Sinop'ta Lal (Gece)

09 Aralık 2012 Pazar

Acaba nereye gitsem? Başbakanın cahilliği adeta kutsadığı, babapsikolojisiyle tüm Türkiye yurttaşlarını aynı tarz düşünmeye ve davranmaya zorladığı, yoldan çıkanları hiç vakit yitirmeden savcılara şikâyet ettiği, bu güzel ülkede nerelere kaçsam diye düşünürken, Gezici Festivalin yöneticisi Ahmet Boyacıoğlu telefon etti, Hadi bizimle Sinopa geliyorsundedi.

\n

Tası tarağı toplayıp yola koyulduk, Karadenizin Akdenizi, Kuzeye bakarken Güneyin görüldüğü (bu konuyu anlamayanlar lütfen haritaya baksınlar) Diyojenin ülkesi, güzeller güzeli Sinop, güneş ve insandaacaba girsem mi?duygusu uyandıran sakin bir denizle karşıladı bizi.

\n

Zaman sanki durdu ve ben başka bir gezegene gelmiş gibi, suni gündemlerin boğucu kargaşasını geride bırakıp, hayat ne kadar da güzelsin!diye kıyıda koşmamak için kendimi zor tuttum.

\n

Sonra birden içim ürperdi, bulunduğum yerden 25 dakikalık uzaklıktaki, Türkiyenin en sık orman dokusuna sahip, İnceburunun tam da orta yerine yakın bir zamanda bir nükleer santral yapılacak. Devlet karar verdi, yapılacak! Ve Sinoplular da tıpkı geçen yıl gelip tanıştığım, mücadelelerine bizzat tanık olduğum, bölgelerine termik santral yaptırmamak için direnen komşu Gerzeliler gibi düşünüyorlar: Bu bölgede nüfus artışı diğer bölgelerden yavaş, bu nedenle devlet buradaki yurttaşlarını gözden çıkardı.”

\n

Neyse ki, balıkçı tezgâhlarında gördüğüm mezgitler, kalkanlar içimin ürpertisini anında alıp götürüyor. Balıklar öyle taze ki, insanın tezgâhlardan ayrılası gelmiyor. Tanrım bu ne bolluk; birlikte tezgâhları dolaştığımız, herkesin Karadenizli olduğunu sandığı, aslen Bursalı usta oyuncu Erkan Can, Acaba ne zaman Hakkârideki çocuklar da anne bugünde mi balık vardiye yakınacaklar. Biz görecek miyiz?diye soruyor.

\n

Evet, acaba ne zaman?

\n

Gezici Festival bu yıl 18 yaşına basmış, rüştünü çoktan ispat etmişti ama Sinopa bir 18 yaş kutlaması pek bir yakıştı. Festivalin açılış filmi, Reis Çelikin özellikle yurtdışında girdiği festivallerden ödüllerle dönen, Lal (Gece) adlı filmiydi. Reis Çelik filminin aldığı ödülleri artık aklında tutamıyor ama Ahmet Boyacıoğlu 21 ödülden söz etti. Doğrudur, Ahmet bu konularda hiç yanılmaz.

\n

Ben çok istediğim halde filmi görmemiştim. Sinopta gördüm ve iyi ki gördüm.

\n

Lal (Gece) öncelikle cesur bir film. Çocuk gelinlersorununa farklı bir açıdan yaklaşıyor ve bu kez biz ataerkil bir toplumda erkeğin nasıl bir kuşatma içinde olduğunu dehşet içinde izliyoruz.

\n

Törelerin, geleneklerin sınırlarını en katı bir biçimde çizdiği erkekliğin”, nasıl kırılgan, nasıl insana aykırı olduğu filmin her karesinde yüzümüze adeta bir tokat gibi çarpıyor.

\n

Erkek, amcası şunu öldüreceksindediği için, adam öldüren, amcası gene anan törelerimize karşı çıktı, ananı öldüreceksindediği için anasını öldüren, hayat bilgisini cezaevlerinde öğrenen altmış yaşında bir adam.

\n

Kız, 14 yaşında Türkiyenin hemen her yerinde, pazarı olan bir çocuk gelin.

\n

Ve bu iki kişinin tuhaf, zaman zaman insanı güldüren, zaman zaman içini acıtan gerdek gecesi.

\n

Neredeyse tek bir mekân!

\n

Ama bu mekânda tüm bir dünya var. İnsanın tüm halleri var.

\n

Ve adamı oynayan İlyas Salmanın muhteşem oyunu var.

\n

Film bitip dışarı çıktığımızda denizin kokusu bile acımı azaltmadı. Bir an gökyüzüne baktım, bir yıldız kaydı ve bir dilek tuttum, “tüm insanların sevdalarını özgürce yaşayabileceği, kendi şarkılarını özgürce söyleyebileceği bir dünyadiledim.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları