Jale Özgentürk

Teklif yok, ısrar var!

15 Mart 2023 Çarşamba

Türkiye bir yandan büyük bir deprem felaketi, diğer yandan büyük bir ekonomik krizin pençesinde seçimlere hazırlanıyor. Ekonomi, iktidar ittifakının da muhalefet ittifakının da en önemli gündem maddesi.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulamaya geçtiği 2018’den beri AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın etkin olduğu farklı bir yola giren ekonomide durum hiç parlak değil.

Tüketici enflasyonu resmi rakamlara göre yüzde 55, bağımsız kuruluş ENAG’a göre yüzde 127; kurlar 19 TL’ye dayanmış; hükümetin dayanağı ihracat geriliyor, ithalat patlıyor; cari açık tüm zamanların rekorunu kırmış durumda. Açlık sınırı 10 bin TL’ye dayanmış, işsizlik yüzde 10’larda.

Döviz ihtiyacı büyük. O da Merkez Bankası rezervlerinden karşılanıyor. Rezervler ekside. Tek umut Körfez ülkelerinden gelen ve gelmekte olan ödünç dolarlarda. 

ŞİMŞEK HENÜZ GÖRÜŞMEMİŞ 

Adına “Türkiye Modeli” denilen bu politikalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz neden enflasyon sonuç” teziyle ortaya attığı faiz indirimleriyle başladı. Ekonomik temelden çok dini temele dayanan bu politikaları Erdoğan, “Bir Müslüman olarak nas ne gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” sözleriyle uzun süredir savunuyor. 

Yukarıda saydığım ekonomik yıkım da işte böyle ekonomi biliminin dışına çıkılmasıyla yaşandı. 

Ancak bugün ortada bir gerçek var. Bu ekonomik sistemle yola devam edilmeyecek. 

Edilemeyecek de Erdoğan’ın geri adım atması imkânsız. Bu durumda başvurulan araç yine “algı operasyonu...” 

Uluslararası finans çevreleriyle yakın ilişkide olan ve teknokrat kimliğiyle tanınan eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in adı yine AKP’nin vitrini için gündemde. 

İddialara göre Şimşek’le görüşülmüş ve o da ikna olmuş. 

Oysa benim yaptığım görüşmelere göre henüz bir görüşme olmamış. İkna için ısrar var ama henüz resmi bir teklif yok. Şimşek yurtdışında ve bir karar almamış. Her ekonomik bunalım sonrası adı ortaya atılan Şimşek, daha önce “Benden duymadığınız hiçbir iddiaya inanmayın” demişti. 

Ben Şimşek’in nikâh şahidi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hayır demeyeceğini düşünüyorum. 

Ama sonrası meçhul. Milletvekili ve cumhurbaşkanı yardımcısı oldu diyelim daha önce ekonomi konusunda ters düştüğü Erdoğan’la nasıl bir politikada buluşacak?

FAİZ LOBİSİ DEMİŞTİ

Bunun için eski günleri şöyle bir hatırlamakta fayda var diyorum: 

2007’den itibaren AKP’de siyasete giren ve ekonomide etkin bir konuma sahip olan Şimşek’in Erdoğan’la ters düştüğü yıl 2018.

Şimşek’in bir ekonomi zirvesinde yaptığı ekonomideki sıkıntıları anlatan konuşma ve iş dünyasına “Dövizle borçlanmayın” uyarılarına çok kızıyor Erdoğan. Şunları söylüyor:

“Çıkıyor birileri garip garip şeyler konuşuyor. Bu tür yanlışları yaparlarsa bunun affedilir yanı olamaz. Felaket tellalları zaten davul zurna dolaşıyorlar. Ayağına sıkıyor. Onlar yetmiyor mu? Bize ne oluyor?”

Erdoğan’ın faizleri indirme baskısına başladığı o günlerde Şimşek’i istifaya götüren sözleri de şöyleydi: 

“Yurtdışına gitmeden önce faizlerle ilgili bir toplantı yaptık. Düşürülmesinden bahsettik. Nurettin Canikli ve Nihat Zeybekci de oradaydı. Sonra ben yurt dışındayken, Merkez Bankası faiz artırdı. Böyle bir şey olabilir mi? Bağımsızmış... İyi de onların aldığı kararın bedelini biz ödüyoruz. Bir de tek adamlık derler, bu nasıl tek adamlıksa, karar alıyoruz uygulamıyorlar. Benim arkamdan iş çevirdiler. Böyle saygısızlık olur mu?” 

Yabancı yatırımcılar tarafından “güven veren bir isim olarak görülen” Şimşek, bir zamanlar Erdoğan’a göre “faiz lobisiydi”.

Bu yaşananlar ışığında bakalım Şimşek, sadece vitrinde yer almayı mı kabul edecek yoksa ekonomik politikayı fabrika ayarlarına döndürmek için Erdoğan’ı iknayı mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları