Hikmet Altınkaynak

Meclis Sansürü (mü?)

10 Şubat 2009 Salı

AB yasalarıyla daha çağdaşlığı, daha saydamlığı hedeflediğimiz söylenip duruyor ya, Meclis TVnin canlı yayınının iptaline kalkmanın neresi çağdaş ve saydam! Bu olsa olsa sansürün öteki adı olmaz mı?

Ülkede işlerin iyi gitmediği, yalnızca ekonomi alanında değil, TBMMde de kendini gösteriyor olmalı ki, Meclis kendine yeni bir içtüzük istiyor. Basına yansıdığı kadarıyla kurulan Uzlaşı Komisyonu çalışmalarını sona erdirdi ve taslak ortaya çıktı. Kanal Dnin özetine göre, içtüzükteki bazı değişiklikler şöyle sıralanıyor:

1. Genel kurulu spikerler sunacak.

2. Yasaların görüşülme süresini danışma kurulu belirleyecek.

3. Komisyonlara ağırlık verilecek.

4. Sivil topluma söz hakkı tanınacak.

5. Grup kararı yerine danışma kurulu şartı getirilecek.

6. TBMM TV canlı yayın yapmayacak.

7. Kürsü yerine yerinden konuşmalara imkân tanınacak.

Görüldüğü gibi, değişikliklerin (!) en önemli maddesi Meclis TVnin canlı yayını bırakıp yorumlu yayına geçmesidir. Yani olan bitenin milletten saklanması, Meclisin bir anlamda sansür uygulamasıdır.

Böyle bir maddenin benimsenme gerekçesi, herhalde kimi kavgaların ve küfürlerin topluma yansımasını engellemek olduğu kadar, kimi özel kişiler ve gruplar için çıkarılan son dakika yasalarının da kimse duymadan rahatlıkla Meclisten geçmesini sağlamaktır.

Oysa her iki hususun da açık seçik tüm halk tarafından bilinmesinde sayısız yarar vardır. Çünkü küfür ve kavga olayları topluma yansıtılmayarak, Meclisin saygınlığı sağlanamaz. Tam tersine küfür ve kavgayı benimseyen üyeler toplumca bilinmelidir ki, öteki saygın üyelerin önemi ortaya çıksın. Bir düşüncenin, düşünceyle değil, kavga ve küfürle karşılandığı bilinmeli ki, bu olaylar tekrarlanmasın. Yani Meclisin saygınlığına gölge düşürenlerin yine Meclisin içinden çıktığı gerçeği, seçmenlerce karanlıkta kalmamalıdır. Ayrıca bu durumu bilmek herkesin hakkı değil midir?

İçtüzüğün böyle bir sansür getirmesi, halkın haber alma hakkını da kısıtlamaz mı? İktidar tüm denetim işleyişini kontrol altında tutarsa, demokrasiden söz edilebilir mi?

İçtüzük değişikliğini gündeme getirenler öyle sanıyoruz ki, Meclisin daha verimli çalışmasını, daha çok yasa çıkarmasını amaçlıyor olabilirler. Elbette haklıdırlar. Dünya, Türkiye hızla değişirken, değişikliklerin yasalara yansımasını beklemek yasa yapıcıların sorumluluğundadır. Mademki bu yasalar TBMMde yapılacaktır, bunun için çok sayıda yasa yapmak kadar, bu yasaları parlamento içi ve parlamento dışı muhalefet denetiminden geçirmek de büyük önem taşır. Demokrasi bunun için gerekir. İktidar ve muhalefet bunun için vardır.

Ne var ki iktidar ve muhalefet, henüz Meclis barışı konusundauzlaşmışdeğiller ki, Uzlaşı Komisyonu oluşturulmasına rağmen ortaya çıkan tabloda uzlaşılmadığı görülüyor. Uzlaşı Komisyonunun uzlaşamadığı bir içtüzükte Meclisin uzlaşmasını beklemek boşuna değil mi? Bu durumda yine çıkacak içtüzük, TBMM İçtüzüğü olmayacak, iktidar partisinin yani AKP içtüzüğü olmayacak mı? O zaman yapılan içtüzük uzlaşı getirir mi?

Oysa dünyada artık belediye meclisi toplantılarının bile yerel TV ve radyolardan canlı olarak yayımlandığı görülüyor. Aynı işlem kent konseyi toplantıları için de yapılıyor. Böylece o kentte yaşayanlar kentin sorunlarını, önerilen çözüm yollarını öğreniyorlar, düşünceleri varsa, kendilerini konseyde temsil edene iletiyorlar. Böylece etkileşimli bir toplantı da gerçekleştirilmiş oluyor. Aynı işlevi Meclis TV daha geniş çapta yerine getirirken yeni içtüzükte bu durum neden ortadan kaldırılmak isteniyor? Şaşırmamak olası değil.

Öte yandan Meclisi daha yoğun çalıştırmanın bir yolu da Meclisin bugünkü yapısına göre, öncelikle grup milletvekili sayısını düşürmek olmalıdır. Yürürlükteki içtüzükte yer alan (madde 18) En az yirmi milletvekili bulunan siyasi partiler, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grup kurma hakkına sahiptirler maddesini değiştirip bunu En az on milletvekili biçimine getirmek olmalıdır.

AB yasalarıyla daha çağdaşlığı, daha saydamlığı hedeflediğimiz söylenip duruyor ya, Meclis TVnin canlı yayınının iptaline kalkmanın neresi çağdaş ve saydam! Bu olsa olsa sansürün öteki adı olmaz mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları