Jale Özgentürk

Açgözlü büyümenin sonu mu geliyor?

27 Mart 2020 Cuma

Dünyayı önümüzdeki on yıl sağlığın yanı sıra ekonomik ve sosyolojik büyük kırılma bekliyor. Gelecekbilimcilere göre açgözlülüğün bittiği yeni bir dünya geliyor.

Dünya nüfusunun yüzde 38’i yani yaklaşık 3 milyar insan, koronavirüs nedeniyle evine hapsoldu. Çin’de başlayıp 195 ülkeye yayılan virüs, tarihte 1929 Bunalımı’ndan sonra en büyük kriz olarak tanımlanıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre 25 milyon insan bu nedenle işini yitirecek. Bugün beyaz yakalılar ofislerini evlerine taşıdı. Mavi yakalıların ise böyle bir şansı yok! Peki, başka nasıl gelişmeler bekliyor bizi? Süregenleşmesi muhtemel bu tür krizler bizi nasıl davranmaya itecek? İnsanlık hayatta kalabilmek için üretim ve yaşam biçimini yeni koşullara nasıl uyarlayacak? Bu soruları görüşlerine değer verdiğim iki kişiye yönelttim. Biri Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı. Diğeri ise dünyanın en etkili 100 fütüristi arasında sayılan ve “T İnsan” adlı bir kitabı da bulunan Ufuk Tarhan.

Sadelik gelecek

Önce Tarhan’la başlayalım... Tarhan “Açgözlü, doymak bilmez dönemlerimizden birinin daha sonuna gelmiş bulunuyoruz” diye özetliyor bugünkü durumumuzu... Tarhan’a göre dünya bugüne iklim değişikliğinden denizlerin kirlenmesine açgözlülükle ortaya çıkardığı türlü sorunları hep halının altına süpürmüştü. Ve her zaman olduğu gibi zor oyunu bozdu, bir virüs geldi ve balonu patlattı! Tarhan, bunun herkese oturun düşünün mesajı verdiğini ekliyor. Bu salgının ardından da kaotik iflaslar, iş kayıpları ve sosyolojik karmaşa yaşanacağını söylüyor. “Önümüzdeki on yıl kritik” diyen Tarhan, en büyük değişim işaretini “Dünya, ben değil, biz bilincine yönelecek” diye özetliyor. “Şimdi dünya bir SWOT analiz yapıyor” diyen Tarhan’a bu analizden sizce ne çıkacak diye sordum ve şu başlıkları aldım: “İletişimde 5G’ye ve gündelik yaşamda da kripto paraya geçilecek. Yapay zekâ kullanımı ve robotla üretim ve hizmet artacak. Bu krizde su tüketimi patladı. Su arıtma sistemleri gelişecek. Krizde dünyada ilk kez karbon salımı düştü. Petrol bitecek, yenilenebilir enerji yükselecek. Kendimize yetmeyi öğreneceğiz. Konvansiyonel tarıma, çiftçiliğe yeniden dönülecek. Küçük esnaf yeniden önem kazanacak. Bugün boşalan işyerleri, yarın maliyetleriyle yüke dönüşecek. Plazalar, AVM’ler, okullar farklılaşacak. Popülist politikaları yürütenler de süpürülüp gidecek.”

Akıllı şehirler, dijital çiftlikler öne çıkıyor

- Salgın bitse de insan insana temas virüs korkusuyla artmayacak. l Ofis yerine evden çalışma sürecek. Teknoloji bilgisi zayıf olanlar bile internetten toplantı yapılacak programları öğrendi. l Boş kalan ofisler, binalar dijital çiftliklere, uzmanlık hastaneleri gibi özel amaçlara ayrılacak. 

- Eğitimde değişim olmalı diyorduk. O da başladı. Eğitimin uzaktan olabileceği de ortaya çıktı. Online eğitim ve iletişim kanallarının kullanımı eskisinden de önemli olacak. 

- Yeni dönemde yenilenebilir enerji, akılı şehirler, teknoloji temelli sektörler, genetik, kimya, ilaç, temiz su sağlayan teknolojiler öne çıkacak. 

- İnsanlar ve eşyalar sadeleşecek. Kullanışlı, çok amaçlı, akıllı materyallerle giyinecek, örtüneceğiz. Bu alanlarda çalışan, araştıran, üreten insanlar, KOBİ’ler, yeni bilimsel, dijital esnaf çığ gibi artacak. 

- Küçük çevrelerde, evlerde yaşayacak, hemen her yerde çalışabilecek, daha az malla mülkle yetineceğiz. 

- Daha az seyahat edip, gezeceğiz. Bazı işler, buluşmalar, görüşmeler, kültürel geziler gibi faaliyetler için bizzat bulunmamız gerekmediğini fark edeceğiz. 

- Online ve diğer teknolojilerle anlatıma, üretmeye, tasarlamaya, paylaşmaya ve yaymaya haâkim olan, beceri geliştirenler asla işsiz kalmayacak. 

- Gençler yeteneklerini öne çıkaracak. Tamircilik, dijital işçilik ve kodlama öğrenecek. Fırsat da var, bütün eğitimler şimdi bedava.

Eczacıbaşı: Ağlar gelişecek, yönetim biçimleri değişecek

Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, dünyayı altüst eden krizin etkisinin çok derin olacağını düşünüyor. 5G gibi dünyayı sarmalayan internet yapısının önüne geçilemeyeceğini söylüyor. “Şimdi en kilit kelime network (ağ yapısı)” diyen Eczacıbaşı, “Dünyanın bilimsel olarak birbirine ihtiyacı olduğunu gördük. Bugün sağlık toplulukları birbirine destek halinde. Çünkü amaç aynı” vurgusunu yapıyor. Eczacıbaşı’nın en önemli öngörüsü ise yönetim sistemlerinin değişeceğine ilişkin. Şunları söylüyor: “Dünya nüfusunun yaş ortalaması 30. Liderlerin yaş ortalaması ise 64. Gençlerin küresel ısınma, çevre sorunları, gelir adaletsizliği gibi gündemi var. İnternetle birlikte hiyerarşik yapı da kırılmaya başladı. Eskiden kalan kurumlar yetersiz kaldı. Bu salgından sonra büyük değişim olacak. Yeni yönetim sistemleri çıkacak.”

20 bin akademisyen 

Eczacıbaşı, bu salgından sağ salim çıktığımızda, yeni çalışma koşullarının da gündemde olacağını belirtiyor. Küreselleşmenin bittiği, her ülkenin kendi kendine yetmeye başladığı görüşüne ise katılmadığını ekliyor. Sanayide Endüstri 4.0’ın geri kaldığı, 5.0’a geçildiği bir dönemde Türkiye’nin yeni dünyaya hazır olup olmadığı sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: “Dünyada 20 bin akademisyenimiz var. Türkiye’nin insan gücü açısından çok iyi olduğunu düşünüyorum. Güçlü bir entelektüel mirasımız var. Dünyada iddialı olabiliriz. Türkiye’nin düşünmesi gereken, bu yeni dünyada hangi özellikleriyle gelişebileceği konusu.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları