Mehmet Şakir Örs

Emekçinin ve emeklinin çığlığı!

19 Kasım 2024 Salı

Ülkemiz, halkımız, insanımız, ekonomik ve sosyal açıdan oldukça zor bir dönemi yaşıyor. Aslında Türkiye’nin temel gündemini de bu konular oluşturuyor. Ülkeyi yönetenler tarafından her ne kadar gündem değiştirilmeye çalışılsa da güneş balçıkla sıvanmıyor! Ekonomik sıkıntıların burgacında kıvranan pek çok insanımız, hayatın gerçeklerini her gün bizzat kendisi yaşayarak kavrıyor.

Emekçilerin, emeklilerin, dar ve sabit gelirli insanların sessiz çığlığı, adeta yürekleri dağlıyor! Ayrıca sendikalar ve araştırma kuruluşları tarafından açıklanan sosyal veriler de durumun yakıcılığını çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Hayatın içinden ekranlara, sayfalara yansıyan insan hikâyeleri, yaşanan olumsuzlukların ağırlığını ve boyutlarını gösteriyor.

ATEŞTEN GÖMLEK!

İşsizlik sorunuyla yüz yüze gelmeyen neredeyse hiçbir aile kalmadı. Mutlaka ailemizde, çevremizde, yakınımızda işsizler -özellikle de eğitimli genç işsizler- var. Bunların iş arayışına çözüm bulamamak, yardımcı olamamak, hepimizi derinden yaralıyor. Yoksulluk sınırının altında bir gelirle geçinmek durumunda kalan insanlarımızın sayısı ise her geçen gün artıyor.

Banka ve kredi kartı borçlarının çevrilememesi, bunların yol açtığı icra takibi ve haciz uygulamaları, toplumu tedirgin edecek ölçüde yaygınlaşıyor. Özellikle çalışanları doğrudan etkileyen vergi adaletsizlikleri ise bir türlü giderilemiyor. Sözün özü, günümüzde hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, halkın çok büyük bölümünün temel meselesidir. Yönetim sorumluluğu taşıyanlar, vatandaşın çığlığına kulaklarını tıkamamalı, gereken duyarlılığı göstermelidir.

YOKSULLUK YANGINI

Derin yoksulluğun yarattığı acı olaylar, her geçen gün artıyor. Son olarak Selçuk’ta hurda toplayarak çocuklarına bakmaya çalışan bir annenin, evde yalnız bırakmak zorunda kaldığı beş küçük kardeşin yanarak ölmesi, bütün ülkeyi acıya boğdu. Aslında bu yangın, bir bakıma ülkede yaşanan derin yoksulluğun yangınıydı.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) araştırması, Türkiye’de çocuk yoksulluğunun arttığına dikkat çekti. Araştırma; Türkiye’de 0-17 yaş grubundaki 7.03 milyon çocuğun yoksulluk içinde yaşadığını, bunların 2 milyonunun ise “derin yoksulluk” içinde olduğunu ortaya koydu. Benzeri bir araştırma yapan Ankara Tabip Odası da ülkemizde her 10 çocuktan 3’ünün yoksulluk içinde olduğuna vurgu yaptı.

KIŞ ZOR GEÇECEK

Kış mevsimi, giderlerin görece daha da arttığı, geçim koşullarının ağırlaştığı bir mevsimdir. Isınma-giyim giderleri ve çocukların okul masrafları, dar gelirli ailelerin bütçesini zorlar. Bu nedenle, önümüzdeki aylarda geçim koşulları daha da zorlaşacak ve dar gelirliler daha büyük sıkıntılarla karşılaşacaktır. Kısacası, bu kış dönemi halkımız için çok zor ve zorlu geçecektir.

Yeni yılda en düşük emekli maaşı başta olmak üzere emekli maaşları ile asgari ücrette yapılacak artışlar konusunda, yurttaşlar karamsar. Yapılacak olası artışların, dar gelirli ailelerin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalacağı düşünülüyor. Başta elektrik faturaları olmak üzere, birçok gider kaleminde zam hazırlıklarının şimdiden başladığı haberleri; vatandaşı önümüzdeki dönem için daha da endişelendiriyor.

MUHALEFETTEN BEKLENEN

Bu bağlamda, vatandaşın gözü ve kulağı muhalefettedir. Kendi sorunlarının çözümü için iktidardan umudunu kesen kesimler, dikkatlerini muhalefete çevirmiştir. Başta ana muhalefet CHP olmak üzere siyasal muhalefet; yalnızca eleştiri yapmakla yetinmemeli, halka çözümlerini de sunmalı ve anlatmalıdır.

Ülkeyi yönetmeye en güçlü aday olan birinci parti CHP’nin program çalışmalarını, doğrusu oldukça önemsiyoruz. Bu çalışmaları “ülkeyi yönetme hazırlığı” olarak değerlendiriyoruz. Dolayısıyla yeni parti programının bir “iktidar programı” olması ve mümkün olduğu ölçüde katılımcı bir anlayışla hazırlanması gerekiyor. CHP, ülkenin düşünen, üreten bütün aydınlarını ve muhalif toplum temsilcilerini, bu çalışmalara katkı koymaya ve ortaklaşmaya çağırmalıdır. Bunun ortak zeminleri ve araçları oluşturulmalıdır.

Günümüzde emekçinin, emeklinin ve bütün yurttaşların sorunlarını çözmek üzere demokratik birliktelikle hayata geçirilecek, düşünsel ve eylemsel bir seferberliğe/ortaklaşmaya ihtiyaç var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik çağrısı 24 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları