Hikmet Altınkaynak

Okumak...

15 Aralık 2022 Perşembe

Ataol Behramoğlu’nun ünlü şiiri “Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var”ı biliyorsunuz. Bir dizesi, “Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın”dır.

Kitapları okumak derken okuduğunuz kitabı anlamaktan söz ediyorum. Anlamak da sıradan bir edim değildir. Üstelik de Türkçe yazıyı anlamanın 2 beyin istediğini bilmeniz gerekir! 

Neden mi? ODTÜ’de 2011’de beyin-dil araştırmaları yapan Doç. Dr. Gülay Ediboğlu-Cedden açıklamıştı: “Türkçeyi anadili olarak konuşanlarda 400’üncü milisaniyede ve 600’üncü milisaniyede bir beyin yanıtı meydana geliyormuş.” İngilizce ve Almanca gibi dillerde ise düz cümlelerde sadece 400’üncü milisaniyede bir yanıt oluşuyormuş. Türkçede yüklemin cümle sonunda yer alması nedeniyle, cümlenin anlaşılması için kişi, cümleyi baştan sona kadar zihninde tutuyor ve yüklemin okunmasıyla cümle zihinde yeniden oluşturuluyormuş. 

Bu durumda İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G’nin, altı yaşındayken “imam nikâhıyla evlendirildiği” ve cinsel istismara maruz bırakıldığı, bu yüzden suçluların yargılanması, cezalandırılması için iki yıl önce yaptığı şikâyet başvurusu, Türkiye’yi şimdi ayağa kaldırırken hâlâ bunu anlamayanlara, cemaatlerini, vakıflarını koruyup kollayanlara, acaba kaç milisaniye, kaç yıl ve kaç beyin gerekiyor?!

OKUMAK BEYNİ GELİŞTİRİYOR

Türkiyemiz yine çok zor günlerden geçiyor. Geçmişte böylesi günleri yaşayanlar bilir. Çünkü kitap okumak, okuduğunu anlamak, anladığını yorumlamak sağlıklı bir beyin istiyor, tutku istiyor. 

Kitaba karşı olanlar yok mu? Var. Hele de kendi konforları için kendilerine biat eden insanları okutmayıp cahil bırakarak ortaçağ karanlığında yaşamaya mahkûm edenleri, onların sefil yaşamlarını gördükçe bu okumaların ne denli yararlı, yaşamsal olduğu, Behramoğlu’nun da dile getirdiği gibi, “Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmaları...” gerekmez mi? 

Toronto Üniversitesi öğretim üyesi psikiyatr Keith Oatley ve Ingrid Wickelgren’in birlikte yazdığı Scientific American’da yayımlanan bilimsel makaleye göre “Roman kahramanlarıyla özdeşleşmek, hem düş dünyasını zenginleştiriyor hem de sosyalleşmeyi güçlendiriyor, beyni geliştiriyor”. Buna göre, okununca beyni geliştiren on roman sıralanıyor. Ben buna Ataol Behramoğlu’nun ve çağdaş şiirimizin usta şairlerinin şiirlerini de öneriyorum.

KUŞAKLAR ARASI YOLCULUK

Yaşamını okumaya, gazeteciliğe ve siyasete adayan Altan Öymen’in yeni kitabı Z kuşağından Atahan Ünal’ın onunla yaptığı uzun söyleşi Kuşaklar Arası’ndan geçen haftaki yazımda söz etmiştim. Doğan Kitap tarafından Altan Abi’nin 90. yaş gününe armağan olarak düşünüldüğünü yayın direktörü Cem Erciyes, önsözde yazıyor. 

“Hayat, siyaset ve Türkiye’nin halleri üzerine bir sohbet” altbaşlığını taşıyan bu kitap, kuşaklar arası bir yolculuk gerçekleştiriyor. Topluma aydınlık bir yol da sunuyor böylece.

Altan Abi’yi bir de bu yıl fuarın onur yazarı seçilen Nazlı Eray’dan dinleyelim. Eray, geçmişte siyasete ilgi duyar. CHP’den PM üyesi seçilir. Milletvekilliği de sıradadır. Ancak Deniz Baykal ansızın istifa edince bu kez PM’de listeler savaşı başlar. Altan Öymen’in listesinde yer alamaz, kazanamaz. Bu yüzden sinirlidir. El Yazması Rüyalar kitabında bunu da anlatır. Kendisi için Tüyap’ın armağan kitabında “Altan (Öymen) Abi’yle Serüvenler” yazısını ise şöyle bitirir: “Ben, onun kadar anlayışlı onun kadar zekâsı geniş yelpazeli birini görmedim. Aslında genel başkan olacak biri de değildi biliyor musunuz? Yani entrikası filan yok veya ben görmedim. Onunla benim tanışmam da böyle olmuştu. Altan Öymen belki de bana CHP’nin kazandırdığı en güzel hediye. Bir yazar, bir gazeteci, bir bilgi ağacı, birikim.”

İşte okumanın sonucu...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları