Jale Özgentürk

Cam uçurum Pembe badana

08 Mart 2024 Cuma

Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Bundan 167 yıl önce sanayileşmenin ilk yıllarında dokuma işçisi kadınların yanarak hayatını kaybetmesine dayandırılan bu tarih, dünyada kadınların eşitlik mücadelesinin de başlangıcı kabul ediliyor.

100 yıl geçmiş ama ne yazık ki kadın ve erkek eşitliği yani toplumsal cinsiyet eşitsizliği tüm dünyada en büyük sorun. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar ne yazık ki diğer yarıyla eşit haklara sahip değil, bir türlü olamıyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2023 Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu’na göre kadın ve erkeklerin eşit olabilmesi için 131 yıl gerekiyor. En yüksek cinsiyet eşitliğine sahip Avrupa’da bu süre 67 yıl, Türkiye’nin içinde olduğu Avrasya ve Ortadoğu’da ise tam 167 yıl.

Türkiye endekste 146 ülke arasında 129. sırada.

METAFOR ENFLASYONU

Cam tavan, cam asansör, cam uçurum, kırık basamak, yapışkan zemin, sızdıran boru, kraliçe arı sendromu...

Birbirinden ilginç bu metaforlar kadın ve erkeğin toplumsal hayata katılımda eşit fırsatlara sahip olamadığını anlatmak için türetilmiş ve kullanılıyor yıllardır.

Cam tavan en yaygın kullanılan kavram. Kadınların çalışma yaşamında yükselişlerini engelleyen görünmez mekanizmaları ifade etmek için kullanılıyor.

Yine cam metaforu ile anlatılan “cam asansör” hemşirelik gibi kadın egemen mesleklerdeki erkeklerin kariyerlerinde kadınlara kıyasla daha kolay bir şekilde yükselmelerini ifade ediyor.

Sızdıran boru, özellikle bilim ve akademi alanında kadınların kariyerlerinde ilerleyemediklerini açıklamaya çalışırken yapışkan zemin sendromu ise kamu kurumlarında çalışan ve alt kademelerde yer alan kadınların terfi alamaması ve düşük ücretler almasını ifade etmek için kullanılıyor.

Kırık basamakla ise özellikle erken terfilerdeki eşitsizliklerin, kadınların ilerleyen dönemlerde kariyer basamaklarını tırmanışında büyük olumsuzluklara yol açması olarak tanımlanıyor.

BAŞARISIZLIĞIN SUÇU KADINA

Son zamanlarda fazlasıyla gündeme gelen bir kavram ise “cam uçurum”.

Kadın çalışanların, kurumların başarısız olma ihtimali yüksek riskli dönemlerinde erkek çalışanlardan daha çok yöneticilik konumuna getirilmelerini ifade ediyor. Bu tutum muhtemel bir başarısızlık durumunda suçun kadına yüklenmesini içeriyor. Aynı zorlu dönemde bir erkek yöneticinin de aynı başarısızlığa uğrayabileceği ihtimalini göz ardı ediyor.

Son dönemde bu kavram Hafize Gaye Erkan’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başkanlığına ekonominin en riskli zamanında atanması, deneyimsizlik ve desteksizlik nedeniyle kısa sürede görevden alınmasıyla gündeme geldi.

Kadınlar için cam uçurumun bedeli ise ağır. İtibarı zedeleniyor ve kariyeri olumsuz etkileniyor. Yakın çevresinden duyduğuma göre Erkan da bugünlerde bu üzüntüyü yaşıyor.

SAMİMİYETSİZLİK

Bu arada son günlerin moda kavramlarından birini de hatırlatayım: “Pembe badana”. Her 8 Mart’ta kadın sorununa ne kadar duyarlı olduklarını göstermek isteyen şirketlerin sayısı artıyor. Bu sorunu içselleştirmiş, kendi şirketinde bu eşitliği sağlamak için adımlar atmış birkaç şirket dışında samimi olmayan şirketler için kullanılıyor bu kavram.

Samimiyet önemli; çünkü “tek kanatla” uçmak mümkün değil.

Birleşmiş Milletler bu yıl Dünya Kadınlar Günü’nü, “Kadınlara Yatırım Yapın, İlerlemeyi Hızlandırın” teması ile kutluyor!

Umarız Türkiye de “Kadının yeri evidir” demekten kurtulur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları