Hikmet Altınkaynak

Ekimde İstanbul...

06 Ekim 2022 Perşembe

İstanbul’un her günü güzeldir. Ama ekim ayının iki ayrı günü var ki bir başka güzeldir. Sizler onu çok iyi bilirsiniz: 6 Ekim, İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluş günü. Büyük sevinçlerle kutlanır. 29 Ekim, Cumhuriyetin ilan edildiği gündür. Sevinci de coşkusu da sonsuzdur... En büyük bayramımızdır.

600 yıllık padişahlığın, tek adam yönetiminin tarihe karıştığı, benimsenen yeni çağdaş yönetimin dünyaya duyurulduğu, toplumun huzur bulduğu gündür 29 Ekim. 

İstanbul, Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında 13 Kasım 1918 tarihinde İtilaf Devletleri tarafından 16 Mart 1920’de resmen işgal edilmişti. Bu durum 4 yıl 10 ay 23 gün sürdü.

24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması’yla bu işgale son verildi, İtilaf kuvvetleri Mustafa Kemal’in dediği gibi, “Geldikleri gibi gittiler”. 6 Ekim 1923’te ise 3. Kolordu’nun kente girişiyle İstanbul’un düşmandan kurtuluşu kesinleşti. Bu nedenledir ki Lozan Barış Antlaşması’na Türkiye’nin tapusu denir. Çünkü Lozan büyük bir zaferdir!

İstanbul’un güzelliğini kitaplardan öğrenmek için Emre Kongar’ın yazdığı İstanbul Bitmeyen Bir Aşk/1940’lardan Bugüne Efsaneler, Anılar, İzlenimler (Remzi Kitabevi) kitabını yine anımsatmak isterim. 

İSTANBUL ADLARI

Bu çok özel, güzeller güzeli kente yerleşim 8 bin 500 yıl öncesinde başlamıştı. Evliya Çelebi’ye göre, kentin adı her dönemde değişti. Her ulus kendine uygun ad verdi. Geçmişte Tempo dergisi, “İstanbul’un İlkleri ve ‘En’leri” ekinde İstanbul’un adlarını şöyle sıralamıştı: Latinler “Makedonya”, Süryaniler “Yankoviçe”, “Aleksandra”, Yahudiler “Vizendovina”, Frenkler “Yağfuriye”, “Pozantiyam”, “Konstantiniye”, Avusturyalılar (Nemçe) “Konstantinopol”, Ruslar “Tekfuriye”, Macarlar “Vizendovar”, Flemenkler (Hollandalılar) “Stefaniye”, Portekizliler “Kostin”, Araplar “Konstantiniyye-i Kübra” (Büyük İstanbul), İranlılar “Kayser-i Zemin” (Yeryüzü İmparatoru), Hintliler “Taht-ı Rum” (Roma Hükümdarlığı), Moğollar “Çakdurkan”, “Sakalya” dedi.

Öte yandan Latincede “Byzantium”, Grekçede Byzantion’du. İstanbul, Latince ilk adını da Büyük Roma İmparatoru Septimius Severus’un oğlu Antoninus’un (Caracalla) adından aldı. Ermeni kaynaklarına göre de “Istanbol” ya da “Istınbol” adı kullanıldı. İbn Battuta ise 14. yüzyılda kentten “Astanbul” diye söz etti.. Hz. Muhammed’in hadislerinde adı “Konstantiniyye” diye geçti.

Osmanlı döneminde de çeşitli adları oldu: Dersaadet (Saadet Kapısı), Der-i Devlet, Deraliye, Asitane, Darüs Saltana, İslambol...

YAHYA KEMAL

İstanbul sevdalısı şairlerimizden Yahya Kemal diyor ya “Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer” diye... İşte İstanbul’u sevenlerden son yıllarda birbirinden güzel kitaplar çıktı.

İBB’nin yayımladığı Julia Pardoe’nun yazdığı, Utku Kavasoğlu ile Sebla Küçük’ün çevirdiği Boğaziçi’nin Güzellikleri 1835’te İstanbul’a gelen bu gezginin 1838’de İngiltere’de yayımlanan kitabı, bunlardan biri. 

Bir başkası Sennur Sezer-Adnan Özyalçıner’in  Bir Zamanların İstanbulu (Eski İstanbul Yaşayışı ve Folkloru) (İnkılap Kitabevi), Atilla Dorsay’ın Quo Vadis İstanbul? (Remzi Kitabevi), Turan Akıncı’nın İstanbul / Dersaadet (1453-1922) (Remzi Kitabevi), Gülsüm Cengiz’in Bir Edebiyat Durağı Küçükçekmece (Küçükçekmece Belediyesi) ve Metin Cengiz’in Bir Zamanlar Kadıköy (Şiirden Yayınları, Eylül 2022) kitabı...

Şair, yazar, çevirmen, yayıncı Metin Cengiz, Bir Zamanlar Kadıköy (Şiirden Yayınları, 2022) adlı kitabında “edebiyatın beşiği” olarak tanımladığı Kadıköy’ü ve burada tanıdığı edebiyatçıları anlatıyor. Onlarla nasıl tanıştığını, iz bırakan anılarını aktarıyor.

Bir kenti yaşatan, insana yaşam sevinci veren, sanat ve edebiyatı iç içe yaşadığı kültürüdür. 

İstanbul dünden bugüne böyle gelmiş, ama bugünden yarına daha güzel gidecektir. Adı da hiç değişmeyecektir.

Ne mutlu İstanbul’u sanat ikliminde doya doya ama 6 Ekim ve 29 Ekim’in değerini bilerek yaşayanlara... Ne var ki hiç kolay görünmüyor; dört çocuktan birinin yatağa aç girdiği bu derin yoksulluk ortamında...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları