinde olduğumuz kısırdöngüyü gözler önüne serdi. Mustafa Çakır imzalı haberde, TBMM’de görüşülen merkezi yönetim bütçesinin, enflasyon hedefi tutmayan iktidarın faizde benzer sorunları yaşadığını ortaya koyduğu aktarıldı. Verilere göre 10 aylık dönemde faiz gideri yüzde 95 artışla 1 trilyon 49 milyar TL’ye yükseldi. Ekim 2024’te bütçe açığı ise 186.3 milyar TL.

İktidarın, “muhalefetten beklediği tasarrufa”, kendisinin ne kadar uyduğunu sorduran haberler de sürüyor. Cengiz Karagöz imzalı haberimizde Sayıştay raporlarına işaretle AKP’li belediyelerin tasarruf genelgesine uymadığını gösteren örneklere yer verildi. Fatih Belediyesi’nde yöneticilerin çift maaş aldığı, Bağcılar Belediyesi’nin 975 milyon TL’lik araç kiraladığı aktarıldı.

“Param olsa okurdum” başlıklı, eğitim şefimiz Figen Atalay imzalı haberde ise yapılan bir araştırmaya göre, lise ve üniversite eğitimine devam edemeyenlerin yüzde 70’ten fazlası maddi koşulların farklı olması durumunda okulu bırakmayacaklarını söyledi. Çağdaş Bayraktar imzalı haberde AKP döneminde sağlık çalışanlarına yönelik şiddette yaşanan artışa işaret edildi. Uzmanların “Ceza yasası değişmeli” görüşü aktarıldı.

Geçen haftanın dikkat çeken haberlerinden biri de bitmeyen çevre kıyımlarına ilişkindi. Şeyda Öztürk imzalı haberde, 22 yıllık AKP iktidarı döneminde Türkiye’deki orman varlığının azaldığı, orman içi yapılaşmaların arttığı kaydedildi.

Bu yakıcı sorunlara karşın iktidar cephesi yine bildik toplumsal uyutma adımlarını sürdürüyor. Laik bakış açısından, akıl, bilimden uzak, sorgusuz bir itaat kültürü oluşturma arayışındaki politikada bu kez hedef velilere çevrildi. Aytunç Ürkmez imzalı habere göre, MEB halk eğitimi merkezlerinde velilere “inanç temelli yaşam” dersleri verecek. MEB’in cemaatlerle imzalanan protokol gereği bakanlıktan 31 milyar 815 milyon TL, aktaracağı da geçen haftadan yansıyanlardan.

Anayasa değişikliği, “Öcalan açılımı”, “kayyum”, “konser” derken MEB Bakanı Tekin de baklayı bir kez daha ağzından çıkardı; Atatürk Cumhuriyetinin temel ilkeleri arasında bulunan laikliği hedef aldı.

İnsanın bunca gündem arasında delirmektense uyuyup karşı karşıya kaldığı sorunları unutası gelebilir, aman diyelim. Asıl şimdi uyanık ve ayakta olma zamanı.

UMAR CUMHURİYET’TE

Gazetemizin usta yazarlar kadrosuna yeni bir isim daha katılıyor: Ahmet Süha Umar. Geçmişte Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Arjantin’den Bulgaristan’a, Sırbistan’dan Ürdün’e, NATO’dan AGİT’e farklı görevler üstlenen büyükelçi (E) Umar haftada bir gün, gazetemizin ekol olan dış haberler sayfasındaki köşesinden sizlerle buluşacak. Küresel öngörülemezliğin daha da arttığı bir dönemde, dış politika ve Türkiye’ye yansımaları konusunda görüşlerini dile getirecek. Umar’a hoş geldiniz diyoruz.