Cumartesi günü gazetemiz Cumhuriyet’in kuruluşunun 98. yıldönümünü kutlayacağız. 

Cumhuriyet, ülkemizin en köklü gazetesi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün desteğiyle ve onun en yakınındaki tarihi kişilerden ve Milli Mücadele içinde yer alanlardan, gazeteci Yunus Nadi Abalıoğlu tarafından, 7 Mayıs 1924’te kuruldu. 

Bugüne kadar sarsıntılı dönemlerden geçse de görevinden asla vazgeçmedi. 

Görevi halkın gözü, kulağı, sesi olmaktı... 

Oldu, oluyor...

Cumhuriyet, 98 yıldır halkın bilgi edinme hakkı için savaşım veriyor, toplumun aynası oluyor, tüm engellemelere karşın bunu yapmaya devam ediyor.

 Yunus Nadi Ödülleri de gazetemiz kurucusu Yunus Nadi’ye duyulan sevgi ve saygı nedeniyle yaşamını yitirmesinden (1945) sonra oğlu Nadir Nadi tarafından ve Türkiye’de hiçbir sanat-edebiyat ödülü yokken 1946’da kuruldu. 77 yıldır, dünyanın en saygın ödülleri arasında yer alarak öncülüğünü sürdürüyor. 

Gazetenin yanı sıra, Yunus Nadi Ödülleri’yle de böylece barış ve demokrasi kültürü oluşturmak için çaba gösteriyor; bilimi, iletişim özgürlüğünü, sanatı, sanatçıyı destekliyor. 

Yayın organı olarak bağımsızlığını yitirmeden, ağır bedeller ödeyerek barış kültürüne katkı sağlıyor. Sanat ve edebiyata kol kanat geriyor.

Korkusuz, yürekli gazetecileriyle gerçeğin; ödülleriyle de bilim, sanat ve edebiyatın destekçisi oluyor. Gençlerin sağlıklı, yurtsever, kültürlü yetişmesine katkı sağlıyor.

YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ

Ancak halkı eğitmeyerek ya da çağdışı eğiterek derin cehalete ve ardından derin yoksulluğa mahkûm edenler, gençlerde de ne yaşama sevinci bırakıyor, ne de düşlerini gerçekleştirmek için güç... Hepsinin düşlerini birer birer söndürüyor.

Oysa gençler, hepimizin istediği gibi, barış istiyor, güven istiyor, güzel bir gelecek istiyor... Bunu bulamayınca da çoğu geleceğini yurtdışında arıyor.

Toplumsal barışı bozan son uygulama Gezi Parkı Olayları’nın ikinci kez yargılamasıyla düş kırıklığı yaşatan mahkeme kararı olmadı mı?

İktidar sanki barış karşıtı uygulamalarla barışa ulaşacağını sanıyordu, yanıldı, yine aldatıldı?!

Bu yüzden barış yanlılarını barış karşıtı olmakla suçluyor! Demokrasi ve özgürlükleri rafa kaldırırken ülkeyi hızla barışa değil, daha da büyük bir kaosa, kargaşaya sokmaya, bundan yarar ummaya mı çalışıyor?  

Yunus Nadi Ödülleri’yle Cumhuriyet edebiyatının lokomotifi olan Cumhuriyet gazetesinin üstlendiği bu misyon, unutulabilir mi? Tam tersine her yıl ödül kazanan yazarlarla, sanatçılarla bu güç daha da büyüyor, yenileniyor.

Fakir Baykurt’tan Attilâ İlhan’a, Mahmut Makal’dan Necati Cumalı’ya onlarca yazar, şair, sanatçı, bilim insanı, aldıkları Yunus Nadi Ödülleri’yle yıldızlaşıyorlar, adlarını altın harflerle tarihe yazdırıyorlar.

Yunus Nadi Ödülleri’ne her yıl katılımın artması, bu gücün  büyüdüğünü, yalnızca yazarların katılımıyla değil, okurların da ödül kazanan kitapları seçmeleri bunu gösteriyor.

Geçen yıl Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü kazanan Cevat Çapan şöyle diyordu:

“Bu ödül bana gençlik aşısı oldu. Çünkü hesapta yoktu, ben başvurmamıştım. Yayınevinin de kitabı gönderdiğinden haberim yoktu. Ama öyle olması belki daha iyi oldu, sürpriz oldu. Kendimden daha genç insanlarla birlikte ödül aldığım için ben de kendimi daha genç hissediyorum ve tabii Yunus Nadi Şiir Ödülü gibi bir ödülü almaktan çok onur duyuyorum.”

Cumhuriyet gazetesi, çağdaş Türkiye’nin aydınlık yüzü, Yunus Nadi Ödülleri de bu aydınlığın sanat ve edebiyata yansıması değil mi?

Bu nedenle Cumhuriyet hepimizin...

Nice yıllar Cumhuriyet, iyi ki varsın!