Yahya Arıkan

On Yılda Değişmeyen Tek Şey KDV İadesi!

23 Eylül 2011 Cuma
\n\n\n

Herhangi bir konu ya da sorunu alt başlıklara ayırarak tümden gelip” “tüme varımla çözmeye çalışmak analitik bir bakış açısıdır.

\n

Bir ülkede yıllar içerisinde yaşanan değişimi dış maddeleri sıralayarak fark edebilmek için de kullanılabilecek yöntemlerden biridir. Bu bakışla, belirli bir zaman periyodunu da baz alarak Türkiyede nelerin değiştiği, buna paralel değişime direnenler ya da uyum sağlayamayanlar daha iyi görülebilir.

\n

Gelin biz de yaklaşık olarak 10 yılda Türkiyede neler değişti örneğinden yola çıkarak bir sonuca ulaşmaya çalışalım.

\n

Örneğin 1 Ocak 2001de Cumhuriyet Altını 41 Türk Lirasıydı. Bugün yaklaşık 700 TL. Yani 17 kat artmış.

\n

2 Ocak 2001de İMKB 100 Endeksi 9.467 puandan kapanırken 21 Eylül 2011 kapanışı 60.889’den gerçekleşti. 6.5 kata yaklaşan bir artış var.

\n

2001 yılının birinci altı aylık döneminde asgari ücretin brüt tutarı 139.95 TL iken bugün 837 TL yaklaşık 6 kat artmış.

\n

2001 yılında tarla domatesinin kilogramı 0.20 TL imiş. Bugün yaklaşık 3 TL. 15 kat artmış.

\n

2001 yılında verilen muhtasar beyannameler için 0.91 TL damga vergisi ödenmiş. Bugün 19.90 TL ödeniyor. Yaklaşık 22 kat artmış.

\n

Şimdi bir son rakam daha verelim!

\n

2001 yılında inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirilebilecek azami katma değer vergisi iade tutarı 4 bin TL. Bugün yine 4 bin TL. Yani hiç artmamış.

\n

Evet değerli okurlarım yanlış duymadınız. 10 yılda Türkiyede gerçekten pek çok şey değişti. Değişmeyen pek az şey kaldı. Bunlardan biri de katma değer vergisi iade tutarı.

\n

Bildiğiniz üzere, katma değer vergisinden istisna edilen bazı işlemlere ilişkin yüklenilen katma değer vergileri beyannamelerde gösterilmek şartıyla iade alınabiliyor. Ancak bu iade uygulaması katma değer vergisinden istisna edilen tüm işlemler için geçerli değil. İadenin söz konusu olacağı işlemler Katma Değer Vergisi Kanununun 32. maddesinde belirtiliyor. Bu istisnalar tam istisna olarak adlandırılır ve bunların başında da mal veya hizmet ihracı istisnaları gelir.

\n

Mal ihracı yapan bir mükellef, yurtdışında bulunan müşterisine düzenlediği faturada katma değer vergisi hesaplar. Ancak, o ihracatı yapabilmek için gerçekleştirdiği mal veya hizmet alışları sırasında yurtiçinde katma değer vergisi öder. İşte mevzuatımız ödenen bu katma değer vergisinin iadesine izin verir.

\n

Ancak, bu iadenin farklı usulleri ve şartları vardır. Yeminli Mali Müşavir Tasdik Raporu ile veya teminat göstermek suretiyle katma değer vergisi iadesi mümkündür. Ayrıca, mükellefler, herhangi bir sınıra tabi olmaksızın kendi vergi ve SGK prim borçlarına mahsup yoluyla iade işlemlerini gerçekleştirebilir. Bizim bahsettiğimiz yöntemse herhangi bir mahsup talebi olmadan ve YMM raporu ile teminat verilmeden nakden iade alınabilmesine ilişkindir.

\n

23.11.2001 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 84 seri numaralı Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliği, 4 bin TLyi geçmeyen nakden iade taleplerinin inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirileceğini belirtir. Aradan geçen 10 yıllık süre içerisinde bu rakam değiştirilmemiş ve 4 bin TL olarak uygulanmıştır.

\n

Rakamlar yalan söylemez. Yukarıda verdiğimiz örneklerden net olarak anlaşılacağı üzere, 10 yıllık süre içinde pek çok şey değişirken KDV iadelerine ilişkin bu rakamın değişmemesi dikkat çekicidir. Bu rakam artık işlevsiz ve uygulanamaz haldedir. Gelir idaremiz bir an önce bu durumun farkına varmalı ve gerekli düzenlemeyi yapmalıdır.

\n\n\n

Üniversiteli

\n

öğrenciye sağlık yardımı

\n\n\n

Üniversite giriş sınavını kazanarak bugünlerde eğitimlerine başlayan öğrencilere bir sevindirici haber de bizden. Sigortalıların herhangi bir işte çalışmayan ve bu nedenle sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigorta kapsamında olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olanlara ilişkin, sağlıkla ilgili önemli bir düzenleme mevcut.

\n

Bu düzenleme sigortalının eşinive ayrıca 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde mesleki eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış evli olmayan çocuklarınıilgilendiriyor.

\n

Aynı şekilde düzenleme sigortalının, yaşına bakılmaksızın malul olduğu tespit edilen evli olmayan çocukları ve yükseköğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın malul olduğu kurum sağlık kurulu tarafından tespit edilen evli olmayan çocuklarınıda kapsıyor.

\n

Üstelik düzenlemede sigortalının; geçimi sigortalı tarafından sağlanan, her türlü kazanç ve irattan elde ettiği gelirler toplamı yürürlükte bulunan asgari ücretin net tutarından daha az olan ve diğer çocuklarından sağlık yardımı almayan ana ve babasıda var.

\n

Buna göre tüm bu yazdığımız kişiler sigortalı üzerinden sağlık yardımı alabilir.

\n

Dolayısıyla sigortalının 18 yaşını; lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını dolduran çocukları üniversite sınavını kazanmalarından sonra anne-babaları üzerinden sağlık yardımı alabilirler.

\n\n\n

KIDEM TAZMİNATIMI NASIL ALABİLİRİM?

\n\n\n

Eşim; işe ilk giriş yılı 1996’dan sonra 3600 gün prim ve 15 yıl çalışarak, durumunu tevsik eden belgeyi de sunarak kıdem tazminatı talebiyle çalıştığı bankaya istifa dilekçesini verdi. Ancak banka kıdem tazminatını ödemeye yanaşmıyor. Nasıl bir yol izlemeliyim? Faik Kılıç

\n

\n

Çalışma Bakanlığına şikâyet edebilirsiniz ya da noter kanalıyla ilgili şirkete Kıdem Tazminatı Alabilir yazısını da ekleyerek fesih ihbarnamesi göndererek kıdem tazminatınızı talep edebilirsiniz. İhtarname sonrası verilmediği takdirde de, işçinin iş mahkemesinde dava açması gerekiyor.

\n\n\n

SORU - CEVAP

\n\n\n

Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları