Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hukuk devleti, hukuk toplumu
Her ağzımızı açtığımızda, her tartışma ortamında sıkça kullandığımız bir kavramdır “Hukuk Devleti”.
Zaten anayasamızı hazırlayanlar da daha “Başlangıç” bölümünde “millet iradesi ve hukukun üstünlüğü”nden söz ederken ve hemen 2. maddesinden başlayarak “laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti” kavramına vurgu yapmıştır.
Gerçekten bir “Hukuk Devleti” olabilmenin yegâne yolunun da toplumsal yaşamda “hukukun üstünlüğünün hâkim olması” ilkesine atıfla, yaşadığımız toplumun da bir “hukuk toplumu” olmasından geçtiği unutulmamalıdır.
Toplumu oluşturan bireylerin, kendilerinden başka herkesin hukukuna da saygılı olma güdüsü ile yaşamadığı bir ülkede, “Devlet”in de bir “Hukuk Devleti”ne dönüşmesi kimsenin umurunda olmayacaktır.
Bence, şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşadığımız en ağır ve en acil çözülmesi gereken sorun budur. Günlük küçük (mikro) yaşamlarımızda, mesela soframızda aile bireylerinden başlayarak geniş ailemizde de (mesela miras davalarında), apartman ve site yaşamında komşularımızla ilişkilerimize, trafikte öteki sürücüler ve yayalarla ilişkilerimize kadar hemen her alanda yaşadığımız sorunları hatırlayın. Ne demek istediğimi anlarsınız.
Yukarıda sayılan alanlarda başarılı olamadığımız takdirde, “Yargı” ve “Yürütme” alanlarında Devlet’in ne kadar hukuk içinde davrandığı konusunda da sağlıklı karar veremeyiz.
Bireysel düzlemde “Bana adil davranılsın. Gerisinin canı cehenneme” demeye eğilimli olabiliyorsak, makro düzlemlerde de “Hukuk ihlallerine” ses etmeye hakkımız olmaz. Zaten mahkemeye işimiz düşmediği takdirde, bunu pek de dert edinmeyiz.
Oysa ki çağdaş bir birey ve çağdaş bir toplum olabilmenin birincil koşulu budur.
Selahattin Demirtaş’ın ya da Osman Kavala’nın tutukluluğu ve anayasal hakları, AYM ve AİHM kararlarının üstünlüğünden eşit olarak yararlanamıyor olmaları, sandıkta milletin oyları ile seçilmiş Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, Enis Berberoğlu’nun ve diğerlerinin parlamenter statü ve kimliğinin hasımlarının çoğunluğunun el kaldırıp indirdikleri “bir oylama ile cart diye” ellerinden alınabilmesini dert edinip edinmemek gibi net bir mihenk taşından söz ediyorum.
Bir siyasi partinin sırf “bizim gibi düşünmüyorlar ve başka talepleri var” diye kapatılmasını ve hepsinin toptan içeri alınmasını savunarak “çağdaş toplum ve çağdaş bir demokrasi” olunamayacağını kastediyorum.
Toplumun haber alma ihtiyacının yani bilgilenme ihtiyacının sağlayıcısı bir gazetenin baskı altında tutulması, cezalarla sindirilmeye çalışılması, bir bakanın icraatının sorgulanması şeklindeki temel ve vazgeçilmez görevini yaptı diye “soruşturmaya uğratılması” da tek tek tüm bireylerin “dert edinmesi” gereken işlerdir.
İktidarın beğenmediği TV kanallarına “gözünün üzerinde kaşın var” diye her fırsatta cezalar kesilmesi de sadece o kanalların değil, oradan bilgi almak durumunda olan tek tek tüm vatandaşların “sorunu” sayılmıyorsa, gerçek bir hukuk toplumu olamayız.
Bir küçücük çocuğun taciz, istismar veya tecavüze uğraması, bir sporcu kız çocuğunun “şort giyemezsin, günahtır” diye iğrenç bir baskı altına alınmak istenmesi, bir hayvana eziyet edilmesi, bir kadının ya da doğuştan veya sonradan başka bir cinsel yönelimi olan bireyin “makbul ve değerli olmayan” sayılması, kendimize “hukuk toplumu” diyebilme hakkımızı elimizden alır.
Bütün bunları toptan “kendi (bireysel) sorunumuz” sayamazsak, karpuz ya da kavun alır gibi “seçmece-kesmece” anlayışına yazılırsak, en başta sözünü ettiğimiz ve anayasa denen metnin girişinden itibaren vurguladığı ilkeleri yırtıp çöpe atmış oluruz.
Gerisi de utanç verici bir ilkellik ve kaos anlamına gelir.
Vatandaşlar olarak, kendimize “kaliteli bir birey”, toplum olarak “birinci sınıf bir toplum” deme hakkını, devlet olarak da “hukuk devleti” deme hakkını yitiririz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 'Ben o gün tecavüze uğramadım diye...'
- MSB'den açıklama geldi
- İmamoğlu'ndan Bakan Tekin'e sert tepki
- Saat verildi, sayı istendi
- TCMB ve TBB'den açıklama
- İstanbul'da sahilde 2 ceset bulundu
- S Sport'tan yayınları durdurma kararı!
- Ancelotti'nin Arda Güler tepkisi dikkat çekti!
- Ardahan'da kayyum atanan Muhtar Cumhuriyet'e konuştu:
- Çakıcı cephesinden açıklama geldi