Olaylar Ve Görüşler

‘Etki ajanlığı’ konusu - Dr. Ahmet Münci Özmen

19 Kasım 2024 Salı

Ülkemizde “etki ajanlığı” kavramı kullanılarak ifade ve basın özgürlüğünün kısıtlanması gündemdeyken Venedik Komisyonu’nun (komisyon) görüşleri konuya ışık tutacaktır. Komisyonun bu konudaki görüşleri, Gürcistan’ın 2023 tarihli “etki ajanlığı” yasası bağlamında ortaya konmuştur. Hükümetin bu yasayı çıkarmak için ileri sürdüğü gerekçe, dış güçlerin etkisiyle, devletin çıkarlarına aykırı hareket edenlere karşı, sivil toplum kuruluşlarında şeffaflık sağlayarak demokrasiyi dış güçlerin olumsuz etkisinden korumaktır. Yasada, spor kulüpleri ve ticari işletmeler hariç, sivil toplum kuruluşlarının, “dış güçlerin çıkarları yönünde çalışmaları” ve “dezenformasyon” kavramları yer almaktadır. Yasaya aykırılığın yaptırımı ağır idari para cezasıdır.

DÖRT KOŞUL

Komisyon, yasayı uluslararası insan hakları belgeleri ve AİHM kararları çerçevesinde incelemiştir. Buna göre, şu dört koşulun birlikte gerçekleşmiş olması aranır: Yasallık, meşru bir veya birkaç amaca yönelik olmak, demokratik toplum açısından gerekli olmak ve orantılılık (ölçülülük).

1- Yasallık: Bir düzenlemenin yasada yer alması yasallık koşulunun gerçekleşmesi için yeterli değildir. Yasallık koşulunun gerçekleşmesi yasanın açık, anlaşılır ve sonuçları öngörülebilir hükümler içermesine; keyfi uygulamayı önlemek için yetkilerin belirli ve kısıtlı olmasına ve yetkililerin, yetkilerini kullandığı zaman, kişilerin neyle karşılaşacaklarının anlaşılır biçimde öngörülmüş olmasına bağlıdır. Bu koşulları taşımayan bir metin, “yasa” olarak adlandırılsa da yasa niteliğinde değildir. Yasa, “yabancı güç” ve “yabancı gücün çıkarları yönünde çalışma” kavramları ve yetkililere tanınan geniş inceleme yetkisi bakımlarından belirsiz içerikli ve keyfi uygulamalara açık bulunmuştur. Bu durum, hukuk güvenliğine aykırı görülmüş ve yasallık koşulunun yerine getirilmediği sonucuna varılmıştır.

2- Meşru bir amaca yönelik olma: Hak ve özgürlükleri kısıtlamanın meşru bir amaca yönelik olduğunun kabul edilmesi için yönelinen amacın, kamu düzeninin sağlanması, devletin güvenliğinin ve halk sağlığının korunması gibi, uluslararası insan hakları belgelerinde belirlenmiş amaçlardan olması gerekir. Şeffaflık, bunlardan biri değildir. Uluslararası metinlerde, kamu kuruluşları dışındaki kuruluşlar için şeffaflık sadece, kamu düzeninin sağlanması, kara paranın aklanması ve terörle mücadele amaçlarıyla sınırlandırılmıştır. Demokratik toplumlarda, hükümeti eleştirmek, “dezenformasyon yaymak” olarak nitelendirilemez. Bu niteleme, sivil toplumu ve basını boğmaya yöneliktir. Demokrasi böyle korunamaz. Dolayısıyla yasa, meşru bir amaca yönelik olma koşulundan yoksundur.

3- Demokratik toplum açısından gerekli olma koşulu: Kısıtlayıcı düzenlemenin, yasallık ve meşru bir amaca yönelik olma koşullarını gerçekleştirmiş olması yeterli değildir; demokratik toplum açısından da gerekli olmalıdır. Yetkililerin, kısıtlamanın yönelik olduğu meşru amacı sağlayacağını ve bu kısıtlamanın, olabilecek en hafif nitelikte olduğunu kanıtlamaları gerekir. Gürcistan yetkilileri bunları kanıtlayamamıştır. Dolayısıyla, “etki ajanlığı” yasasının demokratik toplum açısından gerekli olduğu ve toplumsal bir ihtiyacın baskısı nedeniyle yasalaştırıldığı savunulamaz.

4- Orantılılık (ölçülülük): Kısıtlama ile hakkın ve özgürlüğün özü çiğnenmemeli yani hak ve özgürlük kullanılamaz hale getirilmemelidir. Yaptırımlar, yasaya aykırılıklarla orantılı olmalı ve hakkın/özgürlüğün kullanımı açısından caydırıcı bir nitelik taşımamalıdır. Sivil toplum kuruluşlarının, dış güçlerin çıkarları yönünde çalışıyormuş gibi gösterilmesi, söz konusu kuruluşları lekeler ve kaynaksız bırakır. Bu durum ifade özgürlüğü ile dernek, toplantı ve gösteri özgürlüğüne aykırıdır ve meşru bir amaç güdülse dahi, bu amaçla orantılı değildir. İdari para cezasının yüksek olması da yaptırımı, orantısız kılmıştır.

KOMİSYON NE DİYOR?

Gürcistan’ın “etki ajanlığı” yasası, hak ve özgürlükleri kısıtlamanın koşulları olan, yasallık, meşru bir amaca yönelik olma, demokratik toplum açısından gerekli olma ve orantılılık koşullarıyla uyumlu değildir. İfade özgürlüğünün ve dernek, toplanma ve gösteri özgürlüğünün kullanımında caydırıcı bir etkiye sahiptir. Yasa ile sivil toplum kuruluşlarını ve basını lekeleme ve susturma amacı güdülmüştür. Bu durum kamusal sorunları, bilgilenmiş olarak tartışma olanağını ortadan kaldırmakta, çoğulculuğa ve demokrasiye zarar vermektedir.

Komisyonun görüşleri, AİHM kararlarına dayanak oluşturmaktadır. Bu nedenle komisyonun yukarıda belirtilen ilkesel görüşlerinin, ülkemizin gündemindeki “etki ajanlığı” düzenlemesi için dikkate alınmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

DR. AHMET MÜNCİ ÖZMEN

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI EMEKLİ HUKUK MÜŞAVİRİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları