Feyzi Açıkalın

Merhaba Emre Çocuk

23 Haziran 2016 Perşembe

Avrupa 2016’dan elendik ama senin gibi bir yıldız adayını tanımak yanımıza kar kaldı, sevgili Emre Mor.

Aslında, “Hoş geldin futbol dünyamıza” diyecektim ama seni yarı yolda Almanlar kaptı. Eğri oturup doğru konuşalım, birçok kişi gibi ben de senin “alıkonmana” pek sevindim Emre.

Futbolunun yanında, kurtlar sofrasındaki bir masum çocuk olarak da herkesin sevgisini kazandın. Yenildiğin maç sonrasında Hırvatistan’ın dünya yıldızı Modriç’le, Danimarka’da büyümüş birisi olarak selfie çektirmekten hiç çekince duymamıştın. Böyle davranmaman gerektiği konusunda hemen uyarıldın!

Futbolun çok önem verildiği ama yalnızca oyun sayıldığı bir ülkede yetiştiğin için gollere tüm içtenliğinle seviniyordun. Gol sonrasında sarıldığın kaşarlanmışlar ise sıkılmış yumrukları, kin ve hınç dolu gergin yüz ifadeleriyle senin alışık olmadığın mesajlar veriyorlardı.

Son savaşını 1700’lerde yapmış bir ülkeden geldiğin için, “Senin için öldürürüm”, “Ölmeye geldik” gibi sloganlara, tekbir getirmeye alışık değildin.

Ülkesini ne çok sevdiğinin bir kanıtı olmuyordu, milli takımdaki atılan goller. Sabah televizyonları açtığın zaman bağıran siyasi liderler yerine temsili bir monarşinin sakinliğiyle güne başladığın için, üstünde ülkenin gerginliği yoktu.

İyi oldu Dortmund’da devam edeceğin. Orada da belki bisikletle antrenmana gideceksin. Eğer 18 yaşında bir çocuk olarak çok pahalı ve lüks arabalar alırsan Alman sana bozuk çalacak, tıpkı 40 yıl önce oraya top oynamaya giden Türk yıldız Engin Verel’e yaptıkları gibi. Sevgili babacığının, Türkiye’de olsaydı asla almayacağı(!) cezayı hatırlatırlardı sana, senin iyiliğin için…

Emre, muhtemelen farkında değilsindir, çok önemli bir ülkede doğup büyüdün. Kişi başı ulusal gelirde dünya altıncısıdır Danimarka. Asgari ücrette ise birinciliği kimseye kaptırmaz. İşçi haklarında da öyle. Gelir dağıtımındaki eşitlik, eğitim hakkının yaygınlığı ve genel sağlık sistemi uygulamasında hep başlardadır.

Unutmadan; uluslararası şeffaflık örgütünün (Transperancy International) rüşvet ve yolsuzluk algılaması indeksinde Danimarka’nın 180 dünya ülkesi arasında ilk sırada olduğunu biliyorsundur umarım. Gururla formasını giyeceğin ülken ise ne yazık ki gittikçe bu konuda geriliyor; bu yıl 66. lığa düştü. İnşallah günün birinde Türkiye’de futbol oynamaya gelirsen, polis müdürleriyle tanışıklığını farklı düzeylere taşımaz, kişiliğini onların üstünden sergilemeye kalkmazsın…

Nüfusunun yalnızca yüzde 3’ünün kiliseye gittiği, yüzde 24’ünün Allaha inandığı bir ülkede inançlı bir Müslüman olarak yetiştiğin belli. Seni bu özelliğin ile de konuşmaya başladılar. Attığın gollerden sonra seni secdeye yöneltecek abilerin de olacaktır mutlaka, bu ülkede yaşamanın tek koşulunun dini her şeye alet etmekten geçtiğini var sayan topçular…

Gözümüz üstünde olacak Emre. Alman’ın seni, Türkiye’ye olan aidiyet duygularını yok etmeden pişireceğine inanıyoruz. “Önemli” değil ama “değerli” insan olabilme konusunda seni yönlendireceklerdir mutlaka. Günün birinde ülkene top oynamaya geldiğinde, “ülke şartları böyle gerektiriyor” diye alıştığın Batılı değerleri bir kenara koymak yerine, onları dayatarak rol model olabilmen en büyük dileğimdir.

Yolun açık olsun…

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları