Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Bütün Renkleriyle' Kitap Fuarı...
Cumartesi günü TÜYAP 28. İstanbul Kitap Fuarı’ndaydım. Rüzgâr ve yağmura aldırış etmeden yola çıkmıştım, bir saat sonra da kitapların karşısındaydım. Fuar, Cumhuriyet Kitapları’nın sloganı “Akın Var Fuara Akın”ı kanıtlarcasına okur akınıyla karşı karşıyaydı. Kapanışa kadar yayınevi stantlarını, Sanat Fuarı galerilerini gezdim. Bilgi Yayınevi, Cumhuriyet Kitapları, Can, Cem, Doğan Kitap ve başka yayınevleri ile Rahmi Koç Müzesi Yalvaç Ural Oyuncak Sergisi’ni özellikle gördüm. Dost ve arkadaşlarla, okurlarla sohbet ettim.
“Kültürlerarası diyalogda çeviri” temasının bir yansıması olan fuarın ‘Onur Yazarı’ Cevat Çapan’ın yanı sıra Ataol Behramoğlu, Erdoğan Alkan’ın yer aldığı “Şiir Çevirisi ve Şair Çevirmenler” panelini izledim.
Bu paneli izlememin bir nedeni de insanı en iyi anlatan bilim insanlarından Freud’un, “Daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız şairleri okuyunuz” sözüne olan güvenim ile çok değer verdiğim şair dostlarımın konuşmacı olmasıydı.
Şiir nasıl çevrilir
Önce Cevat Çapan konuştu. Çeviri konusunda süregelen tartışmalara değindi. “Şiir çevrilmez” diyenlerle “Asıl çevrilebilen şiir, şiirdir” diyenlerin olduğunu dile getirdi. Şiirin çevrilip çevrilmeyeceği, nasıl çevrileceği üzerinde durdu.
Çeviride yayımlandığı dile bağlı kalınmalı mı, kalınmamalı mı konusunu irdeledi. “Şiir çevirisi kadın gibidir; güzeli sadık olmaz, sadığı güzel olmaz” sözünün kadınlara hakaret anlamı içerdiğini, bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı. “Burada benzetme yanlıştır” dedi. “Çevirinin de sonunda şiir olması çevirinin başarısını gösterir. Bunun aslına bağlı (sadık) olup olmamakla ilgisi yok” diye konuştu.
Oysa bazılarına göre “Şiir çevirmek suç” oluşturuyor, “Ben bu suçu yıllardır işliyorum” dedi.
Çapan, şair sözcüklerle uğraşıyor, “bir ressam gibi çalışıyor, müzikal kulağı da olan çevirmen kendi dilinde karşılığını da bularak, şiire ses özelliği de verir. Bazı üniversitelerde çeviri bir bilim dalı kabul edilerek, adına da ‘Çeviribilim’ denmiş, oysa işin içinde yaratıcılık da olduğu için buna ‘Çeviri Sanatı’ demek daha doğru olur” diye sözlerini tamamladı.
Ataol Behramoğlu da çevirinin çağdaş edebiyatımızda 1940’lı yıllarda başladığını belirtti, Cevat Çapan’ı da “Çevirinin öncüsü” olarak tanımladı.
Çeviribilim’in “Çeviri üzerine düşünmek” demek olduğunu, oysa yapılan işin, yani çevirmenin yaptığı işin sanatçılık, yaratıcılık olduğunu vurguladı. “Ben içimden geldiği gibi çeviriyorum” diye ekledi.
Behramoğlu, yabancı dil bilip de şiir çevirisi yapmayan şairleri ‘biraz da bencillik’ diye niteledi, “Nâzım Hikmet ve Attilâ İlhan keşke şiir de çevirmiş olsalardı, şiirimize bu yönden de katkıları olurdu” diye konuştu.
Ataol Behramoğlu, çeviride dil yapısının aktarılmasının zor, ama ses örgüsünün yakalanmasıyla şiire uygun bir ses verilmesinin daha kolay olduğunu, uyaksız bir şiirin çevirisinin de daha kolaylıkla yapılabileceğini anlattı.
Şair, çevirmen Erdoğan Alkan da şiirin şair tarafından çevrilmesi gerekliliği üzerinde durarak, “Şair olmayan çevirmen olursa, şiirle duygusal bağlantı kuramaz, ama şair o kadar birlikte olur ki, onunla özdeşleşir” dedi.
Dinleyicilerin de sorularla, açıklamalarla katkıda bulunduğu panelden, “Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü” töreni yapılacak Karadeniz Salonu’na geçtim.
Bilineceği gibi, 2006’da küçük İskender, 2007’de Özdemir İnce, 2008’de Ahmet Erhan ve 2009’da Nihat Behram’a verilen ödül, Ören Belediyesi-TYS işbirliğiyle gerçekleştiriliyor.
Aydınlık için
Bu yılki ödülün sahibi Nihat Behram, ödül plaketini önce Ören Belediye Başkanı Kâzım Turan’ı temsilen gelen belediye meclis üyesi ile seçici kurul başkanı Doğan Hızlan’ın elinden ayrı ayrı aldı ve şöyle dedi: “Seçkin yazar ve şairlerden oluşan Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü Jürisi, bana ödül gibi görev verdi; ben bu görevi ödül gibi aldım. Görevimin, aydınlık için savaşmak olduğu bilinciyle…”
Evet, ben de onca rüzgâra ve yağmura (ve de uzaklığa) karşın, fuara akın akın gelen okurların bu zorluğa katlanma nedenlerini tıpkı Nihat Behram’ın dile getirdiği gibi ‘aydınlık için savaşmak’ amacı diye okuyorum.
Tıpkı Melih Cevdet Anday’ın “Okumak değişmektir. Okumak değiştirmektir. Okumayan çürür” sözlerini anımsayarak değerlendiriyorum.
Pazar günü, kapanmadan siz de yollara düşseniz iyi olur, ‘Bütün renkleriyle’ kitapları görmek ve aydınlık günlere kavuşmak için… Daha fazlasını öğrenmek, değişmek ve değiştirmek için…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- AKP'den kayyum için ilk açıklama