Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çocukluğa Zorunlu Bir Yolculuk: Alzheimer (Bunama)

19 Şubat 2012 Pazar
\n

\n

Gelişen teknoloji ve araştırmalar sayesinde, doktorlar mucizeler yaratıyor; organ nakilleri, erken tanı, insan ömrüne ömür katıyor, bütün bunlar olurken doğanın en büyük mucizesi beyin gizemini şiddetle koruyor, o sırlarını vermiyor.

\n

Belki de haklı, ama insan ömrü dünyanın her yerinde uzuyor ve baş edilmesi şimdilik olanaksız görülen Alzheimer hastalığı, yani beynin giderek küçülmesi, şirin bir tabirle çocukluğa dönüş, artık ciddi boyutlarda ele alınması gereken toplumsal bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.

\n

Çünkü Alzheimer, hastayla birlikte hasta yakınları için de acılarla, engellerle dolu bir yolculuk. Düşünün, o her zaman her şeyin üstesinden gelen, bir el dokunuşuyla size güven veren babanız artık sizi tanımıyor. En güzel yemekleri yapan anneniz, patates nasıl kızartılırdı diye size defalarca soruyor. Daha ileri safhalarda, giyinmeyi, yürümeyi, yemek yemeyi, çiş yapmayı unutmuş bir yetişkinle karşı karşıyasınız.

\n

Zor iş. Şimdi içinizden diyebilirsiniz, bir pazar sabahı için bu ne iç karartıcı bir konu. Doğrudur ama ne yapalım, bu naçiz kulunuz bir haftadır Alzheimerle yatıp kalkıyor. Durumu şöyle özetleyebilirim; Çukurova Lions Kulübü, Adananın, işleriyle insanları şaşırtan, şehirdeki her kalıcı etkinliğin motor gücü Adana Altın Oran Düşünce ve Sanat Platformu, ilaç firması Plizer, kentin etkin medya grubu Eterna Medya Grup ve Mersin Üniversitesi Nöroloji Bölümü el ele, kol kola vermişler, şimdiden yaşlı nüfusun büyük bir bölümünü etkileyen ve gelecekte daha da etkileyecek olan Alzheimer konusunda bir farkındalık yaratmaya karar vermişler. İşe bir yürüyüşle başlamışlar, daha sonra Mersindeki Alzheimer hastası yakınlarının kurduğu dernekle ilişkiye geçmişler, ardından hastalığı tanıtmak için kısa filmler yapalım demişler, ayrıca ulusal bir yarışma düşünmüşler. İşte ben Adanaya bu proje için çağrılmış bulunuyorum. Sıkı bir atölyeyle, hain Alzheimera karşı, en az yedi sekiz filmin çıkması için senaryo aşamasında dur durak bilmeden çalışıyoruz.

\n

İnsanı yoran, hasta yakınlarını perişan eden bu hastalığı, doktorlar buna pek hastalık da demiyorlar, onlara göre bu yaşlanmanın getirdiği bir durum, işte biz de tam buradan yola çıkıp, bu bunaltıcı hastalığı yaşamın bir parçası haline nasıl getirebiliriz, bu acılı durumdan nasıl bir mizah çıkarabiliriz, ona kafa yoruyoruz.

\n

Atölyede hasta yakınları da var, en çok onlara kulak vermeye çalışıyoruz. Örneğin kurduğu fotoğraf atölyelerinde yüzlerce öğrenci yetiştiren ve şu sözleri Adanada güzel şeyler …” öğrencileri arasında artık slogan olmuş Dr. Haluk Uygur Hoca, yıllardır Alzheimer hastası annesinin maceralarını anlatırken biz yüzümüzde bir gülümseme, biraz şaşırarak onu dinliyoruz. Annesi aklına nereden geldiyse geldi, bakıcısına demiş ki: Hadi dansöz ol oyna!Bakıcı da onu kırmamış, beline bir eşarp bağlayıp, başlamış hem söyleyip hem oynamaya. Bir süre sonra yüzünde memnun bir gülümsemeyle anne de çok az kalktığı tekerlekli sandalyesinden kalkmış, bir çocukluk şarkısı eşliğinde bakıcısıyla oyun oynamaya başlamış. İkisi de hallerinden çok memnunlarmış.

\n

Hikâyelerin bir kısmı neşeli olsa da, hasta yakınları için fazlaca bunaltıcı olan bu rahatsızlığın etkileri çeşitli yollarla yumuşatılabilir. Örneğin devlet de işin içine girip gündüz bakımevleri açılabilir. Buralarda mutlaka bu işin eğitimini almış gençler çalıştırılır. Bu eğitimi veren yüksekokulların sayısı arttırılabilir. Parası olmayan ailelere yardım edilebilir ve sivil örgütlenmeler aracılığıyla hasta yakınları birbirlerinden haberdar olabilir, el ele verebilir ve yalnız olmadıklarını görürler.

\n

Yazımızı bir haberle bitirelim. Proje daha sonra bu konuda ulusal bir yarışma örgütleyecek. Yarışma koşullarını ilerleyen zamanda Adana Altın Oran Düşünce ve Sanat Platformunun web sitesinden izleyebilirsiniz. Ve aman dikkat, bu rahatsızlık herkes için söz konusu. Ve her şeye rağmen erken tanı, hastalığın seyrini uzatıyor.

\n

Bunu küçümsemek olmaz, siz en iyisi gidip bir test yaptırın. Dost acı söyler. Bir de ne olursa olsun, hayatı sevmeye devam edin!..

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları