Feyzi Açıkalın

Tasarruf tedbirini bahane eden yerel basın

22 Ağustos 2024 Perşembe

Recep Tayyip Erdoğan ve küçük ortağı Devlet Bahçeli, CHP’yi ‘bitirmenin’ koşulunun 31 Mart yerel seçimlerini kazanmaktan geçtiğini belirtmekteydiler. Olmadı, CHP seçimlerden güçlenerek çıktı. Sonrasında tasarruf tedbirleri devreye sokuldu. Bu yolla CHP’li belediyeleri, halka hizmeti aksatma pahasına iş yapamaz hale getireceklerdi.

Birikmiş SGK borçlarının ödenmesi, plânın ikinci kısmını oluşturdu. AKP ve MHP’den CHP’ye geçen belediye başkanlıkları bir önceki yönetimlerden devraldıkları borçlarla boğuşacak, yatırım yapamayarak ve hizmet veremeyerek yıpratılacaklardı.

Sokaktaki halkın bilmediği bir konu da, tasarruf tedbirleri nedeniyle taşradaki yerel basının maddi dar boğaza sokulmak istenmesiydi. Yine tedbirler gereğince kamu kurumlarındaki abonelikler kaldırılıyordu. İhale ve ilan gelirleri duruyordu ama iş kalemleri azaldığı için oradan da gelirler azalmıştı. Yerel gazete cemiyetleri bu konudaki şikayetlerini her fırsatta AKP rejimine sunmaktaydılar.

Çünkü mesela, günlük ve renkli olarak 12 sayfa çıkan gazetelerde en az altı kişilik ve öncelikli iletişim mezunu olan kadro gösterilmesi zorunluluğu vardı. Bu gazeteler yılda bir kez Basın İlan Kurumu tarafından denetleniyor ve bu kurumun getirdiği çizginin dışına çıktığı durumlarda yargılanma ve ceza alma tehlikesiyle karşı karşıya geliyorlardı. Sonuçta böylesi ciddi kurumların sürekli ve sağlam gelirlere gereksinimi vardı.

Oysa sosyal medyada yayın yapan televizyonlar ve internet gazetelerinin bu tür zorunluluk ve denetimleri yoktu. Böylece, yerel otoritenin isteği doğrultusundaki her türlü haberi, gazetecilik ilkelerini hiçe sayarak geçebiliyorlardı. Büyük bir turizm şehri Alanya örneğinden yola çıkarsak; bir önceki MHP’li belediye yönetiminde, adı geçen abonelik, ihale ve ilanların sayısı yerel basın için sorun olmamıştı. Çünkü kalın sarı zarflar ya da defterler arasında yasal olmayan şekilde ödemeler yapılmaktaydı! Kişisel yerel basınını akıllıca oluşturan belediye yönetimi diğerlerini de, kendileriyle çatışmadığı sürece bir şekilde fonlamaktaydı. 

Seçim propagandasını ‘ahlâklı oluş’ üzerine inşa eden CHP, Alanya’da belediye başkanlığını kazanınca ve seçim sonrasında da bu politikasını devam ettirince kıyamet koptu. Adı geçen üç gurup; 1- Geçmiş MHP’li belediye başkanlığınca ya gizli sahip olunan ya da fonlananlar, 2- pastadan pay verilenler ve 3- günlük gazete yayını yapanlar bir süre beklediler. Neredeyse hepsi de sağ yönelimli olan ve 10 yıl boyunca geçmiş yönetime desteklerini esirgemeyen bu haber kaynakları, henüz dört ay geçmeden CHP’li belediye yönetimine saldırı başlattılar.

MHP’li eski yönetim tarafından fonlanmakta olan sosyal medya haberciliğinin saldırıyı yoğunlaştırmasıyla yarış başladı, diğerleri de açık açık taleplerini sunmaya başladılar. Varsıllığını, kayıt altına alınmış, kuruşuyla vergilendirilmiş kazançlarıyla elde eden belediye başkanının, kendilerini açıkça maaşa bağlamasını istemekteydiler. Diğer, daha ciddi denen kurumlar ise çalışanlarına asgari ücreti sunup, fazlası için ‘kendi başlarının çaresine bakmalarını’ önermekteydiler. Bu ahlaksız teklifle, çalışanlarını düpedüz tehdit ve şantajcılığa zorluyorlardı. Bu işe teşne olanları fırsatı kaçırmadı, hemen işe koyuldular. Alanya’nın bilinen ve daha önce dile getirilmemiş her sorununu istismar ederek ve çarpıtarak manşetlere çektiler. 

Alanya’nın kent disiplininin kaybolduğunu yıllardan beri işleyenler, sözlerini yutarak, bu kez o denetimi sağlamaya yönelik önlemler alan yeni yönetimi suçluyordu. Son iki dönemdir belediyede yer tutmuş kadroların ya ölü taklidi yaparak çalışmamaları ya halka kötü davranarak yeni yönetimi zor durumda bırakmaları ya da içerden jurnalcilikle malzeme hazırlamalarıyla adı geçen sözde basın beslenmekteydi.

İşin en tatsız yönü, Alanya gibi köklü bir gazetecilik geleneği olan bir beldedeki mesleki bozulmaydı. Dünyanın en zor ve onurlu mesleklerinden birisi olan gazeteciliği ayaklar altına alan düzeysiz, çirkin ifadeleri hiç utanıp sıkılmadan kullanıyor olmaları hayretle izleniyordu. Topluma AKP MHP ortaklığıyla sindirilmiş olan çürümenin bir parçası olarak, ahlak dışı teklifleri ve söylemleri kendilerine kazandırılmış bir hak gibi görüyorlardı. Çünkü şehirde son on yıldır işler böyle yürüyordu…

Çoğu henüz genç sayılacak bu insanlara bir önerim var: Yapmayın, çocuklarınızı utandıracak, sizleri en azından onların nezdinde yargılatacak hareketlerden kaçının. Sonra çok pişman olursunuz…




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları