Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu

“Bu akşam erken yatın” dedi annem. “Yarın en büyük bayram!”

29 Ekim 2019 Salı

Tarih 29 Ekim 1923. Günlerden Pazartesi.

Saat nerdeyse sabahın beşi idi. Fethi Okyar ve Kazım Özalp masadan çoktan kalkmıştı. İsmet Paşa ve Mustafa Kemal Paşa ise saatler sonra meclise sunulacak taslak üzerinde çalışıyordu hala. Artık her şey hazırdı.

Atatürk yatmadan önce metnin ilk maddesinin yanına el yazısıyla şöyle yazdı. “Türkiye Devletinin Hükümet Şekli Cumhuriyettir.”

Meclis saat 18de 158 milletvekiliyle toplandı. Saat 20.45’te Cumhuriyet ilan edilmişti. Mecliste büyük bir coşku vardı. Milletvekilleri meclisi inleten dualar eşliğinde 3 kez “YAŞASIN CUMHURİYET” diye bağırıyorlardı. Mustafa Kemal Atatürk; Cumhuriyeti ayakta alkışlarla kucaklayan milletvekillerinin göğe yükselen “YAŞASIN CUMHURİYET” nidaları arasından kürsüye çıkıp tarihi konuşmasını yaptı. Ardından yine dualar okundu. Ve tarihi oturum sona erdi.

Halk sabahın ilk ışıklarına kadar meclisin önünde büyük bir coşkuyla şanlı destanı kutluyor, Cumhuriyeti kucaklıyordu. Sabaha kadar tam 101 pare top atışı yapılmıştı.

30 Ekim 1923 sabahı; yani Cumhuriyetin ilk günü; Cumhuriyet’in ilk Cumhurbaşkanı Cumhuriyet’İn ilk Başbakanına şunları yazdı. “Bize borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği bir görev bu. Özgür bir toplum oluşturmak, çağdaşlaşmak için bu ideali gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Bu görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim. Allah yardımcımız olsun.”


* * * *



Tarih 28 Ekim 1985. Günlerden Pazartesi.

“Bu akşam erken yatın” dedi annem. “Yarın en büyük bayram!”

Sabah Türk bayrağımız ütülenmiş, yüksek bir yere konmuştu. Tıpkı Kuran’ı Kerim gibi, Türk Bayrağı da belden aşağı konmazdı bizim evimizde. Her 2sine de gösterilen sevgi, saygı, itina aynıydı.

Kırmızı rugan ayakkabılarım, kırmızı dantelli tokam, yakasını kolaladığı beyaz gömleğim, uzun beyaz çoraplarım… Hepsi yatağın üzerinde tertemiz hazırdı. En büyük bayramdı çünkü yarın.

Annem o gün Atatürk’ün; “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet’e giden yolunun öyküsünü anlattı bana. Ülkenin Kocatepe’de Dumlupınar’da Çanakkale’de nasıl omuz omuza birlikte savaştığını, bağımsızlık meşalesi altında tek yürek olduğunu anlattı.

İlk o gün tanıdım CUMHURİYETi. İlk o gün aşık oldum ONA.

Yoktan var eden azmine, değerlerine ve birliğine,

Prensiplerine bağlı ve özgüvenli duruşuna,

Sarsılmaz temellerine,

Bölünmez bütünlüğüne,

Her geçen yıl daha da kökleşmiş demokrasisine,

Yüzü batıya dönük olan ama bir o kadar da gelenekçi yapısına,

İlk o gün aşık oldum.



* * * *



Sabah erken kalkılmış, televizyonda TRT1 açılmıştı. Sokaklardan bando sesleri geliyordu. Spiker Fatih Orbay ağırbaşlı ama bir o kadar da coşkulu bayram sunumuyla günün ilk ışıklarında TRT ekranındaydı. Ankara Şehir Hipodromu’ndaki Cumhuriyet kutlamaları başlayacaktı birazdan. Bense okuldaki törene hazırlanıyordum özene bezene ve büyük bir heyecanla.

Kardeşim Alper hastaydı. Gelemiyor diye hüngür hüngür ağlıyordu. Annem Alper’i avutuyordu. “Üzülme oğlum, biz de senle televizyondaki törene eşlik ederiz, sana tencere kapaklarından orkestra yaparım. Ekranın önünde resmi geçit töreni yaparız”. Yazık, sevinmişti Alper. Hemen içeri koştu giyinmek için. Evde resmi geçit töreni yapılırken temiz giyimli olmalıydı. Ha evde, ha törende..Nihayetinde Ata’nın huzurunda olacaktı.

Öylesine önemliydi, değerliydi 29 Ekim törenleri hepimiz için.

Herkes için !

O gün bugün Cumhuriyet Ruhu ne söndü, ne de seçim sandıklarına sığdı.

O gün bugün 29 Ekimler herkese ve her şeye rağmen “özellikle halk tarafından” o çocukluğumdaki coşkuyla kutlandı.

29 Ekimler hep güzeldi. Hep şölendi. Hep destandı.

Ama benim için en güzeli Onunla ilk tanıştığım o gündü.

ONA İLK AŞIK OLDUĞUM GÜN. 28 Ekim 1985. Günlerden Pazartesi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

23 Nisansız çocuklar 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları