Hikmet Altınkaynak

Alnımızda bilgilerden bir çelenk

24 Kasım 2022 Perşembe

Yeryüzünde kaç mesleğin marşı var? Varsa bile hangi mesleğin marşı bilgiyi taç yapar ve “Alnımızda bilgilerden bir çelenk” diye başlar? 

Öğretmen Marşı’ndan söz ediyorum: Alnımızda bilgilerden bir çelenk/Nura doğru can atan Türk genciyiz/Yeryüzünde yoktur olmaz Türk’e denk/Korku bilmez soyumuz.”  

BUGÜN ÖĞRETMENLER GÜNÜ... 

Tüm öğretmenlerimizin bu gününü bu güzel marşla, yürekten kutluyorum. Topluma kattıkları bu yüce hizmet için de en içten duygularla teşekkürlerimi, saygılarımı sunuyorum.

Bu marşın güftesini yazan İsmail Hikmet Ertaylan, bestesini yapan Cevad Memduh Altar, Cumhuriyet’in birinci kuşak öğretmenleriydiler. Tüm meslektaşları gibi de topluma çok büyük katkılarda bulundular.

Günümüzde öğretmenlerin değerini bilmeyen var mı? Gazetelerde yıllardır “atanamayan”, “biber gazı, cop yiyen öğretmen” haberlerini okuyunca, bu soruya yok denilebilir mi?

Dün gazetemizde Zülâl Kalkandelen’in yazısından edindiğim bilgiye göre, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Öğretmenler Günü’nü kutlamama kararı almış. Diyorlar ki: “Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığımızı bir kez daha ifade etmek için, Atatürk anıtlarına karanfil bırakılmasına; yaşanan derin ekonomik krizler sonucunda ortaya çıkan aşırı zamlar ve pahalılık karşısında eriyen ve açlık sınırına yaklaşan ücretlerimizi protesto etmek için alanlarda kitlesel basın açıklamaları düzenlenmesine karar verilmiştir.” 

Geleceğimizi yapılandıracak olan öğretmenlerimizi yalnız bırakan, onları göreve atamak için aylarca, yıllarca süründüren; atananları ise huzur içinde, sağlıkla, mutlulukla yaşatamayan, dahası “24 Kasım Öğretmenler Günün kutlu olsun şehidim” diye acı sonlar yaşatan; bir siyasal iktidarın öğretmenlerin değerini bildiği söylenebilir mi? 

BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK

24 Kasım’ın Öğretmenler Günü olarak belirlenmesinin nedeni, ülkeyi düşmanlardan kurtaran, Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürkün eğitime, kültüre verdiği değeri karatahta başına geçerek, millete okuma yazma öğretmek için, Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gün olmasıydı. Bu nedenle Bakanlar Kurulu, 11 Kasım 1928’de bu unvanı verdi ve “başöğretmen” unvanı 24 Kasım 1928’de yayımlanan genelge ile resmileşti. 

24 Kasım 1934’te de Gazi Mustafa Kemal’e TBMM tarafından “Atatürk” soyadı verildi. Bu soyadın başkaları tarafından alınması da yasaklandı. 24 Kasım iki önemli günü yansıtıyor.

İşte Öğretmenler Günü, Atatürk’ün doğumunun 100. yılı nedeniyle 1981’de, 24 Kasım’da ülke çapında ve KKTC’de kutlanmaya başladı.

Öte yandan Vikipedia’ya göre Öğretmenler Günü, UNESCO’nun önerisiyle de 1994’ten başlayarak birçok ülkede 5 Ekim’de ve değişik tarihlerde kutlanagelmektedir. Örneğin Azerbaycan, Avustralya, Hindistan’da 5 Ekim’de, Çek Cumhuriyeti ile Slovakya’da 28 Mart’ta, İran’da 2 Mayıs’ta, Malezya’da 16 Mayıs’ta ve Peru’da da 6 Temmuz’da kutlanmaktadır.

Son yıllarda ülkemizde 1981’in Kenan Evren dönemine rastlaması yüzünden ona olan tepkiyle Öğretmenler Günü 5 Ekim’de de kutlanmaktadır. Ancak 24 Kasım’ın Atatürk’le olan bağlılığı düşünülerek 24 Kasım’da kutlanması hem yasa gereği hem de gönüllü tercihtir. Ama MEB’in başöğretmen unvanı için sınav yapıp ilkokul 3., 4. sınıf düzeyinde sorular sorup başaranlara “başöğretmen” unvanı ve ek maaş vermek için kullanması çok üzücüdür. Bu durum öğretmene ve diplomaya saygısızlık değil mi?

ROMAN KAHRAMANI ÖĞRETMENLER

Oysa öğretmenler hangi aşamada görev yaparsa yapsınlar, saygın bir mesleğin, saygın kişileridir. Kariyerleri çalıştıkları yıllardır, diplomaları değil.

Bu saygınlıkları nedeniyle edebiyat yapıtlarına kahraman olmuşlar, toplumun vicdanı olarak kahramanlıkları ölümsüzleştirilmiştir.

Bu alanda Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanının kahramanı Çalıkuşu Feride’yi kim unutabilir ki?

Bu alanda direnmeye örnek olan Rıfat Ilgaz’ın romanı Karartma Geceleri’nin kahramanı öğretmen Mustafa Ural ve bunu filmde canlandıran Tarık Akan, unutulur mu?

Oğuz Atay’ın Bir Bilim Adamının Romanında anlattığı Mustafa İnan, tüm bilime gönül verenlerin rol modeli olmadı mı?

Bunun gibi onlarca romancımızın edebiyatçımızın yapıtlarında yarattıkları öğretmen kahraman vardır. Bunlar çok önemli. Ama asıl önemli olan toplumda saygı gören öğretmenlere, siyasal iktidarın hiç de gereken ilgiyi, saygıyı göstermemesidir. Onlara sağlıklı, mutlu bir yaşam, öğrencilerine, topluma verimli bir hizmet sunacak koşulları sağlamamasıdır.

Şimdilerde derin yoksulluk yaşayan ülkemizde sürekli çocuklar yatağa aç girmesin, çocuklar okula aç gitmesin diyoruz...

Aslında buna kesinlikle şunu da eklemek gerekiyor: Çocuklar okula erken gitmesin!

O zaman Öğretmen Marşı, birlikte coşkuyla daha güzel söylenecek, ülkenin geleceği daha aydınlık olacaktır. Çünkü marşta öğretmene durma, aydınlığa doğru koş, cehaletle savaş deniliyor, yurdu yüceltmek için öğretmen de ant içiyor.

Ama cehaletten medet umanlar, halkın bilgilenmesini, Aydınlanmasını isterler mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları