Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Glasgow’da kostümlü şov

03 Kasım 2021 Çarşamba

COP26 İklim Değişikliği Zirvesi, Glasgow’da devam ediyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan güvenlik taleplerinin karşılanmadığını söyleyerek konferansa katılmaktan vazgeçti ama 200’den fazla hükümet ve sivil toplum lideri katılıyor.

Mesela Prens Charles... Hayatının 50 yılını çevre konusunda farkındalık yaratmak için harcadığını söylüyor ama kendisi ve eşinin karbon ayak izi, sıradan bir insanınkinin 96 katı. Çünkü her yere özel jet ve helikopterle uçuyor.

Mesela Biden... 85 araçlık konvoyla Avrupa sokaklarında turluyor.

Bu ikiyüzlülük şaşırtıcı mı? Ne yazık ki hayır. 

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni 1994’te imzalayan ülkelerin liderleri yaklaşık 30 yıldır her sene toplanıyor. Ne var ki konferansın tarihinde, iklim krizinin en büyük üç nedeninden biri olan hayvancılık ile endüstriyel balıkçılığın adı geçmedi.

Bunun sonucu olarak doğal yaşam alanlarının kaybı ve türlerin yok olması hiç dile getirilmedi.

KANSER KONGRESİNDE SİGARADAN SÖZ ETMEMEK

Balıkçılığın deniz yaşamı ve okyanuslar üzerindeki etkisini ele alan Seaspiracy: Denizlerdeki Komplo adlı belgeselin yönetmeni Ali Tabrizi, bir çevre konferansında hayvancılık ve endüstriyel balıkçılıktan söz etmemek, kanser kongresinde sigaradan bahsetmemeye benziyor diyor. 

Neden? Çünkü dünyanın beş en büyük et ve süt firması, petrol devi Exxon ile aynı miktarda sera gazı salımına neden oluyor. 20 et ve süt firması, Almanya, İngiltere ya da Fransa’dan daha fazla karbon salımına yol açıyor. Et, süt ve yumurta için hayvan yetiştirmek, dünyadaki tüm ulaşım araçlarının (kara, deniz ve hava) toplamından daha fazla sera gazı üretiyor. 

Dip trol balık avı, tek başına tüm hava ulaşımından daha fazla karbondioksite neden oluyor. Balık yatakları 1950’den bu yana atmosfere en azından 730 milyon ton karbondioksit saldı. 

Çevre aktivisti kaptan Paul Watson, “İklim değişikliği konusunda önlem almak istiyorsanız, yapacağınız ilk şey okyanusu korumak ve bunu sağlamak için yapılacak olan da çok basit… Onu rahat bırakın!” diyor. 

Oysa hükümetler ne yapıyor? Ormansızlaşmanın en önemli etkeni ve su kirliliğinin, kuraklığın, okyanuslardaki ölü bölgelerin önde gelen nedenlerinden biri olan et ve süt sektörünü destekliyor.

COP26 çerçevesinde zengin ülkelerin liderleri, yoksul ülkelere iklim değişikliği ile mücadele için 100 milyar dolarlık bir destek vaat etti. Ama bu arada, kat kat fazlası, dünyanın en büyük ve en yıkıcı et ve süt şirketlerini kurtarmak için harcanıyor. 

Mesela 2005 ile 2020 arasında küresel çapta et ve süt şirketleri, 2 bin 500 yatırımcı firma, bankalar ve fonlar aracılığıyla 478 milyar dolardan fazla destek aldı; Nisan 2020’de 3 bin yatırımcı dünyanın en büyük 35 et ve süt şirketine 228 milyar dolardan fazla para akıttı. (https://feedbackglobal.org/wp-content/uploads/2020/07/FeedbackReport-ButcheringPlanet-Jul20-HighRes.pdf)

İşin mide bulandırıcı yanı, gezegende yıkıcı etkileri olan bu sektörleri destekleyenler, aynı zamanda etik ilkelerden söz ediyor. Mesela Brezilya’da ormansızlaşmanın ve orman yangınlarının nedeni olan sığır besiciliğine destek veren bankaların etik yatırım politikası var... 

Bu ikiyüzlülük şaşırtıcı mı? Hayır.

MEDYADAKİ SANSÜR DİKKAT ÇEKİCİ 

Bir sorunun temel nedenlerini masaya yatırmadan, onların adını bile anmadan ancak şov yapılır. Glasgow’daki de kitleleri aldatmak için bir şovdur. Ama bunun faturasını gezegeni tüketerek hep birlikte ödeyeceğiz. 

COP26’ya katılacak liderlere uyarıda bulunmak için geçen hafta Animal Rebellion aktivistleri, bir eylem gerçekleştirdi. Hükümetlerin gezegene en çok zarar veren hayvancılık sektörünü desteklemesini protesto için Londra’da Çevre, Gıda ve İçişleri Bakanlığı’nın binasına tırmandılar ve “BİTKİ TEMELLİ BİR GELECEĞE YATIRIM YAPIN” yazan büyük bir afişi binanın dış cephesine astılar.

Türkiye’de medya bunu nasıl haberleştirdi biliyor musunuz? “İklim aktivistleri, iklim değişikliğine dikkat çekmek ve hükümetlerin gezegeni yok eden sektörlere yardımını protesto için eylem yaptı” dediler. Ne Animal Rebellion’ın ne de hayvancılığın adını andılar...

Anlaşılan geleceğimiz, Roma’daki G20 zirvesine katılan liderlerin Trevi Çeşmesi’ne para atıp dilek dilemesi gibi gezegen için de sadece dilek tutmaya kaldı...

Şov devam ediyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları