Artık Sağırları Oynamak Yok!

04 Eylül 2012 Salı
\n

\n

Tamam artık yaz geçti, eller havada, kulaklar sağır mevsimini geride bıraktık, şimdi gerçeklerin vaktidir. Bu ülkede neler oluyor? BDP Başkanı, Doğu’da 400 kilometrelik bir alanın (İstanbul-Ankara arası), PKK yönetiminde olduğunu iddia ediyor ve iktidar partisinin bakanları ve Başbakan bunu yalanlıyor. BDP Başkanı iddiasını yineliyor; o bölge milletvekillerinin bazıları da iddiaya katılıyorlar, karakolların büyük kısmının PKK yönetimine geçtiğini söylüyorlar.

\n

Ve bölgeye girmek yasak! Kış aylarında 34 kişinin devlet tarafından bombalanarak öldürülmesinden sonra Uludere’ye gittiğimde bölgede mayıs ayından itibaren önemli çatışmalar olacağını herkes söylüyordu. Artık sağırları oynamayı bir yana bırakalım, bölge artık bir iç savaşın içinde. Üstelik alınan kısıtlı bilgiye göre, PKK mevzi tutmuş, bölgeyi ele geçirmiş.

\n

Bölge gazetecilere kapalı olduğu için ne olup bittiğinden tam olarak kimsenin haberi yok. Fısıltı gazetesi ve sanal âlem inanılmaz iddialar üretiyor. Öyleyse iktidar partisinin beni, sizi inandırmak için yapması gereken çok basit bir şey var. Bölgeye gitmek.

\n

Bu elbette çok riskli bir şey ama gitmemek de aynı ölçüde riskli. İktidarın son PKK olayları karşısındaki ne olduğunu hiç kimsenin çözemediği sessizlik ve gizliliği, öte yandan Suriye politikaların iflası, AKP’ye şimdiden yüzde 10’luk bir kayıp verdirdiği kulaktan kulağa yayılıyor. Şu günlerde merkezde olduğu bilinen eski politikacıların sık sık ekrana çıkarılması, gün geldiğinde başka bir partinin işin içine gireceğinin en belirgin örnekleri. Bunun için çok sıkı siyasetçi olmak gerekmiyor, bunlar sıradan vatandaş yorumları.

\n

Mesela, berberimdeki dostum, 24 yaşındaki Cemil, askerliğini Çukurca’da yaptı. Sessiz ve sakin bir insandır. Artık hiçbir şeye inanmıyor. Geçenlerde saçımı kesiyor, bu arada TV açık ve eller havada görüntüleri... Yahu bu ne biçim milletdiyorum, ortalık kan revan herkes eğlence derdinde. O çok sakin beni yanıtlıyor, Devletin bakanının, ‘Ne olacak üç dört Mehmet ölmüşse’ dediği bir yerde, eğlenenlere laf etmenin anlamı yok”. Ben suskun, öylece kalıyorum.

\n

Bu arada bence iktidar, hiç dokunmaması gereken bir yere en radikal biçimde daldı. Ve her zaman düzenden yana, kendi içine kapalı ve çok iyi bir tüketici olan orta sınıfların en hassas noktasına dokundu.

\n

Çocuklarına!

\n

Her darbede yaşasın sesleriyledarbecilere alkış tutan, ev ve araba taksitlerini ödeyebilmek için her türlü patron kaprisine dayanan, sokağa çıkanların hepsini gözlerini kapatıp görmezlikten gelen orta sınıf ilk kez irkildi. Ne yapacağını şaşırdı. Çünkü bizzat Başbakan tarafından en kötü cümlelerle suçlandılar!

\n

Sustular, sustular şimdi sıra onlara ve kutsal olduklarına inandıkları, birer prens ve prenses olarak yetiştirmek istedikleri çocuklarına geldi. Fakirler için hiç dert değil; onlar baştan her şeyi kabul etmiş durumdalar. Dokuz on çocuk için prens ya da prenses hayalleri kuracak halleri yok. Karınları doysun yeter!

\n

Evet iktidar partisi, Başbakan’ın dindar bir nesilisteğini yerine getirmek için alelacele, arkasını önünü düşünmeden, geçirdiği bir yasanın, orta sınıfları bu kadar etkileyeceğini bilemedi. O orta sınıflar ki TOKİ evleri, sağlık hizmetlerinde düzelme ve taksitlerini ödeyebilmeyi ekonomik istikrar bellediğinden onlara oy verdi. Neyse TOKİ evleri onların alabileceği paraları çoktan aştı, ayrıca sağlık hizmetlerindeki düzelmeyi şimdi görüyorlar. Sağlık usulca en paralı duruma geçiyor. Sıradan bir ameliyat bile 5000 TL’ye vurdu.

\n

Şimdi orta sınıfın iktidarla imtihanı başlıyor. Bu imtihanda onları yalnız bırakmak olmaz.

\n

Sustular şimdi sıra onlarda demek olmaz, onlar biziz!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları