Hikmet Altınkaynak

Toplumun pusulası

17 Kasım 2022 Perşembe

Türk tiyatrosunun kurucusu Muhsin Ertuğrul, tiyatroyu “toplumun pusulası” olarak tanımlar. Çünkü tiyatro, topluma sağlıklı yollar gösterir.

Muhsin Ertuğrul, tiyatro-sinema oyuncusu, yazarı, yönetmeni, yapımcısı olarak çok değerli yapıtlara imza attı. Onun yaktığı tiyatroyla Aydınlanma ışığı, hiç sönmedi. Hem topluma kazandırdığı tiyatrolarla, tiyatro insanlarıyla hem de tiyatro düşüncesiyle toplumumuzu aydınlatmayı sürdürüyor.

Tiyatroya her yaştan insanın gereksinimi var. Çocukların ve gençlerin elbette daha çok.

Bunun için okulların bugünlerdeki bir haftalık tatili herkese böyle bir olanak sunuyor. Özellikle büyük kentlerde, kültür ve sanata önem veren yerel yönetimlerde çocuk ve gençlik tiyatrolarının da kurulmuş olması hepimiz için ne büyük şans.

Bu bir haftalık tatilde en az bir oyun izlemek insana yeni ufuklar açar. Onu değiştirir, eğitir.

Tiyatro bir okuldur. Eğitim kurumudur. Eğlendirerek, çok kısa sürede, akıldan çıkmayan, çok önemli bilgiler kazandırır. 

BAYKURT ÖNERMİŞTİ

Geçmişte Muhsin Ertuğrul’u önceki dönemin belediye başkanı görevden almış, seçilen İstanbul’un efsane Belediye Başkanı Ahmet İsvan ise onu eski görevi İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliğine yeniden atamıştı. Ayrıca göreve başlayacağı gün, evine giderek özel arabasıyla onu tiyatrosuna kendisi götürmüştü. 

Bu konu büyük sevgiyle karşılanmıştı. Ben de bu konuda Yeni Ortam gazetesinde bir tiyatro soruşturması/değerlendirmesi yapmıştım. Görüş aldığım sanatçılardan biri Fakir Baykurt’tu. Sorularımdan biri de “Tiyatroyu yaşadığı sorunlardan kurtarmak için ne yapmalı” biçimindeydi.

Fakir Baykurt, diğer iki soruyu olduğu gibi bunu da uzun uzun anlatmıştı. Şöyle bir önerisi de vardı: “İlkokula dayalı, beş ya da altı sınıflı tiyatro meslek okulları açılmalı, bunların sayısı giderek hiç değilse yirmiye kadar artırılmalı, bu okullarda tiyatro ve sinema öğrenimi yapılmalı, eski seyirlik halk sanatlarımız olan ortaoyunları ve yerli pandomimin taraması yapılmalıdır.”

Fakir Baykurt’un önerdiği tiyatro meslek okulları çok güzel bir öneriydi. Çok beğenildi. Ama gerçekleştirilemedi. Bugün için de bu öneri geçerli değil mi? O yaştaki çocukların yeteneklerini ortaya koymaları için çok güzel bir yol. Ayrıca çocukların bir bölümü, eğitim kurumu olmayan, merdiven altı dershanelerden, cemaatlerin elinden kurtulmuş olacaklar.

BARIŞ KÜLTÜRÜ DEMEK

Muhsin Ertuğrul’un “toplumun pusulası” olarak tanımladığı tiyatro, aynı zamanda toplumu barış kültürüyle yoğurur. Bu ise toplumun sürekliliğini/sürdürülebilirliğini sağlayan en büyük değerdir.

2. Dünya Savaşı’nda yenilen ve yıkılan Almanya’nın toplumsal kalkınması, yeniden canlandırılması için fabrikalardan önce tiyatrolar açılmış, halkın moral değerleri, enerjisi, gücü, birlikteliği tiyatroyla yapılandırılmıştı. 

Şimdi ülkemizde de ekonomik kriz, işsizlik, derin yoksulluk, bozuk düzen yüzünden halkın moral değerleri de bir savaş sonrasının tablosundan farksız. Bu yüzden de tiyatroya çok gereksinim olduğunu düşünenlerdenim. Bu tiyatro ile halka yeni umutlar, yeni coşkular verilmeli, Cumhuriyetin ikinci 100 yılına coşkuyla girilmelidir. Bunun için de okulların bir haftalık tatili ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 26 yıldır düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali’nin bu döneme rastlaması, bence topluma önemli bir olanak sunuyor. 25 Ekim-26 Kasım tarihleri arasında tiyatroseverleri bir araya getiriyor. O zaman herkes izleyebileceği bir oyun seçmeli, yaşamına katkıda bulunmalı, günün sağladığı bu şansı iyi kullanmalıdır. Bir tiyatro izleyip yaşamına yaşam katmalıdır. 

Yaşanan son terör olayını lanetlemek için de teröre teslim olmamak, özgür ve demokratik yaşamımızı en sağlıklı, en mutlu biçimde sürdürmek, geleceğimizi karartmamak için de tarih bize işte bir fırsat sunuyor.

O zaman haydi tiyatroya, haydi barışa, kardeşliğe...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları