Hikmet Altınkaynak

Dünya Âşık Veysel’i hatırlayacak

19 Ocak 2023 Perşembe

Unesco (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü), çok yerinde bir kararla 2023’ü Âşık Veysel Yılı olarak duyurdu. “Dostlar beni hatırlasın” demişti o, merkezi Paris’te olan Unesco dostluğunu gösterdi. Şimdi tüm dünya onu dizeleriyle hatırlayacak.

Onun halk ozanlığının duyulması, Cumhuriyetin 10. yılına rastlar. “Cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal” konulu “Türkiye’nin-İhyası Gazi Mustafa Paşa” adlı bu şiirini 90 yıl önce İstanbul radyosunda seslendirir.

Yaşamı herkesin belleğinde acılı bir öyküdür, bilinir: Henüz yedi yaşındadır ve çiçek hastalığı yüzünden gözleri dünyaya kapanır. Ama o iç dünyasıyla dünyalar yaratır. Mustafa Balbay’ın kitabına verdiği adla söylersek Gönül Gözünde Binbir Renk... 

Babası üzüntüsünü unutması, avunması için ona doğduğu çevrenin gözde müzik aleti olan bir saz alır. Halk ozanlarının harman olduğu bu bölgede Veysel, ozanları dinler, türküleri, ağıtları ezberler. Onlar gibi çalmaya çalışır. Saza birdenbire kendisini kaptırır, dinlediklerini çalar, şiir yazar, besteler, söyler. Bu tutkuyla ve yeteneğini Çamşıhlı Ali Ağa’dan aldığı derslerle geliştirir.

Adını duyurduğu bu ilk şiir, Cumhuriyetin ve Atatürkün verdiği büyük savaşımın destanıdır.

UZUN İNCE BİR YOLDA

Böylece bu şiir hem Âşık Veysel’in hem de Cumhuriyetin uzun ince yolunun nasıl genişleyip kalınlaştığını, kuşakları nasıl birbirine bağladığını ve Cumhuriyetin 100. yılına nasıl ulaştığını bize göstermesi bakımından büyük bir anlam taşımaktadır.

Çağdaş Türk şiirinin kaynaklarından biri olan geleneksel saz şiiri ve onun son ustası Âşık Veysel’dir. Bu şiirin ozanları bir rüya imgesinden yola çıkıp yazmaya başlarlar. Âşık Veysel’de ise bu imge, onun kendi acıklı yaşamı olmuştur. Bunu şöyle dile getirir:

“Kırk yaşımdan sonra kalbime ilham

Erişti Mevladan bir İhsan oldu”

Onu keşfeden Ahmet Kutsi Tecer’in desteği ve katkısıyla şiirlerinin tema ve içeriği zenginleşir.

Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte her alandaki çalışmaya o da şiirleriyle destek olur, çağdaş düşünceye uygun öğretici, eğitici şiirler yazar. Atomdan, hidrojenden, füzelerden söz eder, ama gözlerinin gördüğü güzellikleri unutmaz. Unutulmaz şiirlerinden biri olan “Benim sadık yârim kara topraktır” derken hem kendisinin köy kökenli olduğunu unutmadığını, hem de toprağın her şeyin yaratıcısı olduğunu vurgular.

Gözleri görmese de ülkemizin geri kalmışlığını ve bunun nedenini görür, kavrar. Bundan kurtulunması için çalışır. 1942-1944 arası kimi Köy Enstitülerinde saz öğretmenliği yapar, bildiklerini, deneyimlerini paylaşır.

14 Mayıs 1950’de iktidara gelen DP, Türkiye’yi cahillikten kurtaracak Aydınlanma kurumlarından biri olan Köy Enstitülerine karşıdır, kapatır. Âşık Veysele de köyünden çıkmaması için yasaklar koyar.

Ama onun yürüdüğü uzun ince yol, hem kendi hem Türkiye’nin aydınlık, çağdaş yoludur. O yolu kavrayanlara, o yolda yürüyenlere ne mutlu!

2023 aramızdan ayrılışının 50. yılı. Dünya hatırlayacak onu. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları