Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Saray’daki hesap sokağa uymadı

18 Şubat 2018 Pazar

“Evdeki hesap çarşıya uymaz” diye bir sözümüz vardır, ben de bunu biraz değiştirip “Saray’daki hesap sokağa uymadı” diye söze başlayayım dedim. Hepimiz biliyoruz ki, bu savaş, (bana göre bir terör örgütüne karşı operasyon) Saray’ın gelecek seçimler için (eğer olursa) yaptığı son hamle. Ancak bu hesap, onların istediği gibi ilerlemiyor. Çünkü, güç zehirlenmesiyle iyice çaptan düşen iktidar partisinin tuhaf söylemleri insanları ürküttü ve bu işin bir vatan savunması değil, bir tuhaf oyun olduğunu hissetmelerini sağladı.
Dünyanın hiçbir yerinde, savaştığını söyleyen bir devletin Başbakan’ı, kendisine “Bizi de Afrin’le götür!” diye şuursuzca bağıran kalabalığa aynı şuursuzlukla “Çıkışta bekleyin” diye gülerek yanıt vermez. Şehit cenazeleri arka arkaya gelirken dünyanın hiçbir yerinde iktidar partisinin çeşitli kademelerinde görev alan yöneticiler, “Ben de şehit mertebesine ulaşmak için dua ediyorum” diye konuşma yapmaz. Dünyanın hiçbir yerinde, şehit oğlunun acısıyla konuşan ve savaşın sadece yoksulları vurduğunu söyleyen bir baba, savaşa karşı çıktığı iddiasıyla 11 ay hapis cezası almaz. Dünyanın her yerinde o gün 11 genç insanın şehit olduğu bilinirken televizyon programlarında eğlenceye dair hiçbir şey yapılmaz. Biz de gırla, bu insanları nasıl örseliyor hiç düşündünüz mü? İnsanlar farklı coğrafyada vatanı kurtarmak için savaştığımıza neden inansın?
Yandaş kanallarda ne olduğunu bilmediğimiz ama her şeyi bilen adeta hepsi birer Pentagon generali gibi büyük büyük sözler eden strateji uzmanlarının(!) yalanlarına da artık kimseler inanmıyor. Afrin’in bizim Göztepe kadar bir yer olduğunu, bu kadar zaman geçmesine rağmen neden ele geçirilemediğini açık açık bir anlatsalar ya. Anlatamazlar, olmaz. Hesap sokağa uymadı, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bu arada her iki tarafın da kullandığı silahlar Alman sanayisini öylesine uçurmuş ki, bütçeleri fazla vermeye başlamış. Pek çok insan Batılıların bu iki yüzlü davranışını artık yadırgamıyor, bir yandan güya operasyonu kınayacaksın ama el altından silah satacaksın. Ünlü tiyatro adamı, ünlü muhalif Bertolt Brecht’in bir oyununda şu sözler söylenir: “Bulanık sularda ne balıklar avlanır sonra yine hep birlikte yoksulun hakkı yenir.”
Hiç eskimez bu sözler, Uludere katliamı sonrası gittiğim Uludereliler söylemişti, bir F16 uçağının tek bir kalkışı, 400 bin dolar. Kaç F16 uçurduk kim bilebilir, kaç yüzlerce dolarlık bomba attık? Peki bunun parasını kim ödeyecek. Tabii biz. Şimdiden söylemeliyim, sadece İstanbul’da ödeyemedikleri için 500 bin ailenin doğalgazı kesilmiş, 500 bin aile su parasını ödeyemiyor. Yani Saray’dakilere söylemek istiyorum, hesabınız tutmuyor. Biz güya Afrin’le yatıp kalkarken ülkede tuhaf bir intihar salgını başlamış durumda, en son kocası KHK nedeniyle işten atılan genç bir kadın 17 yaşındaki engelli oğlunu av tüfeğiyle öldürüp, kendisi de aynı tüfekle intihar etti. Siz Saray’daki hesapçılar bunun bir adli vaka olduğunu düşünseniz de bu ülke insanlarının en yumuşak noktasına dokunuyor bu tür intiharlar. Aynı şekilde, bir anne iki çocuğuyla, kocası FETÖ’den içerde, Meriç Nehri’ni geçerek başka bir ülkeye gitmek isterken boğularak ölüyor. Kadının son çığlığı: Çocuklarımı kurtarın oldu!
Nasıl siz usul usul suyu kaynatıp, kurbağayı alıştırmak gibi bir yöntem uyguluyorsanız, bu tür olaylar da usul usul başka yürekleri dağlıyor ve savaş nidalarınız bile durumun vahametini örtmüyor.
Neyse ki güzel olaylar var, Samsun’un Ayvacık ilçesi Ayvacık Anaokulu müdürü öğretmen Nurten Akkuş, eğitimin nobeli olarak kabul edilen (The Grobal Teacher Prize ) Grobal öğretmen ödülü jürisinin seçtiği on öğretmen arasına girdi. Hep derim, bu ülkede mucizeler hep vardır. Ülkemin bir yerinde bir öğretmen ortaya çıkıyor ve iki sosyal dayanışma projesi geliştiriyor. Biri babalar masal anlatıyor, öteki oyuncak postası. Öylesine başarılı oluyor ki, dünyanın her yerinden gelen yüzlerce proje içinde ilk ona kalıyor. Böyle öğretmenlerin varlığı insana biraz olsun soluk aldırıyor. Bu arada bizim kuşağın eksilmesi sürüyor, Ergun Çağatay da ölmüş dediler. Bir an durdum ve onun bu ülkenin en güzel ve gerçek fotoğrafları çektiğini düşündüm. İşini sessizce, hiçbir şey beklemeden yapıp gitti.
Evet, bugün evdeki hesap çarşıya uymadı, ne çok şey birikmiş, haftada tek yazı yazınca böyle oluyor işte. Saray’ın hesabı sokağa uymaz diyenlere selam olsun!__



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları