Mehmet Şakir Örs

Ege’de hasat zamanı

09 Ağustos 2024 Cuma

İçinde bulunduğumuz günler Ege’de hasat zamanıdır. Pek çok üretici ailesi, bu mevsimde bağlara, bahçelere göçer. Bir yıldır hazırladıkları ürünlerini artık toplayıp pazara, tüccara, Tariş’e ve TMO’ya göndereceklerdir. Böylece ailecek aylardır bekledikleri ürün bedellerine kavuşacaklardır. Elde edecekleri gelirle de borçlarını ödeyecekler ve ihtiyaçlarını karşılayacaklardır. Üretim yörelerinde düğün-sünnet ve okul masrafları için de hep bu zaman dilimi beklenir...

Geçmişte hasat dönemi üretici için aynı zamanda bayram / şenlik anlamına gelirdi. Öyle ya koca bir yılın emeğinin karşılığı alınacaktı. Üretici ürününü iyi bir fiyattan satınca, şapkasını havaya fırlatırdı. Bağ alanlarında, bahçelerde, sergi yerlerinde şölenler yapılır ve halaya durulurdu. Kısacası, hasat sevinci ve keyfi doyasıya yaşanırdı...

ÜRÜNÜ SICAK VURDU

Artık o sevinçli ve şenlikli hasat dönemleri çok gerilerde kaldı. Üretici şimdi ürününü nasıl satabileceğinin ve parasını nasıl alabileceğinin derdine düşüyor. Öyle ki ürünü yetiştirmesi kadar, belki ondan da daha zorlu olanı, ürünü satabilmek ve parasını alabilmek! Çünkü üreticiyi yakan yakana ve çarpan çarpana!

Mali açıdan üreticiyi yakan ve çarpanların yanında, son yıllarda iklim koşulları da üreticiyi oldukça zorluyor. Üzüm, incir gibi meyveler aşırı sıcaklardan dalında kuruyor. Bağlara, bahçelere, tarlalara artık su yetmez hale geliyor. Üretim ve sulamada kullanılan elektrik ve mazot fiyatlarındaki artışlar, üreticinin belini büküyor. Aşırı sıcaklar, ürünle birlikte üreticiyi de yakıyor!

ÜZÜM VE İNCİR TOPLANIYOR

Ağustos ve eylül ayları, Ege’nin simgesel ürünlerinden üzümün ve incirin hasat edildiği zaman dilimidir. Çekirdeksiz kuru üzüm Gediz ovasıyla birlikte anılır. Bu yörede gözünüzün alabildiğince üzüm bağları uzanır. Üreticiler bu bölgeyi ‘yeşil deniz’ olarak adlandırır. Üzümün bu yöreye özgü sultaniye cinsi de, ‘Ege’nin sarı sultanı’ olarak bilinir.

İncir ağaçları özellikle de kurutmalık incirin yetiştiği incir bahçeleri, Küçük Menderes ve Büyük Menderes havzalarının simgesidir. Aydın’ın ‘ovalarındaki bal’ incirdir. Bu iki temel ürün Ege’nin ekonomik-sosyal ve kültürel yaşamında önemli bir konuma ve tarihsel geçmişe sahiptir. İşte Ege’nin özellikle bu yörelerinde, bugünlerde yoğun bir devinim var. Üzümler bağlardan, incirler bahçelerden toplanıyor. Aşırı sıcak iklim koşulları bu ürünlerde hasadı öne çekti.

TARİŞ’İN VE TMO’NUN ALIM FİYATI

Son yıllarda başta üzümde olmak üzere, birçok üründe alım fiyatları hep geç ilan edilir. Bu durum üreticinin yakınmasına ve tepkisine neden olur. Bu dönem, uzun yıllar sonra ilk kez, Tariş 7 numara üzümün avans fiyatını 100 lira olarak açıkladı. Hakkını teslim etmek gerekir, Tariş Üzüm’de işbaşına gelen yeni yönetim sözünde durdu ve alım kampanyası başlamadan avans fiyatı duyurdu. Siyasi iktidarın doğrudan kontrolündeki TMO’nun klasik tavrı ve gecikmesi ise sürüyor. Üreticiler TMO’nun da bir an önce fiyat açıklamasını ve alıma başlamasını bekliyor.

Merkezi iktidarın kırsal kesime olan ilgisizliği ve tarımsal üretime negatif bakışı, Ege’nin dört bir yanındaki üretim alanlarında yankılanıyor. Egeli üreticiler, 31 Mart yerel seçiminde siyasi iktidara gösterdikleri sarı kartı, önümüzdeki ilk genel seçimde kırmızıya dönüştürmeye hazırlanıyorlar!..

***

Domates isyanı

Tarımda, kırsal kesimde yaşanan sıkıntılar/sorunlar, bölgeden bölgeye yayılıyor ve giderek tüm ülkeyi kapsıyor. Karadeniz’de çay ve fındık üreticilerinin, Trakya’da hububat üreticilerinin ardından; Ege’de de domates üreticileri alanlara çıktılar ve traktörleri ile yollara düşüp, protesto gösterisi yaptılar.

Kınık ve çevresi domates yetiştiriciliğinin yaygın olduğu bir yöredir. Bu bölgede birçok köylü ve üretici ailesi, geçimini salçalık domatesten sağlar. Kırmızı domates bu yörenin adeta aşıdır, ekmeğidir. İşte bu üretim yöremizde, geçtiğimiz hafta tam bir ‘kırmızı isyan’ yaşandı. Ürettikleri ürünlerinin para etmediğini gören üreticiler, traktörleri ile Kınık’ta toplandılar. Dertlerini sorunlarını kamuoyuna duyurmaya çalıştılar. Üreticinin bu tepkisi, ‘domates isyanı’ olarak adlandırıldı.

FİYATI KİM BELİRLİYOR?

İzmir ve Manisa başta olmak üzere, Ege kırsalında yaygın olarak salçalık domates üretimi yapılıyor. Salçalık domatesin alım fiyatını da salça fabrikaları belirliyor. Bunlar üreticilerle alım sözleşmeleri yapıyorlar. Bu yılki alım fiyatı önce 3,5 ile 5,5 lira arasında belirlenmişken, son günlerde bu fiyat kiloda 1,8 liraya kadar düştü.

Sorunun temelinde tarımdaki plansız programsız üretim anlayışı var. Fiyatın bu denli düşmesinde bir başka önemli etken, salçalık domateste geçen yıl getirilen ihracat yasağı. Manisa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu, bir basın açıklaması yaparak, bu yasağa dikkat çekti ve ihracat yasağının piyasaya yansımalarının şimdi ortaya çıktığını vurguladı.

TRAKTÖRLÜ GÖSTERİ

Salçalık domatesteki fiyat düşmesi en çok Kınık ve çevresinde yankılandı. Durumu protesto etmek üzere, birçok köyden üreticiler çoluk-çocuk toplanarak, aileleri ile birlikte traktörlerle Kınık merkezine geldiler. Kınık’ta kitlesel bir protesto eylemi gerçekleştirdiler. Üzerinde ‘Çiftçiyi öldürdünüz, cenazesini kaldırın’ yazılı tabut taşıyıp, cenaze namazı kıldılar!

Üreticiye destek veren Kınık’ın CHP’li belediye başkanı Sema Bodur’la domates üreticisinin yaşadığı sıkıntıları konuştuk. Sema Başkan, sorunun yalnızca domatesle sınırlı olmadığını, diğer ürünlerde de benzer sıkıntıların yaşandığına/yaşanacağına dikkat çekti. Temel sorunun tarımda uygulanan politikalar olduğunun altını çizdi. O’na göre, içinde bulunduğumuz dönem, çiftçi açısından zor ve zorlu bir dönem olacak.

***

Basmane’nin nöbetçisi

Basmane, İzmir’in eski ve köklü semtlerindendir. Bir bakıma İzmir’in ‘tarihi derin’ bölgesidir. Bizim gibi eski İzmirliler için, bu semt çok ilginç ve unutulmaz olaylarla/anılarla doludur. Örneğin, 9 Eylül İzmir’in kurtuluşunda ilk atlılar buradan İzmir’e girmiştir. O nedenle de son yıllarda 9 Eylül kutlamaları burada başlar. Bir başka önemli tarihi olay da, ülkemizde ilk 1 Mayıs kutlamasının, 1905’te buradaki tarihi çınarın altında yapılmış olmasıdır. İlk gençlik yıllarımızdaki miting ve yürüyüşler de, şimdi artık olmayan o tarihi çınar ağacının altından başlar, orada toplanılırdı.

Bütün bunları hatırlamamıza ve düşünmemize; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın, yerel tarihçi ve araştırmacı Orhan Beşikçi dostumuzla birlikte yaptıkları Basmane turu vesile oldu. Başkan Tugay, geçtiğimiz haftaki Ege ekimizde yansıttığımız gibi, haklı olarak ‘Basmane, bir hazine’ demiş. Gerçekten doğru ve yerinde bir değerlendirme.

Bir aydının, bir kenttaşın yaşadığı semtle bütünleşmesine, en çarpıcı ve güzel örnek araştırmacı - yazar Orhan Beşikçi’dir. Akıllı ve sevimli köpeği ‘Zeytin’le birlikte, birçok tarihsel döneme beşiklik yapmış bu semti, her gün adeta dört dönerler! Basmane’nin tarihi değerlerine sahip çıkar, semtleri için çırpınırlar! Bir bakıma Orhan Beşikçi dostumuz, Basmane’nin gönüllü nöbetçisidir!

Başkan Tugay’ın Basmane turu; bizi 20 yıl öncesine, büyükşehir belediyesinde başkan danışmanlığı yaptığımız günlere götürdü. Aynı turu, yine Orhan Bey’in rehberliğinde dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ’la birlikte yapmıştık. Bildiğimiz kadarıyla bir ‘Basmane ritüeli’ne dönüşen bu turları Orhan Bey sonraki başkanlarla da yaptı. Doğrusu, insan yaşadığı yeri Orhan Beşikçi gibi sevmeli. Orhan Beşikçi’nin semtine olan ilgisi, duyarlılığı ve sahiplenmesi, herkese örnek olmalı. Böylesi güzel örnekler ve çabalar çoğalmalı!..   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik çağrısı 24 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları