Jale Özgentürk

Sefertasına dönüş

13 Eylül 2023 Çarşamba

Küçük ev eşyalarının satıldığı bir mağaza... Önümde bir kadın ve ilkokul çağlarında küçük bir çocuk duruyor. Annenin elinde bir zamanların efsane evden işe/okula yemek taşınan kabı, namı diğer “sefertası” var. 

Çocuğuna artık okula sefertası ile yemek götürebileceğini söylüyor. Çocuk itiraz ediyor. Anne ikna için başka bir arkadaşını örnek veriyor:

Ama artık Ahmet de sefertası ile yemeğini evden götürecek. Kantine vereceğimiz para yok.”  

Anne haklı. Çocuğu kantinden bir sandviç, bir süt alsa ödenecek en az para 50 TL. Öğle yemeği çıkan okullardaki ücret ise öğrenci başına 30 bin TL.

Yaklaşık 20 milyon öğrencinin ders başı yaptığı bugünlerde çocuk okutan anne ve babaların en büyük sorunu ulaşım ve beslenme. 

Sefertası da annelerin bulduğu çarelerden biri. 

Mağaza çalışanları son günlerde sefertası satışlarının patladığını söylüyor. İnternette de yüzlerce çeşit sefertası ilgi gören ürünler arasında.

YOKLUK YILLARININ SİMGESİ

Türkiye’de AKP iktidarının da sık sık gündeme getirdiği 1970’li yokluk yıllarının simgesi “sefertası” artık yeniden hayatımızda.

Sadece çocuklar değil, çalıştığı işyerinden yemek parası alamayan ya da aldığı yemek kartını başka bir ihtiyacı için kullanan çalışanların da kurtarıcısı sefertası.

Efsanenin geri dönmesinde Türkiye’nin içine düşürüldüğü “derin yoksulluk” başrol oynuyor.

Aslında milyonlarca yurttaşın sefertasına koyacak yemeği de yok...

AKP kendi yarattığı derin ekonomik krizden çıkmanın faturasını yine geniş kitlelere ödetiyor.

Bugün Türk-İş’in rakamlarına göre dört kişilik bir ailenin insanca yaşaması için yoksulluk sınırı yaklaşık 40 bin lira. Oysa ortalama memur maaşı 22 bin lira ve toplumun yüzde 60’ı 11 bin 400 lira olan asgari ücretle çalışıyor.

EMEĞİN PAYI DÜŞTÜ

Türkiye, son yıllarda gelir eşitsizliğinin hızla arttığı bir ülke. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2022 gelir dağılımı istatistiklerine göre en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay yüzde 48. Yani gelirin yarısı sadece 16 milyona gidiyor. En düşük gelire sahip yüzde 20’nin ise aldığı pay sadece yüzde 6. 

Bu pay da sürekli azalıyor. DİSK’in dün açıkladığı raporda vurguladığı gibi emeğin toplam gelirden aldığı pay son birkaç yılda on puan birden azalarak yüzde 36.3’ten yüzde 26.3’e düşüyor.

Başkanlık döneminde milli gelir yüzde 300 büyürken emek gelirleri yüzde 213 ve sermaye gelirleri ise yüzde 332 büyüyor. 

Yüksek enflasyon oranları ve düşük ücretler, orta sınıfın gelirini eritiyor. Ev kiraları, elektrik, su, doğalgaz ve gıda fiyatları hızla yükselirken hayat pahalılığı karşısında büyük bir çaresizlik yaşanıyor. Bu yılın sonu için yüzde 65 olarak hedeflenen enflasyonun aslında yüzde 75’leri bulması bekleniyor. Bağımsız kuruluşların rakamı zaten yüzde 100’ün üzerinde. 

Düşük faiz masalıyla krizi patlatanlar, zengini zengin yapıp gelir dağılımını bozanlar hiçbir sorumluluk almadığı gibi, sözde çözümler de gelirleri pişkince kısmada ve dolaylı vergileri artırmada aranıyor.  

Sefertası Türk ekonomisini enkaz altında bırakan AKP sayesinde artık şark köşelerini süsleyen bir obje değil, yok olan orta direği simgeleyen bir ibret nesnesi.

Üstelik bugünler daha iyi günlerimiz. Ekonominin yeni kurtarıcıları da söylüyor. Daha önümüzde çekilecek üç yıl var!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları