Bu yurt öyle uzaktan sevilmez!

22 Ocak 2023 Pazar

Benim vazgeçilmez bir huyum vardır, ne zaman yurtdışına çıksam dönüşte mutlaka ağlarım. Elbette önce ülkeme döndüğüm için ve en acısı gezip gördüğüm yerlerle kıyasladığımda, ülkemin uygarlıklar açısından ne denli zengin olduğunu ve bu zenginliğin kıymetini bilmediğimizi düşündüğümden ağlarım. Bunu açıklamaya çalışacağım. Alınmak yok.

Diyelim ki ben Peru’dan Machu Picchu’dan (kralların sayfiyesi) yeni dönmüşüm. Machu Picchu'yu her gün dört bin turist geziyormuş. Gözlerimle gördüm. Evet ilgi odağı olması gereken bir yer ama o kadar işte. Oysa yıllar önce ülkemizi doğudan batıya karış karış gezmeye niyet eden gezgin bir çifte rastlamıştım. Adeta dehşet içindeydiler, çünkü işlerinden üç aylık bir izin almışlardı ve iki ayda ancak Ağrı’dan Kapadokya’ya gelebilmişlerdi.

Hakkâri’de rastladıkları 13 adet taşlara oyulmuş çıplak insan figürlerinin neden sadece bir şarap matarası taşıdıklarını çözememişlerdi. Biraz yardım ettim. Hakkâri, milattan önce kurulmuş Huri kentlerinden biriydi ve daha sonra Büyük Roma İmparatorluğu’nun uç kalelerinden biri olmuştu. Kralların neden sadece şarap matarası taşıdığını ben de bilmiyordum ama Anadolu’nun ezelden beri bir şarap ve bira ülkesi olduğunu biliyordum. Çünkü öyle verimli bir toprak parçası ki üzümün en âlâsı, arpanın en verimlisi bu topraklarda yetişiyordu. İlk Hıristiyanların düşmanlarından kaçıp yerleştikleri Kapadokya bir şarap cennetiydi. Bizim en yakın atalarımız 1000 Tanrılı Hititler sefa düşkünüydü ve birasız güne başlamazlardı.

Ne güzel zamanlarmış değil mi? Neyse ki Anadolu’da hâlâ evlerde şarap yapma geleneği sürüyor, birada artık evlerdeki irmiklerde demleniyor. Şimdi gene soruyorum: Biz bu ülkeyi hak ediyor muyuz? 

Bir şeye çok seviniyorum, paramız pul oldu ya, artık halkımız ülkesini tanımadan Paris, Roma, Singapur gezmeyi bıraktı, şimdi Güneydoğu Anadolu turları tıklım tıklım dolu, Kars yolculuğu kışın olmazsa olmazı oldu. Kars'a gittiğimde hemen herkesten duyduğum bir söz vardı: “Şu Ruslara çok kızıyoruz, 30 yıl kaldılar, kent dünya kenti oldu, niye gelmiyorlar ki yapılacak daha çok iş var.” Kızmayın Kars’taki o güzelim binalar, heykeller, yollar Ruslar tarafından yapılmış. Yani Anadolu’da birkaç kent dışında ecdadımız olarak kabul edilen Osmanlı buralara uğramamış, neyse ki Selçuklular varmış da Erzurum, Kayseri, Konya, Alanya güzelim oymalı camilere,muhteşem medreselere, kervansaraylara kavuşmuş. Ve iyi ki bu topraklardan 42 uygarlık geçmiş. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir geçmiş mirası yok! Ne yazık ki ecdat Osmanlı için Anadolu, vergi toplanan ve askere çağrılan insanların ülkesi olmuş. Sanayi Devrimi'ne sırtını dönen, matbaanın bu topraklara gelmesini 100 yıl geciktiren, dünyanın saygı duyduğu Piri Reis’in kafasını uçuranlar da hep Osmanlı. Bergama Zeus Tapınağı’nı Almanlara hediye eden de bir Osmanlı padişahı: Abdülhamit. Neyse ki bu topraklardan bir Osman Hamdi Bey geçmiş. Arkeoloji Müzesi’ni kurup Anadolu’nun ve Ortadoğu’nun en muhteşem eserlerini toplamış. 

 Ecdadımız Osmanlı diye övünenler inatla yurdumuzdan gelip geçmiş 42 uygarlığı yok sayıyorlar. Tarih kitapları sadece Osmanlı’nın kazandığı savaşları anlatıyor, peki ya kaybettikleri? Tıpkı Osman Hamdi Bey gibi bir başka ülke vurgunu Halikarnas Balıkçısı’nın ve arkadaşlarının inanılmaz mücadelesi sonucu arkeolojinin en baba uygarlığı antik Yunan uygarlığının yeşerdiği toprakların artık Anadolu olduğu kabul edildi. Yani sadece bir başka yurtsever fotoğraf ustası Ara Güler’in keşfettiği Afrodisias ve Efes antik kentleri binlerce gezgini, geçmişe meraklı insanları şaşırtmaya yeter. 

 Tıpkı Mardin, Midyat, Diyarbakır gibi. Oralara gittiğinizde Soğmatar antik kentindeki Ay Tapınağı’na ve Dara harabelerine mutlaka gidin. Dara harabeleri ilk mason toplantılarının yapıldığı yer, muhteşem bir film mekânı gibi. Soğmatar Antik Kenti ise benim ve birkaç arkadaşımın keşfi sonrası artık yol tabelası olan bir antik kent, dikkat edin Ay çarpması olabilirsiniz..

 Karadeniz yaylalarına gidip Sümela Manastırı’nın zenci İsa’sını görmeden dönmek olmaz.

 Şimdi neden ağladığımı anladınız mı, böylesine muhteşem bir ülkede yaşarken ülkemizde büyük çoğunluk yanı başındaki müzeyi ziyaret etmiyor, büyük çoğunluğun yaşadığı bölgedeki antik kentlerden haberi yok. İşte ben buna ağlıyorum.

 Sözlerimi hep söylediğim bir sözle bitirmek istiyorum. Bir marş var: “Uzakta bir köy var, görmesek de gitmesek de o köy bizim köyümüzdür” diye devam eder.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları